Kuzey Ren-Vestfalya'nın ardından Aşağı Saksonya'da da güvenlik birimleri, Diyanet İşleri Türk-İslam Birliği'ne (DİTİB) bağlı imamların Türkiye'ye Gülen yapılanması sempatizanlarını bildirdiği iddiasını araştırıyor. DİTİB Aşağı Saksonya ve Bremen Eyalet Teşkilatı Genel Başkanı Yılmaz Kılıç iddiayı doğrulayarak, "Böyle bir şüphenin olduğu bana dün akşam bildirildi" dedi. Yılmaz Kılıç DİTİB'in modernleştirilmesi gerektiğini de dile getirdi. Kılıç, üye ve delegelerin Köln merkez üzerindeki etkisinin az olduğunu ifade ederek, eyalet teşkilatlarının da yönetimde söz hakkına sahip olması gerektiğini belirtti. Özellikle genç Türklerin DİTİB yönetiminden farklı beklentiler taşıdığını, modern bir yapılanma beklentisi içinde olduklarını ve bu modernleşmenin hızlı bir şekilde gerçeklemesi gerektiğini kaydeden Kılıç, aksi takdirde genç Müslümanların teşkilattan uzaklaşacağı uyarısında bulundu.
Aşağı Saksonya Eyaleti Başbakanı Stephan Weil ise Türkiye'den gönderilen bir imamın DİTİB Aşağı Saksonya Teşkilatı yönetimine seçilmesini eleştirdi. Eyalet hükümetinin, DİTİB Aşağı Saksonya Teşkilatı'nın yapısının Türkiye tarafından kontrol edilmesini kabul etmeyeceğini belirten Weil, DİTİB Aşağı Saksonya Teşkilatı'yla işbirliği koşulunun, Türk devletine mesafe olduğunu kaydetti.
DİTİB Dış İlişkiler Başkanı Zekeriya Altuğ ise imamlara yönelik casusluk suçlamalarıyla ilgili kendi içlerindeki soruşturmanın tamamlandığını belirtti. Sonucun birkaç gün içinde açıklanacağını söyleyen Altuğ, DİTİB'e bağlı imamların 10-15 vakada Gülen yapılanmasına yakın kişileri Ankara'ya bildirdiğini kaydetti. Almanya'da DİTİB'e bağlı 900 cemaatin olduğu gözönüne alındığında, bu rakamın düşük kaldığını söyleyen Altuğ, DİTİB'in kurulduğu günden beri siyasi açıdan tarafsız olduğunu kaydetti. DİTİB cemaati içinde Milli Görüş ve Gülen yapılanması gibi farklı görüşlerden insanların bulunduğunu belirten Altuğ, „Cemaat içinde çeşitliliğe olanak vermek istiyoruz" dedi. Diyanet‘i "DİTİB için manevi bir merkez" olarak tanımlayan Altuğ, "Diyanet günlük siyaset ve radikal akımların uzağında Müslümanlar için bilimsel açıdan temiz ilahiyatın garantisidir" dedi.
Almanya İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere de Passauer Neue Presse'ye verdiği demeçte, Türkiye'deki iç gerginliklerin Almanya'ya taşınmasına müsamaha gösterilmeyeceğini belirtti. De Maiziere, "Türkiye'de hükümetle Gülen hareketi arasındaki iç siyasi çatışmanın Almanya'ya taşınmasını istemiyoruz. Almanya'da şiddete, casusluk ya da gözetlemeye müsamaha etmeyeceğiz" dedi.
Almanya'nın Kuzey Ren-Vestfalya eyaletinin Eğitim Bakanı Sylvia Löhrmann Diyanet İşleri Türk İslam Birliği'nin (DİTİB) çatı örgütünden, haklarındaki casusluk suçlamaları hakkında iki hafta zarfında açıklama yapılmasını talep etti. Yeşiller Partili Löhrmann bir gazeteye verdiği demeçte, suçlamaların doğruluk derecesi aydınlığa kavuşuncaya kadar okullardaki İslam din derslerinin zarar görmemesi için DİTİB'den din dersi çalışmalarına ara vermesini istediğini belirtti.
Federal Savcılık tarafından suçlamalarla ilgili soruşturma açılmasının huzursuzluğa yol açtığını belirten eyalet eğitim bakanı ‘DİTİB'den iki haftaya kadar yanıt beklediğini' söyledi. DİTİB, cemaate bağlı imamların Fethullah Gülen yandaşları hakkındaki bilgileri Ankara'ya ilettiklerini doğrulamıştı.
Almanya'daki DİTİB'e bağlı 900 cemaatin çoğunluğunu Türkler oluşturuyor. Diyanet İşleri Başkanlığı çalışmalarını Başbakanlığa bağlı olarak ifa ediyor. DİTİB'e ait camilerde görevli bazı imamların Fethullah Gülen yapılanması hakkında Ankara'ya bilgi notları göndermesinin ortaya çıkması "casusluk” suçlamalarına yol açmıştı. DİTİB, Almanya'daki bazı imamlarının Gülen yandaşları ile ilgili Ankara'daki Diyanet İşleri Başkanlığı'na bilgi ilettiğini doğrulayarak, bu durumdan büyük üzüntü duyduğunu belirtmişti. Federal Savcılık, DİTİB'deki söz konusu casusluk iddiaları ile ilgili soruşturma başlatmıştı. Soruşturma kapsamında bu imamların söz konusu faaliyetleri için DİTİB'in sorumlu olup olmadığı ve eğer varsa sorumluluk derecesi de ortaya konmuş olacak.