Dışişleri Sözcüsü Bilgiç: Libya'daki eğitmenlerimizin, gayrimeşru paralı askerlerle aynı kefeye konulmasına müsaade etmeyiz

Dışişleri Sözcüsü Bilgiç: Libya'daki eğitmenlerimizin, gayrimeşru paralı askerlerle aynı kefeye konulmasına müsaade etmeyiz

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Tanju Bilgiç, Libya konulu 2'nci Berlin Konferansı'na ilişkin, "Libya'daki eğitmen ve danışmanlarımızın gayrimeşru paralı askerlerle aynı kefeye konulmasına müsaade etmeyeceğimizi vurguladık. Bu nedenle bildirinin bir maddesine şerh koyduk" dedi.

Bilgiç, "Fiziki etkinliklerimiz de oldu. 25 civarında etkinlik gerçekleştirdik, 11 devlet ve hükümet başkanı, 45 bakan katıldı. Antalya Diplomasi Forumu hem ulusal hem de uluslararası basına ciddi şekilde yansıdı. Sayın bakanımız 23 Haziran Çarşamba günü Berlin'de Libya konulu bir konferansa katıldı. Pazartesi günü Roma'da DEAŞ ile Mücadele Uluslararası Koalisyonu Toplantısı'na katılacak. Aynı gün kısıtlı katılımlı bazı ülkeler ile birlikte Suriye toplantısı düzenlenecek, sayın bakanımız bu toplantıya da katılacak. 29 Haziran'da İtalya'da G20 Dışişleri Bakanları Toplantısı ve G20 Dışişleri ve Kalkınma Bakanları Ortak Toplantısı'na sayın bakanımız katılacak" diye konuştu.

"Siyasi sorunun bulunmadığını söyleyebilirim"

Ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Bilgiç, Körfez ülkeleri ile ilişkilerde normalleşme süreci, Suudi Arabistan ve Mısır'a yapılan ziyaretlere ilişkin, "Biz Körfez bölgesinin güvenliğine önem veriyoruz. Ocak ayı başında yapılan Körfez İşbirliği Zirvesi ile Katar ile Arap 4'lüsü arasındaki ittifakının çözümü yönünde önemli adım atıldı, biz de bunu bir basın açıklaması ile destekledik. Sayın bakanımız 11 Mayıs'ta Suudi Arabistan'ı ziyaret etti. Şu aşamada Türkiye ile Suudi Arabistan arasında ikili siyasi sorunun bulunmadığını söyleyebilirim. Biz iş birliğimizi geliştirmeyi arzuluyoruz. Mısır konusuna gelirsek, bölgenin istikrarı ve refahı için Türkiye-Mısır ilişkileri her zaman çok önemli. Mısır aynı zamanda Türkiye'nin Afrika'daki en büyük ticaret ortağı. Biz Mısır ile ilişkilerimizde kademeli bir süreçten bahsediyoruz. Amacımız; gerek ikili gerek bölgesel konularda mutabık kaldığımız noktaları arttırmak ve ortak bir anlayış geliştirmek" ifadesini kullandı.

"Müsaade etmeyeceğimizi vurguladık"

Bilgiç, Libya konulu 2'nci Berlin Konferansı'na ilişkin de, "Libya'daki siyasi sürece her zaman güçlü destek verdik, 23 Haziran'da Berlin'de 2'nci Berlin Konferansı'na sayın bakanımız da katıldı. Bakanımız orada ikili görüşmeler de yaptı. Libya makamları ile de görüştü. Hem konferansın hazırlık süresince hem de konferans süresince gayet yapıcı bir tutum benimsedik. Müzakerelerde büyük ölçüde mutabakat sağlandı; ancak sahadaki gerçekler ile bağdaşmayan bazı maddelere yönelik çekincelerimizi koyduk. Libya'da bulunan eğitmen ve danışmanlarımızın bölgesel ve uluslararası platformlarda sorgulanmasına ve gayri meşru paralı askerler ile aynı kefeye konulmasına müsaade etmeyeceğimizi vurguladık. Bu nedenle bildirinin bir maddesine şerh koyduk. Libya'daki seçimlerin 24 Aralık'ta düzenlenmesine ve siyasi sürecin pürüzsüz şekilde devam etmesine yönelik desteğimiz önümüzdeki dönemde de devam edecek" dedi.

