Disney, ırkçı tasvirleri ve stereotipleri geçmişinde bırakabilecek mi?

Disney, ırkçı tasvirleri ve stereotipleri geçmişinde bırakabilecek mi?

Derleme: İrem Ağkoç

Disney, yayın platformundaki duyarsız ve ırkçı olduğuna dair tepkiler çeken stereotipleri* kaldırıyor. Son film projeleri ile Disney, ön yargılı tasvirleri geride bırakmayı ve çocuklara bunların yanlış olduğunu göstermeyi hedefliyor.

DW'ye göre bugünün yetişkinleri;  Peter Pan, Dumbo veya The Jungle Book gibi Disney filmlerini izlediklerini hatırlıyor. Yayınlanmalarından on yıllar sonra, bu klasik animasyon filmler hem çocuklar hem de yetişkinler arasında hala popüler.

Habere göre, filmlerin olumsuz tasvirlere rağmen devam eden popülaritesi, Disney'i yapımlardaki ön yargılı klişeleri devam ettirmeye itti. Son yıllarda ABD ve Avrupa'da, bu filmlerin ırkçı stereotipler ve kültürel açıdan duyarsız malzemelerden sorumlu tutulmasına ve gelecekte hikayelerin farklı şekilde anlatılmasına yönelik çağrılar yüksek sesle arttı.

Disney'in ırkçı ve kültürel açıdan duyarsız tasvirleri

BBC'ye göre, Disney'in ırkçı ve kültürel açıdan duyarsız tasvirler kullandığı bazı filmler şöyle:

Lady and the Tramp (1955): İki Siyam kedisi, Si ve Am, Asyalılara karşı olumsuz stereotiplerle tasvir edilmiştir. Filmde, bir köpek barınağında, ağır aksanlı köpeklerin hepsinin etnik kökenlerinin ve geldikleri ülkelerin ırkçı tasvirini içeren bir sahne de bulunuyor.

The Aristocats (1970): Beyaz bir aktör tarafından seslendirilen Shun Gon adlı bir Siyam kedisi, Asyalı bir bireyin ırkçı bir şekilde karikatürize edilmesidir. Kedi, yemek çubuklarıyla piyano çalar.

Dumbo (1941): Dumbo'nun uçmayı öğrenmesine yardımcı olan bir grup karga, abartılı bir Afrikalı-Amerikalı aksanı ile konuşur. Önde gelen karga Jim Crow olarak adlandırılır -o sırada güney ABD'deki bir dizi ırkçı ve ayrımcı yasaya atıfta bulunur - ve beyaz bir aktör olan Cliff Edwards tarafından seslendirilmiştir.

Jungle Book (1968): Dil becerisi zayıf bir maymun olan Kral Louie karakteri, Afrikalı-Amerikalıların manevi müzik kültürünün bir parçası olarak kabul edilen Dixieland caz tarzında şarkı söyler ve tembel olarak gösterilir. Karakter, Afrikalı-Amerikalıların ırkçı bir tasviridir.

Peter Pan (1953): Film, yerli halktan ırkçı bir hakaret olan "kızılderililer" olarak bahseder. Peter ve Kayıp Çocuklar, Disney'in şu anda "Yerli halkların kültürü ve imajı ile alay etme biçimi" olduğunu söylediği şarkılarla hala dans ediyor. Başlangıçta "Kırmızı adamı kırmızı yapan şey" adlı bir şarkı da ırkçı olarak nitelendirildi , daha sonra adı "Cesur adamı cesur yapan şey" olarak değiştirildi.

Song of the South (1946): Disney'in en çok tartışmaya sebep olan filmlerinden biri olan Song of the South, ABD'de hiç video veya DVD olarak yayınlanmadı. Filmde plantasyon işçisi Remus Amca'nın tasviri, pamuk tarlasında zorla çalıştırılan köleleri mutlu bir şekilde gösterme çabası olarak değerlendiriliyor.

BBC'ye göre, bu çizgi filmler zararsız eğlenceler olarak düşünülse de, birçok araştırmacı Disney filmlerinin içerdiği bilinçaltı mesajları hakkında endişelerini dile getirdi. En yaygın eleştiri, bunların geçmişte cinsiyetçi, ırkçı ve kültürel açıdan duyarsız tasvirleri oldu. Örneğin, Aladdin'deki açılış şarkısı 'Arap Geceler', 1993 yılında piyasaya çıktığında "yüzünüzü beğenmezlerse kulağınızı keserler" dizesini içeriyordu. Disney daha sonra şarkının sözlerini değiştirdi. Kültür ve edebiyat bilimci Eva Fürst de, filmlere karşı yapılan çağrının haklı olduğunu belirtti.

