Fransa'nın Strazburg şehrindeki Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde (AKPM) konuşan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "İkinci üç ay bile bitmeden, emin olursak tehdidin bittiğinden biz bu OHAL'i kaldırırız ancak bugüne kadarki OHAL uygulamaları vatandaşımızın günlük hayatını etkilemedi. Doğrudan terör örgütünü ve devletin kurumlarını hedef alıyor" dedi.
Çavuşoğlu, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili olarak "Bu zorlu süreci yürütmeye çalışırken Avrupa üyelerinden tehditler geldi, idam gelirse sizi atarız dediler. Halkımızdan bu sefer daha fazla reaksiyon geldi. Bakın ben şahsen söylüyorum idam cezasına karşıyım, Belarus dahil ben burada görev yaparken birçok görüşmeler gerçekleştirdim" dedi. Çavuşoğlu, "Eşim geldi beni tehdit etti, 'İdama karşı olduğunu biliyorum ama bu sefer de karşı olduğunu söylersen seninle ilişkilerimi gözden geçireceğim' Çünkü Dışişleri konutuna helikopterle inmeye çalıştılar" diye konuştu.
Çavuşoğlu, "Göç anlaşmasını uygulayıp diğerlerini uygulamamak haksızlık. Bu bir tehdit değil, bu sitemlerimizi bazen AB'ye açıkça söylüyoruz ama Cumhurbaşkanı biraz fazla açık konuşuyor galiba hoşlanmıyorsunuz. Çünkü bu yükü çeken biziz, en radikal önerileri veren biziz" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nde konuşuyor.
Çavuşoğlu'nun açıklamaları şöyle:
Biz AB ile üç anlaşma imzaladık. Üçü birden uygulanmalı, Yunanistan ile göç anlaşması ve geri kabul anlaşması var. AB ile de geri kabul anlaşması var, vize serbestisi. Bir tane konu kaldı, Avrupa Konseyi'ne bırakıldı.
72 kriterden kalan 4'ünü de halledelim dedik. Göç anlaşmasını uygulayıp diğerlerini uygulamamak haksızlık. Bu bir tehdit değil, bu sitemlerimizi bazen AB'ye açıkça söylüyoruz ama Cumhurbaşkanı biraz fazla açık konuşuyor galiba hoşlanmıyorsunuz. Çünkü bu yükü çeken biziz, en radikal önerileri veren biziz.
E bizim de beklentilerimiz var, "Tehdit ediyorlar" diyorsunuz. Biz iş birliğine devam etmek istiyoruz, Tusk, Juncker, Renzi, Merkel, Hollande ile yaptığımız görüşmeler sonucunda yakın zamanda bir yol haritasında umarım anlaşırız, AB'nin cevabını bekliyoruz. Biz buna hazırız.
Gülen hakkındaki delillerinizin durumu nedir? Sağlam delilleriniz var mı?
Her şeyden önce Gülen bir terör örgütünün ele başıdır ve daha önce de Türkiye ile ilgili çeşitli girişimlerde bulunmuştur. 17-25 Aralık ve 2012'de Oslo'da yapılan görüşmeleri kaydedip yine dönemin Başbakanı ve günümüzün Cumhurbaşkanı'na yönelik yargıçlarını kullanan bir terör örgütüdür.
Genelkurmay Başkanı esir alınıyor ve en yakınındaki yardımcımız şu öneride bulunuyor "Sizi kanaat önderimizle buluşturmak istiyorum" diyor ve darbeyi imzalamasını istiyor. Yakalanan askerler, polisler, diğerlerinin ifadelerine baktığınız zaman Gülen'in talimatıyla kalkıştıklarını itiraf ediyorlar. Gülen'in ABD'den iadesini istedik, talebimizi ilettik, uzmanlar geldi Türkiye'ye. Daha sonra hazırlanan ilk delilleri ABD'ye ulaştırdık
Şu an ABD'de dahil hiç kimsenin şüphesi yok, sizin var mı? Bizim elimizde çok sayıda delil var.
2 gün önce ODA TV'de tutuklanan gazetecilerin ifadelerini gördük, yıllar önce FETÖ'nün hapse attığını söylediler ama siz hep bizi suçladınız. O gün komutanların, gazetecilerin, askerlerin tutuklanmasına bunlar sebep oldular. Şimdi gördük ki bunları tutuklayan hakimler, yargıçlar hepsi FETÖ üyesi. Darbe girişiminin arkasında FETÖ'nün olduğuna dair hiçbir şüphemiz yok.
