Hürriyet yazarı Sedat Ergin, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile üst kademe kamu yöneticileri için getirilien atama düzenlemesine Dışişleri Bakanlığı'nın da dahil edilmesiyle ilgili olarak değerlendirmede bulundu. Ergin, Dışişleri Bakanlığı'nında uzmanlığını öne çıktığını hatırlatarak, yapılan değişikliğin bakan Mevlüt Çavuşoğlu'nun önünde önemli sınamalardan biri olduğunu söyledi; "Kendi bakanlığını buradaki risklerden nasıl koruyacak" dedi.
Ergin'in "Dışişleri Bakanlığı'nı riske atmak" başlığıyla (18 Temmuz 2018) yayımlanan yazısının ilgili bölümü şöyle:
Birbiri ardına çıkan Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle Türkiye’de devlet teşkilatının yapısı baştan aşağı muazzam bir değişikliğe sahne olurken, yaşanan sarsıntının etkilerine açık hale gelen bakanlıklardan biri de Dışişleri.
Bunun nedeni, çıkarılan bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile üst kademe kamu yöneticileri atamaları için standart bir dizi ölçü getirilirken, kendi özel teşkilat yasası kaldırılan Dışişleri Bakanlığı’nın da bu sisteme dahil edilmiş olmasıdır. Yeni sistemin önemli bir yönü, kamu kuruluşlarında kurum dışından atamaları mümkün kılmasıdır. Dışişleri Bakanlığı bundan istisna tutulmamıştır. Bunun sonucu, merkezde diplomatların üstlendikleri görevler için bakanlık dışından atamalara kapı açılmıştır. Konuyu biraz açalım. Mevcut uygulamada yurtdışına büyükelçi unvanıyla gitmek için muhakkak meslek memuru olma şartı yok. Bu imkân, geçmişte çok sınırlı olmak kaydıyla özel durumlarda kullanılırken, son dönemde daha yaygın bir hale geldi. Bugün yurtdışında meslek memuru olmayan 12 büyükelçi görev yapıyor. Örneğin, Tokyo Büyükelçisi Murat Mercan AK Parti kurucusu ve eski milletvekili. Malezya Büyükelçiliği’ni Merve Kavakçı yürütüyor. Buna karşılık, bakanlığın merkez teşkilatı yasa gereği bugüne dek dışarıdan atamalara kapalı kaldı. Merkezdeki müsteşar, müsteşar yardımcısı, genel müdür, genel müdür yardımcısı, daire başkanı unvanlarının karşılığı olan bütün görevler her zaman profesyonel diplomatlarca yürütüldü. Getirilen yeni sistemle bu dönem kapanmış oluyor. Bir kere, yeni sistemde bakanlıklarda müsteşar yardımcılığı pozisyonları kaldırıldığı için, zaten geçen hafta başına kadar çalışmakta olan altı müsteşar yardımcısı görevsiz kaldıklarından açığa çıkmış bulunuyor. Bu diplomatların önümüzdeki dönemde büyükelçi olarak dış görevlere gönderilmeleri şaşırtıcı olmayacak. Asıl sorun bakanlıktaki genel müdür, genel müdür yardımcısı ve daire başkanlarını ilgilendiriyor. Geçen hafta salı günü Resmi Gazete’de yayımlanan ‘Kamuda atama usullerine dair’ üç numaralı Cumhurbaşkanlığı kararnamesine göre, genel müdür olabilmek için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 48. maddesindeki genel şartlara ve en az dört yıllık yükseköğrenim mezunu olma koşuluna ek ‘Kamuda veya uluslararası kuruluşlar ile özel sektörde veya serbest olarak en az beş yıl çalışmış olmak’ kapısı da açılıyor. Daha alt kademedeki genel müdür yardımcılığı ve daire başkanlığı pozisyonları için bu koşullar kısmen daraltılmakla birlikte ‘Kamuda en az beş yıl hizmeti bulunmak’ seçeneği açık tutuluyor. Bu durumda Dışişleri merkez teşkilatındaki söz konusu kadro, pozisyon ve görevlere dışarıdan personel atanması mümkün olabilecektir. Örneğin, özel sektörde ya da başka bir kamu kuruluşunda beş yıl görev yapmış birinin Dışişleri Bakanlığı’nda genel müdürlük görevine getirilmesinin önünde hiçbir yasal engel bulunmayacak. Diplomatlık mesleği, diplomasiye önem veren bütün ülkelerde, uzmanlığın ön plana çıktığı, bu çerçevede özel bir eğitim ve kariyer kriterlerine bağlı olarak yürütülen bir alan. Dışişleri Bakanlığı, profesyonel ölçülerini büyük ölçüde koruyarak önemli bir geleneği bugünlere dek taşımış, yaşatmış olan bir devlet kurumudur. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, geçen hafta görevini yeniden üstlenmesi dolayısıyla düzenlenen törendeki konuşmasında, hem AB hem de Dışişleri bakanlıklarının başında bulunduğunu hatırlatarak, “Gerçekten Türkiye’nin en iyi kadrolarının ve en çalışkan insanlarının bulunduğu iki bakanlıkta görev yapmak herkese nasip olmaz” diye konuştu ve ekledi: “Dışişleri’ndeki personel sadece Türkiye değil, dünyada herkesin saygısını ve takdirini kazanmıştır. Sizlerle beraber çalıştığım için kendimi her zaman şanslı sayıyordum.” Dışişleri Bakanlığı’nın, Çavuşoğlu’nun da işaret ettiği üzere uluslararası alanda bu ölçüde takdir kazanması, büyük ölçüde geleneklerini, profesyonel ölçülerini koruyabilmiş, kendi kariyer sistemini işletebilmiş olmasının bir sonucudur. Getirilen düzenlemeler, liyakata bağlı terfi ilkesini aşındıracağı için bu geleneği zayıflatma potansiyelini taşıyor. Yeni dönemde Çavuşoğlu’nun önündeki önemli sınamalardan biri, kendi bakanlığını buradaki risklerden nasıl koruyacağıdır.