"Diyanet Akademisi" kurulmasına ilişkin kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları Kanununda ve 375 Sayılı KHK'de Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yürütülen bazı faaliyetler, bundan sonra yeni kurulacak Diyanet Akademisi bünyesinde yapılacak.
Diyanet Akademisi, dini yüksek ihtisas, dini ihtisas ve eğitim merkezlerinden oluşacak. Diyanet Akademisi, doğrudan başkana bağlı olacak.
Başkanlığın Din Hizmetleri Sınıfına ait unvanlarla ihdas edilen pozisyonlarına atanacak aday din görevlilerinin mesleki eğitimi ile hizmet içi eğitim faaliyetlerini ve yurt dışından gelen mahallin din görevlilerine yönelik eğitim faaliyetlerini yürütecek Diyanet Akademisi, başkanlığın görev alanıyla ilgili araştırma, yayın, konferans, panel, seminer, sempozyum ve benzeri dini, ilmi, sosyal, kültürel etkinlikler, kurs ve sertifika programları düzenleyecek, başkan tarafından verilen diğer görevleri yerine getirecek.
Diyanet Akademisi; Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, lisans düzeyinde dini eğitim veren yükseköğretim kurumları ve müftülükler ile görevinin gerektirdiği diğer ulusal ve uluslararası kurum, kuruluş ve kurullarla iş birliği ve ortak çalışma yapabilecek, mesleki ve bilimsel ilişkiler kurabilecek, araştırmalarda bulunabilecek, eğitim programları uygulayabilecek, danışma kurulları ve komisyonlar oluşturabilecek.
Akademide ders vermek, araştırma ve uygulama faaliyetlerinde görev almak için 4 yıllık dini yüksek öğrenim mezunu olup dini yüksek ihtisas merkezinde eğitimini tamamlamış veya ilahiyat alanında doktora yapmış olanlar arasından, dini musiki, kıraat gibi özel yetenek gerektiren konularda ise 4 yıllık dini yüksek öğrenim mezunu olanlar arasından, başkanlıkça yapılacak sınavda başarılı olanlar, Diyanet Akademisinde eğitim görevlisi kadrolarına atanabilecek.
Ayrıca Diyanet Akademisinde eğitim görevlisi kadrolarının yüzde 10'una kadar, dini yüksek öğrenim dışında lisans mezunu olup yüksek lisans çalışmasını tamamlayanlar arasından başkanlıkça yapılacak sınavda başarılı olanlar, eğitim görevlisi kadrolarında görev alabilecek.
Diyanet Akademisi başkanının en az lisans düzeyinde dini yükseköğrenim mezunu olması gerekecek.
Kanun ile Diyanet Akademisi Başkanlığında, sözleşmeli personel istihdam edilebilecek.
Devlet Memurları Kanunu'nda öngörülen genel şartların yanı sıra başkanlık mevzuatı ile belirlenen özel şartları taşıyanlardan, Kamu Personel Seçme Sınavı puan sırasına konulmak kaydıyla atama yapılacak her bir pozisyonun üç katına kadar aday arasından başkanlık tarafından Akademi'ye giriş için yapılacak sözlü veya uygulamalı sınavdaki başarı sırasına göre aday, din görevlisi olarak belirlenecek. Başkanlıkça belirlenen aday din görevlileri, Diyanet Akademisinde mesleki eğitime alınacak.
Akademi eğitim süresi, adayların eğitim durumu, atanacakları pozisyon ve Akademiye Giriş Sınavı'ndaki başarı durumu dikkate alınarak 6 ay ile 3 yıl arasında belirlenecek.
Sözleşmeli personel olarak atananlar, 3 yıl süreyle başka bir yere atanamayacak. Aile birliği mazeretine bağlı yer değiştirmelerde istihdam edilen sözleşmeli personelin eşi, bu personele tabi olacak.
Sözleşme gereği 3 yıllık çalışma süresini tamamlayanlar talepleri halinde bulundukları yerde pozisyonlarıyla aynı unvanlı memur kadrolarına atanacak. Bu şekilde atananlar, aynı yerde en az 1 yıl daha görev yapacak, bunlar hakkında aday memur hükümleri uygulanmayacak.