Bu arada dokunulmazlık konusuna gelince, bu genel bir durum değildir. Kürsü dokunulmazlığı devam ediyor sadece o milletvekillerinin, benim partimde daha fazla kişi var, bugüne kadar karıştığı, suçlandığı dosyalarla ilgili dokunulmazlıklar kalktı. Yargı işlemleri bu milletvekilleri hakkında devam ediyor. Terör örgütlerine silah taşımak dokunulmazlık kapsamında olmamalı. Bilmiyorum cevaplamadığım bir şey var mı?
Bakın ABD'de Başkanlık sistemi var, bazı yerlerde Monarşi var peki amaç nedir? Demokrasinin, güçler ayrılığının tesis edilmesidir. Yasama, yürütme, yargı arasındaki güçler ayrılığının güçlendirilmesidir. Denetim görevini de çok iyi yapabilir, ben bugünkü sistemde yürütme ile parlamento arasında çok da güçler ayrılığı olduğunu düşünmüyorum. Yasa tasarılarının çoğu bakanlardan geliyor, hükümet üyeleri Meclis'ten seçiliyor. Venedik Komisyonu Başkanı'nın güzel bir sözü var "Önemli olan balığın yüzebilmesidir" Her ülke kendi halkının yönetim biçimini demokrasi kapsamında belirleyebilmeliyiz
Darbe girişimi hakkında tam olarak insan haklarına ne zaman saygı gösterilecek?
Çok teşekkür ediyorum. Sayın başkan bugün özellikle konuşmamı 15 dakikada bitirdim. Ben de sizin koltuğunuzda otururken çok üzülüyordum soru sormaya fırsat kalmayınca. Bakın darbeden bahsediyoruz, ateş açılıyor, köprü üstünde tanklar halkı ezip geçiyor, Meclis bombalanıyor, böylesine bir travmayı atlatmak kolay değil ve bu travma kapsamında idam talepleri geldi. Biz o zaman bile bu talebi konuşmak istemedik, duygusal anlarda verilen kararlar doğru olmaz. Halkın taleplerine kulak tıkamak doğru değil ancak halka doğruları anlatmak siyasilerin görevidir. Bu zorlu süreci yürütmeye çalışırken Avrupa üyelerinden tehditler geldi, idam gelirse sizi atarız dediler. Halkımızdan bu sefer daha fazla reaksiyon geldi. Bakın ben şahsen söylüyorum idam cezasına karşıyım, Belarus dahil ben burada görev yaparken birçok görüşmeler gerçekleştirdim. Eşim geldi beni tehdit etti, "İdama karşı olduğunu biliyorum ama bu sefer de karşı olduğunu söylersen seninle ilişkilerimi gözden geçireceğim" Çünkü Dışişleri konutuna helikopterle inmeye çalıştılar.
OHAL'i getirmek istemezdik, üç ayda bitirelim istedik ancak öyle kompleks bir durum oldu ki halkımız bile tehdidin tamamen ortadan kalktığına inanmıyor. 40 yıldır devletin içine sızan bir terör örgütünden bahsediyoruz gerekli adımları atmazsak yarın yine karşı karşıya gelebiliriz. Avrupa Konseyi'nden gelen önerilere bakıyoruz, çalışmalarımıza bakıyoruz ve titiz çalışıyoruz. İkinci üç ay bile bitmeden, emin olursak tehdidin bittiğinden biz bu OHAL'i kaldırırız ancak bugüne kadarki OHAL uygulamaları vatandaşımızın günlük hayatını etkilemedi. Doğrudan terör örgütünü ve devletin kurumlarını hedef alıyor. Milletimizin desteği yüzde 80'in üzerinde. Normal şartlarda kimse OHAL çerçevesinde yaşamak istemez. Bakın Fransa'da bir yıl OHAL oldu. Fransa'yı küçümsemiyorum ama iki saldırı oldu, bizde buna benzer yüzlerce saldırı var. Ben Fransa'yı eleştirmiyorum.
Size destek olmak için AKPM ne yapabilir?
Bu süreçte gerçekten kardeş Azerbaycan'ın desteğini yanımızda hissettik. Türkiye demokrasi nöbetleri tutarken Azeri kardeşlerimiz de meydanlara indi. Elbette böylesine bir süreçte dostlarını yanında görmek ister. Dostlarını yanında görmek demek dostların her yaptığına destek vermesi anlamına gelmez ancak böyle durumlarda öneriler, tavsiyeler, yapıcı eleştiriler yapılır. Çifte standarttan uzak, gizli ajandalar olmadan, şu an birçok milletvekili arkadaşımızın tutumu bu yöndedir.