Küçük Deniz Kızı ve sonraki beş film de araştırmacılara göre farklı ön yargılar içeriyor. Filmlerde kadın karakterler daha az konuşmaya başlıyor. Baş karakterler olmalarına rağmen, kadınlar The Little Mermaid'te (Küçük Deniz Kızı) zamanın sadece yüzde 32'sinde konuşurken, Pocahontas'ta yüzde 24 ve Mulan'da yüzde 23 oranında repliklere sahipler. Aladdin'de kadın karakterler diyaloğun sadece yüzde 10'unu oluşturuyor.

Peter Pan, Dumbo, Lady and the Tramp, The Aristocats ve The Jungle Book, diğerlerinin yanı sıra artık Disney Plus platformunda açılış jeneriği sırasında 12 saniyelik bir metin içeriyor: "Bu program, insanların veya kültürlerin olumsuz tasvirlerini ve / veya kötü muameleyi içeriyor. Bunlar klişe tiplemeler, o zamanlar yanlıştı ve şimdi de yanlış". Insider'a göre bu doğru yönde atılmış bir adım, ancak bu uyarılar henüz kadın tasvirlerinde sorun yaratan filmleri kapsamıyor.

Salı günü şirket, filmleri Disney+ akış sitesindeki problematik içerikleri kaldırarak bir adım daha ileri gitti. Disney+ web sitesinde bulunan bilgilere göre, kaldırılmasına yol açan içerik örneklerinden biri, ırkçı ifadeler kullanan Peter Pan'daki yerli insanların klişeleşmiş tasvirleri olarak veriliyor.

Insider'a göre, popüler bir Disney filmi olan "Güzel ve Çirkin" boyunca, Gaston Belle'yi tehdit eder, onunla evlenmesi için baskı yapar ve sonunda hem Belle'yi hem de babasını Canavar'ın şatosuna hapseder. Film ile ilgili Otis Koleji'nde yönetmen, film yapımcısı ve profesör olan Ursula Burton, “Köyün her yerindeki odalarda Gaston'un Belle'yi köşeye sıkıştırmasını izliyoruz, bu bir cinsel istismar unsurudur. İzlediğinizde, herhangi birinin #MeToo hikayesi olabileceğini hissediyorsunuz." yorumunu yaptı.

Emory Üniversitesi Medya Çalışmaları Film Bölümü'nde Doçent ve Lisans Eğitimi Direktörü olan Michele Schreiber'e göre film, bir erkek bir kıza kötü davranırsa, bu sadece "ondan hoşlandığı" anlamına geldiği için göz ardı edilmesi gerektiği gibi yanlış bir anlayışa arka çıkıyor.

Insider'a göre çocuklara problematik cinsiyet rolleri aşılayan filmler arasında Külkedisi de bulunuyor. Yazıya göre, 'Külkedisi', bir kadının ancak bir erkek kurtarıcı ile çaresiz bir durumdan kaçabileceğini ve kadınların öfke veya üzüntü ifade etmemesi gerektiğini öne sürüyor. Schreiber, "Bu film, prenses mitolojisi için" dip noktası "dır. Külkedisi kendini kurtaramaz ve büyülü bir gücün yardımına ihtiyaç duyar, sonra onu evlilik yoluyla kurtaracak bir adama koşar." dedi. Bunlar ve Uyuyan Güzel, Küçük Deniz Kızı gibi birçok filmde benzer mesajlar görülürken, Disney problemli cinsiyet rolleri içeren filmleri konusunda henüz aksiyon almadı.

Disney animasyon filmlerinin geleceği

Disney, Ocak ayının sonunda şirket içi isteğe bağlı video platformunda, 12 yaşın altındaki izleyiciler için filmleri çocuk profillerinden kaldırdı.

Bonn'daki Eğitim ve Sosyal İnovasyon Enstitüsü'nde araştırma görevlisi olarak çalışan Fürst, bu hareketi eleştirdi, "Zor bulduğum şey, çocukların bazı şeylerin yanlış olduğunu anlamalarına izin vermemek." Filmleri göstermemenin çözüm olmadığını belirten Fürst, "Sorunlu noktalarla bilinçli olarak ilgilenmek içerikleri kaldırmaktan daha yararlı; bunların eski zamanın bir işareti olduğunu ve o zamanlar bile yanlış olduğu gerçeğinden bahsedilmeli." diye ekledi.

