Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'dan Kur'an kurslarının kapatılması kararıyla ilgili ortak açıklama

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'dan Kur'an kurslarının kapatılması kararıyla ilgili ortak açıklama

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ziyaret ettiği Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Çavuşoğlu, KKTC'de Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Kur'an kurslarının kapatılmasına ilişkin karara; "Yargıya saygımız var ama bu karar ideolojik bir karardır." şeklinde tepki gösterirken; Tatar ise "Bizler bu topraklarda Müslüman olarak imanımızla geldik. Kur'an kurslarının kapanması gibi bir durum asla olamaz." ifadelerini kullandı.

Çavuşoğlu'nun açıklamaları şöyle: 

"Bir faydası olmayan ve olmayacak olan kararları, statükoya bürünmüş paramatreleri dayatmaya bir anlamı var mı? Sonuçta Kıbrıs müzakerelerine bir kere daha başlarken 2017'de Cenevre'de bir günlük mini konferansta ve tüm görüşmelerde, Rum tarafının masayı devirmesi sebebiyle yaptığımız açıklamalarda tüm muhataplarımıza artık federasyonu müzakere etmeyeceğimizi defaatle söyledik.

Biz artık federal çözüm için zaman kaybetmeyeceğimizi, yeni vizyonun görüşülmesi gerektiğine inanıyoruz. Adadaki gerçekler çerçevesinde adil, kalıcı, tüm taraflar için kazan kazan bir vizyon ortaya koyuyoruz. Dolayısıyla bu çerçeve adadaki iki devletin eşit bir şekilde statüye sahip olmaları ve birbirlerini tanımalıdır.

İki devlet eşit egemenlikle aynı adada yaşıyorlar, yaşayacaklar. İki devlet işbirliği yapabilir, fırsatları değerlendirebilir. Sonuçta yeni bir müzakere süreci başlatılmasını istiyoruz. Bu çerçevede müzakerenin başlatılmasının anlamlı olabileceğini düşünüyoruz. Cenevre'deki 5+1 gayriresmi bir toplantıdır. Kesinlikle Cranmantona'dan, kaldığımız yerden devam etmeyeceğiz. Bu söz konusu olamaz.

Önümüzdeki süreçte de sonuç ne olursa olsun Türkiye olarak biz her zaman KKTC ve Kıbrıs Türk halkının yanında olacağız. Kıbrıs Türk halkının güvenliği ve refahı, Türkiye Cumhuriyeti halkının güvenliği ve refahıdır."

Çavuşoğlu: Dendias haddini aştı

Ersin Tatar, Dendias ile Çavuşoğlu arasında yaşanan gerginlikle ilgi soruyu şöyle yanıtladı:

"Sayın Çavuşoğlu'nun dünkü cevabı çok yerindeydi. Biz Doğu Akdeniz'de ne Kıbrıs Türk halkının ne Türkiye'nin haklarını yedirtmeyiz. Yunan Dışişleri Bakanı'na verilen cevapta, Kıbrıs Türk halkı olarak sizi izlerken "Bravo sayın bakanımız" dedik. Çünkü çizgiyi aşmıştı, cevabını aldı. Onların iddia ettikleri alan çok daha azdır. Doğu Akdeniz bağlamında söylenen cevap çok yerindeydi diye düşünüyorum."

Çavuşoğlu'nun, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias ile düzenledikleri ortak basın toplantısında yaşanılan gerilimin ardından yaptığı açıklama şöyle:

"Yunanistan'la son 1,5 yıldır gerginlikler yaşadık. Daha sonra bu farklılıklarımızı diyalog yoluyla görüşerek bir çözüm bulma anlayışı aradık. Yunanistan'ın istememesi sebebiyle 5 yıl hiç yapılmayan istikşafi, istişari görüşmeleri yeniden başlattık. Yine karşılıklı bakanlar olarak yaptığımız ve yapacağımız ziyaretler sonrasında iki lideri bir araya getirerek diğer toplantıları gerçekleştirmekti. Sayın Dendias'ın Ankara ziyaretini de önemli bir yumuşatma fırsatı olarak görmüştük. Sayın Cumhurbaşkanımız nadiren dışişleri bakanlarını kabul eder. Burada da güzel bir görüşme oldu. Son derece dostane bir görüşme oldu. Daha sonra biz baş başa bu konuları ortaya koyduk.

Heyetlerimiz arasında görüşmelerde çok farklı konuları değerlendirirken işbirliğimizi nasıl güçlendireceğimizi görüştük. Basın toplantısına gelirken sayın Dendias ve ekibinden bize şöyle bir talep geldi. Basın toplantısında tartışma yaratacak konulara değinmeyeceğiz, dolayısıyla sizden de aynı yaklaşımı bekliyoruz.

