Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: Müslüman, gerek gerçek hayatta gerekse dijital mecralarda gıybet etmez, yalan söylemez, iftira atmaz

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: Müslüman, gerek gerçek hayatta gerekse dijital mecralarda gıybet etmez, yalan söylemez, iftira atmaz

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Müslüman, her alanda kamu hakkına riayet etmelidir. Rüşvet, stokçuluk ve karaborsacılıktan uzak durur. Müslüman, kamu hizmetini sorumluluğu ağır bir emanet olarak görür." dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Siirt'te açılışını yaptığı Şeyh Faraç Camisi'nde irat ettiği, "Kul ve Kamu Hakkı" konulu cuma hutbesinde, İslam'ın her alanda ve her şartta adaletli olmayı, hakkı üstün tutmayı, helal-haram hassasiyeti gözetmeyi emrettiğini ifade etti. Erbaş, İslam'ın kul ve kamu hakkına riayet etmeyi, haksızlığın ve zulmün karşısında yer almayı öğütlediğini belirtti.

Hayatın tamamını kuşatan sorumlulukların başında kul hakkının geldiğini aktaran Erbaş, "Kul hakkına riayet etmek, Cenabıhakk'a olan imanımızın gereğidir. Müslüman, kul hakkı konusunda son derece hassas olmalıdır. İnsanların canına kast etmenin, namusuna, şeref ve haysiyetine dil uzatmanın kul hakkı ihlali olduğunun her zaman bilincinde olmalıdır. Müslüman, gerek gerçek hayatta gerekse dijital mecralarda gıybet etmez, laf taşımaz, dedikodu yapmaz, yalan söylemez, iftira atmaz. İnsan onurunu rencide edici, yuvalar yıkacak her türlü söz ve davranıştan sakınır. Hakkında kesin bilgiye sahip olmadığı konularda konuşmaz" ifadesini kullandı.

"Kamu hakkını ihlal etmek çok büyük bir vebaldir"

Erbaş, şöyle devam etti:

"Peygamberimizi örnek alan bir mümin, ticaretini aldatma üzerine yapmaz. Alırken de satarken de dürüst davranır. Ölçüyü ve tartıyı eksik yapmaz. Fırsatçılık yaparak kazancına haram bulaştırmaz. O, ne bir başkasının malına göz diker, ne de insanları aldatarak mallarını gasbeder. Müslüman, daima hakkı ayakta tutar. O, işçinin hakkını gözetir; ücretini alın teri kurumadan öder. O, işinin de hakkını verir, aldığı ücretin helal olması için var gücüyle gayret gösterir. Rızkını temin ettiği yere asla zarar vermez, ihanet etmez.

Kul hakkının toplumun bütün kesimlerini ilgilendirdiği alan ise kamu hakkıdır. Kamu hakkı, sadece hayatta olanların değil, henüz dünyaya gelmemiş çocuklarımızın, tüyü bitmemiş yetimlerin, muhtaç, garip ve kimsesizlerin de hakkıdır. Kamu hakkını ihlal etmek çok büyük bir vebaldir. Yüce Rabbimiz Kur'an-ı Kerim'de bu konuda şöyle buyurmaktadır; 'Kim devlet malına hıyanet ederse, kıyamet günü, hainlik ettiği şeyin günahı boynuna asılı olarak gelir.' Müslüman, her alanda kamu hakkına riayet etmelidir. Rüşvet, stokçuluk ve karaborsacılıktan uzak durur. Müslüman, kamu hizmetini sorumluluğu ağır bir emanet olarak görür. Müslüman, işine özen gösterir, devlet malını gözü gibi korur, asla israf etmez ve devlet malını gasbetmez. Hizmet sunduğu insanlara karşı anlayışlı ve sabırlı davranır. Kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi başkasına yapmaz." 

Erbaş, hutbeyi, "Öyle bir günden sakının ki, o gün hepiniz Allah’a döndürüleceksiniz. Sonra herkese kazandığı amellerin karşılığı tastamam verilecek ve onlara asla haksızlık yapılmayacaktır" ayetiyle bitirdi. (AA)