Kabil Havaalanı 

Bilgiç, ABD'den gelen heyet ve Afganistan görüşmelerine ilişkin ise, "ABD ve NATO 1 Mayıs'tan itibaren Afganistan'dan geri çekilme sürecine devam ediyor. Ancak genel anlayış, Afganistan'ın yalnız bırakılmamasına yönelik bir anlayış mevcut. Bu tabi Afgan ordusuna finansal desteğin sürdürülmesi ve havalimanının güvenliğinin sağlanmaya devam ettirilmesi şeklinde bir yaklaşım da var. Havalimanının güvenliğinin sağlanması Afganistan için çok önemli. Eğer havalimanı güvensiz olursa, Afganistan'daki diplomatik temsilcilikler Afganistan'da kalmayı sona erdirecek. Havalimanının işletilmesinin ve güvenliğinin sağlanmasının Türkiye tarafından yürütüldüğünü biliyorsunuz. Kararlı Destek Misyonu'nun sona ermesinden sonra bu sorumluluğu devam ettirmeyi düşünüyoruz. Ancak bunun gerçekleşmesi için adil bir külfet paylaşımı, finansal, lojistik, teknik ve güvenlik konularında desteğe ihtiyacımız var. Bu konuları müttefiklerimiz ile görüşüyoruz. ABD'den bir heyet Milli Savunma Bakanlığımızda temas içinde. Afgan hükümeti ile hukuki düzenleme yapmamız gerekecek, bu konularda anlaşabilirsek" diye konuştu.

"Gerilimin düşmesinden memnuniyet duyuyoruz"

Bilgiç, Rusya ile ilişkilerin devam ettiğini belirterek, "Geçen yıl yapılamayan Yüksel Düzeyli İşbirliği Konsey Toplantısı'nın bu yıl sonuna kadar ülkemizin ev sahipliğinde yapılması planlanıyor. Salgın nedeniyle görüşmelere ara verilse de liderler arasında sıklıkla telefon görüşmeleri oluyor. 2020'de Sayın Cumhurbaşkanımız 19 defa Putin ile görüştü. 2021 yılında da en sonuncusu dün olmak üzere toplam 6 defa Sayın Cumhurbaşkanımız Putin ile görüştü. Çok boyutlu ilişkilerimiz var. 2019'da 7 milyon turist gelmişti. Şimdi geçen yıl pandemi nedeniyle bu 2.1 milyona geriledi. Pandemi nedeniyle uçuşlar kısıtlanmıştı. 22 Haziran itibari ile uçuşları tekrar başlatma kararı aldık. Turizm rakamlarının önümüzdeki dönemde yükseleceğini ümit ediyoruz. Ukrayna ve Kırım konusunda bizim politikamız belli. Rusya Federasyonu ile Ukrayna arasındaki gerilimin düşmesinden de memnuniyet duyuyoruz" ifadesini kullandı.

"Alenen ihlal etmesini, ellerimiz bağlı izlememiz beklenmemeli"

Bilgiç, Yunanistan'ın Türkiye ile imzaladığı Atina Mutabakat Muhtırası'na aykırı davranmasına ilişkin, "Türkiye ile Yunanistan arasında Atina mutabakatı var. Bu Ege'de milli ve dini günlerin yanı sıra 'moratoryum' olarak adlandırılan 15 Haziran-15 Eylül döneminde de Atina mutabakatı çerçevesinde tatbikat yapılmıyor. Yunanistan'ın bu hususa riayet etmediğini ve sahalarını moratoryum dönemlerinde de aktif olacak şekilde ilan ettiğini görüyoruz. 15 Haziran'a kadar saha ilanlarını düzeltmediği takdirde askeri makamlarımızın da Türk tatbikat sahalarının aktivasyon süresini moratoryum dönemini kapsayacak şekilde tadil edeceğini vurguladık. Yunanistan sahalarında değişiklik yapmadı, bunun üzerine de biz sahalarımızda aynı şekilde güncellemeye gittik. Biz Atina Mutabakatına bağlıyız, ancak Yunan tarafının bu mutabakatı alenen ihlal etmesini ellerimiz bağlı şekilde izlememiz de beklenmemelidir" dedi.

"AB, Türkiye'nin üstlendiği külfetin farkında olmalı"

Bilgiç, AB Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesinde kabul edilen kararlara ilişkin, "AB ile ilişkilere ilişkin şunu söyleyebilirim; bu zirvede Türkiye başlığı altında kabul edilen kararlar bizim beklentimizi karşılamaktan uzak. Ayrıca kararda Suriyeli sığınmacılara yönelik yeni yardım paketine ilişkin olarak AB Komisyonu tarafından resmi teklif sunulması çağrısında da bulunuluyor. Basın toplantısına girerken bir meblağın ifade edildiğini de duydum. Ancak çok boyutlu bir konu olan göç birliği sadece mali boyuta indirgenemez. Bu sadece, 'biz siz para verelim, siz göçmenleri engelleyin' anlayışı ile yerine getirilebilecek bir husus değil. Öncelikli beklentimiz 18 Mart Mutabakatı'nın bir bütün olarak günün ihtiyaçlarına uygun şekilde güncellenmesidir. Bunun dışında Türkiye ile AB arasında özellikle göç iş birliğinden söz etmek mümkün olmayacaktır. AB ülkemizin göç konusunda üstendiği külfetin farkında olmalıdır. Biz halen AB ile iş birliğini özellikle göç boyutu ile güçlendirerek ve geliştirmesine yönelik beklentimizi koruyoruz" ifadesini kullandı.