Mesleki eğitim görerek ataması yapılanlar, mesleki eğitim süresi kadar mecburi hizmetle yükümlü olacak.
Sağlık nedeniyle görevini yapmaya devam edemeyecekler dışında mesleki eğitimini tamamlamadan eğitimden çekilenler ile başkanlıkça adaylığına son verilenler, kendileri için yapılmış bulunan bütün giderleri ödeme tarihindeki karşılığı esas alınarak geri ödemek zorunda olacak.
Ataması yapıldıktan sonra sağlık nedeniyle görevini yapmaya devam edemeyecekler dışında herhangi bir nedenle mecburi hizmet yükümlülüğü dolmadan görevinden çekilenler ile göreviyle ilişiği kesilenler, kendileri için yapılmış bütün giderleri, görev yapmadıkları süre ile orantılı olarak ve ödeme tarihindeki karşılığı esas alınarak ödeyecek.
Başkanlık kadro veya pozisyonlarında görev yapan personelden başkanlıkça belirlenen esaslara göre uygun görülenler, Diyanet Akademisinde hizmet içi eğitim, kurs veya sertifika programlarına; başkanlık memur kadrolarında bulunan personelden, din hizmetleri sınıfına atanmak için gerekli öğrenim şartını taşıyan ve başkanlıkça yapılacak sınavda başarılı olanlar ise mesleki eğitime, özlük hakları korunarak katılabilecek.
Yasayla Diyanet Akademisi eğitim görevlilerinin özlük haklarına ilişkin düzenleme de yapılıyor.
Teklifin ikinci bölümü üzerinde söz alan TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı, AK Parti Ankara Milletvekili Emrullah İşler, 1933'ten sonra Tevhidi Tedrisat Kanunu'na aykırı olarak 1949'lara kadar hiçbir şekilde dini eğitim verilmediğini ifade etti.
İşler, "Dolayısıyla Tevhidi Tedrisat Kanunu'nu çıkaran CHP’nin içerisindeki dine karşı olan bir damar, zamanla bu kanunu işlevsiz hale getirmiş ve uygulatmamıştır." dedi.
İşler’in "CHP içindeki dine karşı damar" ifadesi, Genel Kurulda tartışma yarattı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve CHP’li milletvekilleri, İşler’in bu sözüne itiraz etti. Altay, İşler’den sözünü geri almasını isteyerek "Din simsarlığı yapıyorsun" dedi. TBMM Başkanvekili Haydar Akar da İşler’den sözünü geri almasını istedi.
İşler de itirazlara karşılık, o dönemki uygulamaları söylediğini ifade etti.
Sözlü tartışmanın büyümesi üzerine, TBMM Başkanvekili Haydar Akar birleşime ara verdi. Verilen arada da bazı milletvekilleri arasında tartışmalar sürdü.
Aranın ardından söz alan AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, şunları kaydetti:
"Grubumuz adına konuşan sayın milletvekili arkadaşımız, bir tarihi meseleyi anlatırken birkaç kere ‘CHP içerisinde bir kısım dine karşı damar’ diye ifade kullandı. CHP’nin kurumsal olarak din veya din düşmanlığı ile ilgili herhangi bir ilişkisinin olmadığını ifade ediyorum. AK Parti'nin bu şekilde bir görüşü, kanaati yoktur. Tarihi bir gerçeği anlatırken farklı mecralara giden bir durum söz konusu olmuştur. Hiç kimsenin kimseye inancı konusunda herhangi bir şekilde görüş beyan edemeyeceğini, herkesin inancını veya inanmadığını ifade etmekte hür olduğunu, çünkü demokrasinin de zaten böyle bir çerçeve içerisinde yürümesi gerektiği kanaatimizi ifade etmek istiyoruz."
Teklifin kabul edilmesinin ardından, TBMM Başkanvekili Haydar Akar, birleşimi 17 Mart Perşembe saat 14.00’te toplanmak üzere kapattı. (AA)