Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) "İnsanca ücret, vergide adalet" talebiyle İstanbul Tophane'de Çalışma İl Müdürlüğü'nde basın açıklaması yaptı.
Eylemde konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, ülkeyi yönetenlerin ekonomik krizi inkar ettiğini ancak emekçiler için geçinmenin her gün daha zor hale geldiğini söyledi.
İşsizliğin Cumhuriyet tarihinin rekorlarını kırdığını, genç işsizler ordusunun büyüdüğünü söyleyen Çerkezoğlu şöyle konuştu:
"TÜİK verilerine göre her dört gencimizden birisi işsiz! Büyük kentlerde her üç genç kadından birisi işsiz! İşsizlik ciddi oranda artarken, her evin sorunu haline gelirken ülkeyi yönetenler ne yapıyor? İşsizlik fonunu sermayeye yağmalatıyor. İşsizlerin 'geçinemiyoruz' çığlıkları yükselirken, işsiz işçilere ait 8,7 Milyar TL teşvik adı altında işverenlere aktarıldı. Aynı dönemde yapılan işsizlik ödemesi ise 5,7 milyar TL’de kaldı. Bu da yetmedi, 130 Milyar TL’yi aşan İşsizlik Sigortası Fon kaynaklarının yüzde 92’den fazlası, enflasyonun altında faiz oranlarıyla devlet tahvillerine yatırıldı. İşsiz işçilerin parası çarçur edildi. Bu da yetmedi, kıdem tazminatının fona devredilmesi ve Bireysel Emeklilik sisteminin fona devredilmesi gibi dayatmalar, IMF ile iktidar tarafından gündeme getirildi. Bizler burada bir kez daha ilan ediyoruz. Kıdem tazminatımıza elinizi uzatmaya kalkmayın. Sizi akıl hocanız IMF bile kurtaramaz."
Çarşı, pazarda fiyatlar uçarken Ekonomi Bakanı'nın "Enflasyon düştü" diye övündüğünü dikkat çeken Çerkezoğlu "Elektrik, su, doğalgaz faturalarımız zamlarla her gün kabarıyor, faturalar belimizi büküyor. Yıllardır büyümeden pay alamayan işçi sınıfı zamlarla ve vergilerle krizin faturasını ödüyor. Gelir dağılımı her geçen gün bozuluyor. En tepedeki yüzde 1, tüm gelirin neredeyse dörtte birini alıyor. Türkiye, OECD ülkeleri içinde, Meksika ve bugün emekçilerin ayağa kalkışına sahne olan Şili’nin ardından gelir dağılımın en bozuk olduğu üçüncü ülke olarak zirveye oynuyor" dedi.
Bu gerçekler karşısında ülkeyi yönetenlerin IMF'nin Eylül 2019'da yazılı olarak istediğini yaptıklarını belirterek "Milyonlarca işçinin, asgari ücretlinin, emeklinin, kamu çalışanının ücretini 'Ben ne kadar istersem o kadar arttıracağım' diyorlar" diye konuştu.
İşçi sınıfı ve tüm emekçiler olarak bu sefalet politikalarını kabul etmediklerini söyleyen Çerkezoğlu şöyle konuştu:
"Bu ülkede üretilen her şeyi, işçiler, emekçiler, kadınlar ve gençler olarak bizler üretiyoruz. Ürettiğimiz toplam değerin hakça paylaşılmasını istiyoruz! Hakça paylaşım için dişe diş bir mücadele sürecinin başladığını buradan ilan ediyoruz. Aralık ayındaki asgari ücret görüşmeleri bu mücadelemizin en önemli ayaklarından biri olacak. Ülkemizde 10 milyon civarında işçi, asgari ücret altı ve asgari ücretin yüzde 10 üstü civarında ücret almaktadır. Daha da önemlisi asgari ücret bu ülkedeki tüm ücretleri belirleyen en önemli göstergelerden biridir. Bu yüzden asgari ücret mücadelesi işçi sınıfının tamamı için insanca ücret mücadelesidir."
"İnsanca ücret mücadelemizin bir diğer ayağı ise başta metal işkolunda olmak üzere devam eden grup toplu iş sözleşmesi süreçleri olacak. İşverenlerin alabildiğine serbest olduğu, ancak işçilerin grev ve örgütlenme yasaklarıyla kuşatıldığı bir süreçte örgütlü metal işçilerimizin iradesini güçlendirmek için omuz omuza mücadele vereceğiz. Benzer şekilde, yüzde 4+4 sefalet ücretlerine mahkûm edilen ve toplu pazarlık ve grev hakları iki yıldır gasp edilen eski taşeron işçilerinin 2020 yılındaki toplu sözleşme süreçlerine omuz omuza hazırlanacağız. İşyerlerinde olacağız, sokaklarda olacağız, meydanlarda olacağız ve bizi yoksulluğa mahkum etmeye çalışanlara kol kola meydan okuyacağız!"
"Önümüzdeki günlerde bizi başka bir mücadele alanı daha bekliyor. O da 2020 yılı bütçe görüşmeleri. Bu işçi sınıfı için neden önemli? Çünkü bu ülkede devletin topladığı vergilerin dörtte üçünü biz ödüyoruz. Her türlü tüketimimizden alınan, zenginden de yoksuldan da eşit alınan, dünyanın en adaletsiz vergisi olan dolaylı vergiler toplam vergi gelirlerinin üçte ikisi olmuş. Doğrudan vergilerin de çok büyük bir bölümünü işçiler, emekçiler ödüyor. Ve buna rağmen iktidarın ekonomiden sorumlu bakanı çıkıyor, 'Vergiyi tabana yayacağız' diyor. Bu kabul edilemez. Vergiyi zaten taban ödüyor, biz ödüyoruz, işçiler, emekçiler ödüyor."
"Vergiyi tabana değil tavana yayın, tavana! Elinizi cebimizden çekin, vergi gelirlerini artırmak istiyorsanız kar ve faiz gelirlerini, serveti vergilendirin diyoruz. Biz vergide adalet istiyoruz!"
"Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak dün bir açıklama yaparak, Dünya Bankasının hazırladığı İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nde son iki yılda 60’ıncı sıradan 33’üncü sıraya yükseldiğimizi duyurdu. Bu hiç de övünülecek bir yükseliş değildir. Çünkü bu yükseliş emeğin haklarının gaspı ile sağlanmıştır. Bu yükseliş çalışma yaşamında daha az kural ile, daha az hukuk ile, patronlar için daha az vergi ile, işçiler için daha az örgütlenme ile, daha fazla esneklik ile, maliyet artmasın diyen önlenmeyen iş cinayetleriyle sağlanmıştır. İş Yapma Kolaylığı Endeksi'nde ülkemizin yükselişi madalyonun bir yüzüdür. Aynı madalyonun diğer yüzünde Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu’nun Küresel Haklar Endeksinde ülkemizin işçiler için en kötü 10 ülke arasında yer alması bulunmaktadır.
Önümüzdeki dönem yükselteceğimiz 'İnsanca ücret, vergide adalet' mücadelesinin startını bugün burada hep beraber veriyoruz. Yapacak çok işimiz, yürüyecek çok yolumuz var.
Zamlara dur demek için, insanca yaşanacak bir ücret için, vergide adalet için, örgütlü örgütsüz tüm işçileri, tüm emekçileri, tüm emeklileri, işsizleri, gençleri, kadınları, tüm halkımızı DİSK’in bu mücadelesine güç vermeye çağırıyoruz."