Benim konuşmam nezaket içinde daha çok gerginliği azaltma konusunda düşüncelerimizi de paylaşarak dile getirdik. Basın toplantısının belli bir noktasından sonra sayın Dendias gerçek dışı ithamlarla hem ülkemi hem milletimi suçlamaya başladı. Bunu kabul etmem mümkün değil. Bu neyi gösteriyor, basın toplantısına çıkıp aynı retoriği devam ettirmek, 'ben bu kavgayı devam ettirmek istiyorum' demektir. Neye göre devam ettirmek istiyorsunuz? Sözde Sevilla haritası gibi anlayışlara kendilerini inandırmışlarsa sürdürmemize gerek yok. Bu Sevilla haritasını paçavraya çevirdik. Bunun bir anlamı yok ki. Doğu Akdeniz konferansını niye önerdik biz. Bir araya gelelim, hakça paylaşımı konuşalım diyoruz.

Birçok söyleyeceğim şeyler var da konumuz o değil. Ev sahibi olarak gereken nezaketi gösterdik. Maalesef sayın Dendias bunun dışına çıktı, haddini de aştı. Ben de gereken cevabı devletim ve milletim adına, ayrıca Kıbrıs'ta konuşuldu, Kıbrıs Türk halkı adına cevabı vermek durumundayım. KKTC'yi tamamen yok sayarsanız, karşı adımlarımızı ihlal olarak görürsünüz. Yunanistan'ın bu konuda samimi karar vermesi lazım. Basın toplantılarında kavga mı edeceğiz, buna karar vermesi lazım. Sık sık Avrupa Birliği arkamda diyerek bir yere varmanız mümkün değil. Sahada da gördüğünüz gibi ne AB ne de bazı ülkelerin size destek vermediğini gördünüz. Bunu biz çözeriz iki komşu ülke olarak. Onlar sadece silah satar. Türkiye olarak biz bu yapıcı yaklaşımımızı devam ettirmek istiyoruz. Yunanistan Dışişleri Bakanlığı'nın bugün daha yapıcı açıklamasını not ettik."

KKTC'de Kur'an kurslarının kapatılmasına ilişkin kararla ilgili açıklama 

KKTC'de AYM'nin Anayasa'nın laiklik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle Kuran kurslarının kapatılmasına ilişkin kararıyla ilgili olarak Tatar ve Çavuşoğlu şu ifadeleri kullandı:

Tatar: Cumhurbaşkanı olarak bu yönde açıklamam oldu. Anayasa Mahkemesi'nden kararın açıklanması ama gerekçeli kararın netleşmesinden önce gerçekten üzülerek söylüyorum birilerin kışkırtmasıyla birtakım söylemlerde bulunmuşlar. Bu fevkalade hassas konudur. Bana verilen bilgiye göre, sabahleyin danışmanlarımla konuyu enine boyuna araştırdım. Bizler bu topraklarda Müslüman olarak imanımızla geldik. Kur'an kurslarının kapanması gibi bir durum asla olamaz.

Milli Eğitim Bakanlığı yetkilidir. O denetleyecek. Burada bir sıkıntı yaratılmaya çalışılıyor. Bu açıklamadan sonra gerekçeli karar detaylarıyla ortaya çıktıktan sonra derhal Din İşleri Başkanlığı'nın da yetkilendirilmesi gerekir. Birtakım spekülasyonlara son verilmesi en büyük dileğimdir. Böyle hassas bir konuyu kışkırtıp bir yerlere çekmenin anlamı yoktur. KKTC Anayasası'nda açık ve nettir. Bizim burada inanç, ibadet özgürlüğümüz anayasanın verdiği haktır. Burada inanç özgürlüğü de vardır, ibadet özgürlüğü de vardır. Herkes dilediği gibi ibadetini de yapar kursuna da gider. Burada bir eksiklik varsa ki, derhal düzeltilmesi için gerekli girişimlerin yapılmasını temenni ediyorum."

Çavuşoğlu: Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan'a göstermiş olduğu hassasiyet için teşekkür etmek istiyorum. Tabii bu konu büyük bir hassasiyet yarattı. Öncelikle yargının bağımsızlığı ilkesel olarak ve Anayasa Mahkemesi'nin bağlayıcı kararı. Ancak mahkeme kararını eleştirme hakkımız vardır. Mahkeme eğer hukuka, talebe uygun karar vermediyse bunu ben eleştiririm. En sonda söylemek istediğimi baştan söyleyeyim, bu karar ideolojik bir karardır. Anayasa ve hükmüne göre verilmiş bir karar değildir. Bu karara yön veren de bunun uzantılarının yaptığı açık ve nettir.

Laikliğin tanımı nedir? Herkesin din özgürlüğünü, inancını, dinini öğrenme hakkının garantisidir laiklik. Peki Anayasa Mahkemesi'ne başvuran kişiler ne talep etmişlerdir? Gerekçesi nelerdir? Burada bazı sendika ve bireyler bu kişilerin özlük haklarıyla ilgili anayasa mahkemesine başvurmuşlardır. Anayasa Mahkemesi konuyu niye buna getirip karar veriyor? Ayrıca kararın zamanlaması son derece manidardır. Tam Ramazan ayının ilk haftasında değerlendirip karara bağlanması son derece manidar. Hiç kimse kusura bakmasın, bu karar ideolojik karardır. Sayın Cumhurbaşkanı ve Başbakan'ın yaptığı açıklamaları önemsiyoruz. Bu karar Türkiye'de de hassasiyet yaratmıştır. Halkımızın hassasiyetini bizzat sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından dile getirilmiştir.