Prof. Celal Şengör, Kenan Evren'in cenazesine çelenk yollamasına ilişkin “Kenan Evren'in cenazesine çelengi büyük bir mutlulukla gönderdim. Hatta üzüldüm gidemediğim için” dedi. Şengör, 12 Eylül darbesinin ise “Kenan Evren demokrasi düşmanı değildi. Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptığı demokrasiyi kurtarmak için yapılan bir müdahaleydi” sözleriyle savundu.
Prof. Celal Şengör, Ekşi Sözlük kullanıcılarının sorularını yanıtladı. “Porno izlemenin cinsel eğitimi sağladığını savunan Şengör, “Ben pornoyu cinsel eğitimin bir parçası olarak gördüm her zaman. Artık çok sık seyredemiyorum. Neden? Geçti de ondan! Artık bir Jurassic Park izlemek beni daha çok ilgilendiriyor. Pornoyu seyretsem n’olur seyretmesem n’olur. Artık geçmiş zaten, finito!” ifadelerini kullandı.
"Dışkı yedirmek işkence değil” sözleriyle tepki çeken Şengör, bir kullanıcının “Kendi dışkınızı hiç yediniz mi? Beğendiniz mi? Dışkı yemek isteyenlere neler önerirsiniz?” sorusuna “Kendi dışkımı yedim. Bu bir merak meselesidir, merak eden her şeyi dener” diyerek cevap verdi.
Ekşi Sözlük kullanıcılarının yönelttiği sorulardan bazıları ve Şengör’ün yanıtladı şöyle:
YouTube'da bir videonuza denk gelmiştim. Pornoyu sevdiğinizi ve gerekli olduğunu söylüyordunuz. Porno izlemenin ve mastürbasyon yapmanın, çaba harcamadan elde edilen bir zevk olduğunu, dolayısıyla insanı kolaycılığa alıştıracağını düşünüyorum. Ayrıca sosyal yaşama, özellikle karşı cinsle iletişime karşı olumsuz etki sağlayacağını da. Sizin bu konudaki düşüncelerinizi öğrenmek isterim.
Aynı fikirde değilim. Çünkü cinsel tatmin, bizlere biyolojinin yüklediği bir içgüdü. Bunu tatmin edemediğiniz zaman kötü yerlere götürebiliyor. Özellikle pornonun yasaklandığı yerlerde bakıyorsunuz tecavüz gibi davranışlar artıyor. Mesela Katolik Kilisesi... N’olur neticede? Çocuklara sulanıyor adamlar. Felaket yani! Bu tip şeylere mani olabilmek için bir deşarj mekanizması gerekli. Porno bunu sağlıyor. Pornoda oynayan insanlar sanatçı, para alıyorlar bunun için. Dolayısıyla bir toplumsal görev görüyorlar; çıplak kadın göremeyen adam pornoda görüyor, bir miktar tatmin olabiliyor.
Cinsel birleşme tekniklerini bilmeyen adam teknik öğreniyor. Erkek de kadın da. Bazı şeyleri yapmamanızı öğreniyorsunuz. Dolayısıyla ben pornoyu cinsel eğitimin bir parçası olarak gördüm her zaman. Artık çok sık seyredemiyorum. Neden? Geçti de ondan! Artık bir Jurassic Park izlemek beni daha çok ilgilendiriyor. Pornoyu seyretsem n’olur seyretmesem n’olur. Artık geçmiş zaten, finito!
Kendi dışkınızı hiç yediniz mi? Beğendiniz mi? Dışkı yemek isteyenlere neler önerirsiniz?
Yedim. Hatta onun dışında İsviçre'de benim doktora alanımda otlayan ineklerinkini de tattım. Dağ keçilerinin de tattım. Özellikle insan dışkısı acıydı. Ötekiler de tatlıydı ama insanınki kadar acı değildi. Bu bir merak meselesidir, merak eden her şeyi dener.
Kenan Evren gibi demokrasi düşmanına çelenk bırakmak nasıl bir duygu?
Kenan Evren demokrasi düşmanı değildi. Kenan Evren ve arkadaşlarının yaptığı demokrasiyi kurtarmak için yapılan bir müdahaleydi. Türkiye'nin ne duruma düştüğünü, bundan kimlerin sorumlu olduğunun farkında olmayan kişiler bu tarz sorular soranlar. O günleri yaşayanlara sorarsanız, iyi ki oldu diyeceklerdir. Sokaktaki insanlar askerlere sarılıyordu. Zaten kısa süre sonra demokratlara devredildi yönetim. Demokrasi düşmanı olsa öyle mi olurdu?
Kenan Paşa'yı tanıyorum, yakın değildim ama konuştum. Tahsin Şahinkaya generali 13 yaşımdan beri tanıyorum. Dolayısıyla onlar hakkında söylenen birçok şeyin doğru olmadığını biliyorum. Dolayısıyla Kenan Evren'in cenazesine çelengi büyük bir mutlulukla gönderdim. Hatta üzüldüm gidemediğim için. Şimdi diyecekler ki efendim o kötü ortamı o askerler hazırlamıştı. Külliyen yalan! O ortamı hazırlayan politikacıların aptallıklarıydı. Amerika fişekledi diyecekler, o da doğru değil. Bu konuda iki şahit göstereyim; bir tanesi Çevik Bir general. Orgeneral. O zaman Kenan Paşa'nın özel kalem müdürüydü. Bizim çocuklar yaptı lafının olmadığını, böyle bir lafın nereden çıktığını anlayamadığını bana defalarca söylemiştir. Şahinkaya generalin bir gün evinde çay içerken, gene 12 Eylül konusu açıldığında, “En çok ne ağırıma gidiyor biliyor musun Celal” dedi, bu “12 Eylül’cüler Amerikalıların adamıydı, onlardan icazet aldılar.” Yahu bir Türk subayı dedi, kendi ülkesinin problemi için Amerika'dan mı icazet alacak! Bu sözü söylerken ki kızgınlığı gözlerimi yaşartmıştı, hiç unutmuyorum.