ABD ve Avrupa'da kültür ve sanat alanında çalışan birçok kişi, ''öyleyse işler nasıl farklı ve daha iyi yapılabilir?'' sorusunun üzerinde duruyor. Konu, tiyatro dünyasının yanı sıra romancılar ve bağımsız film yapımcıları tarafından da gündeme geliyor.

Avrupa üniversitelerinde "ırkçılık bilinci" konulu atölye çalışmalarına liderlik eden Fürst, Disney filmlerinin açılış kredilerindeki notu, ebeveynleri çocuklarıyla tartışmaları gerekebilecek sorunlu içerikler konusunda uyardığı için olumlu bir ilk adım olarak görüyor.

Ancak Fürst, daha ileri adımlar atılması gerektiğini söylüyor. Fürst,'e göre Disney, zor soruları ele almak için daha fazla içerik oluşturabilir. Örneğin, klasik animasyonlarındaki uygunsuz içerikleri tartışan filmler yapabilir ve daha sonra bunları kendi platformlarında sunabilirler. Bu tür filmler, kostümlerdeki ve senaryolardaki sorunlu öğelere odaklanabilir, daha da önemlisi, bir dizi veya filmin gündeme getirdiği ahlaki sorular hakkında bir tartışma başlatabilirler.

Fürst, daha 'ilerici' bir Disney filmine atıfta bulunarak 1995 yılında piyasaya sürülen Pocahontas'tan alıntı yapıyor; "Bu tarihsel figürün bir sahtekarlığı, ancak bir Disney filmi olarak işe yarıyor çünkü kolonizasyonu çocuklar için olumsuz bir şey olarak açıkça tasvir ediyor".

En son çıkan 3 boyutlu animasyon Disney filmi Raya ve Son Ejderha, şirkete göre işleri farklı şekilde ele almayı  hedefledi. Film 4 Mart'ta ABD'de ve 5 Mart'ta Almanya'da Disney+ ile gösterime girdi. Film, oldukça popüler başka bir Disney yapımı olan Moana'nın yaratıcıları tarafından yapıldı.

 

Hikayelerin dünya görüşüne etkileri

Araştırmalara göre Disney'in onlarca filmi; problematik cinsiyet rolleri, ırkçılık, kültürel duyarsızlık ve abartılı stereotipler içeriyor. Filmlerin hedef kitlesi göz önüne alındığında, bu karakterleri izleyerek ve idealleştirerek büyüyen çocukların bilinçaltı ve dünya görüşü, bu yapımlardan büyük oranda etkilenebiliyor. Eva Fürst, Raya ve Son Ejderha'yı henüz izlememiş olsa da, bir Polinezya köyü şefinin iradeli kızının hikayesini anlatan Disney filmi Moana'nın ilerleme gösterdiğini söyledi. Fürst daha sonra, "Aktörler ve aktrisler uygun şekilde seçildi. Hikayede bir kadın kahraman bir adamı değil, kendi kimliğini arıyor. Bu çok daha iyi bir devam yolu. Disney'in inanılmaz sayıda medya franchise'ı var, bu onların son derece güçlü oldukları anlamına geliyor, çünkü izlediğimiz ve okuduğumuz hikayeler dünyayı nasıl gördüğümüzü şekillendiriyor. Bu sorumluluğun farkında olmak önemli " diye ekledi.

Britanya'daki Durham Üniversitesi'nde İş ve Organizasyonun Kültürel Algıları Uzmanı olan Martyn Griffin, "Disney, modern kültürümüz içinde oldukça yaygın. Çocuklar Disney filmlerindeki fikirlere defalarca maruz kaldı. Bunu genç yaşlardan itibaren görüyorlar, etkisi olması kaçınılmaz. " dedi.

The Jungle Book ve Peter Pan'dan farklı olarak Moana, Raya ve Son Ejderha gibi filmler çocuk filmlerine yeni bir yön veriyor. Eva Fürst'e göre bu aynı zamanda toplumun olgunlaştığını da gösteriyor, "Bir çocuk filmini bir yetişkin olarak farklı değerlendirirseniz, bu her şeyden önce olgunlaşmayı sağlar.''

*Stereotip: Farklı bireyler, toplumlar veya belli davranış biçimleri hakkında yaygın olarak benimsenen herhangi bir düşünce