Diyanet İşleri Başkanı: İmamlar Türkçe dışında başka bir dil bilmeli
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez İzmir Valiliği'ni ziyareti sırasında yaptığı konuşmada "her mihrap görevlisinin Türkçe dışında başka bir dil bilmesi gerektiğini" belirtti. Konu ile ilgili olarak Başbakan Tayyip Erdoğan “Önemli olan hangi dilde söylediği değil, ne söylediğidir. Hutbelerin içinde zaten Arapça var. Türkçe olarak bugüne kadar anlatılıyor. Birileri ‘ben Kürtçe daha iyi istifade ediyorum’ diyorsa hocaefendilerin bunu karşılaması lazım” demişti.
Görmez, açıklamasında "Bizim uygulamamıza gelince daha önce de ifade ettiğim gibi din de, dil de; Allah'ındır. Allah'ın dinini insanlara ve o rahmet yüklü mesajı insanlara anlatmak için dil sınırlaması getirmek doğru değildir" ve ekledi: "Ama insanlara dinin rahmet mesajlarını anlatırken din görevlisi arkadaşlarımla buluşurken her mihrap görevlisinin Türkçe dışında başka bir dil bilmesi gerektiğini üzerinde durdum."
Görmez'in açıklamasından ilgili bölüm şöyle:
"Öncelikle ülkemizde birliğin beraberliğin kardeşliğin oluşması; herkesten önce varlık amacımız kardeşlik olan Diyanet camiasını sevindirir. Amacımız; milletimizin bütün fertleri arasında birliği ve kardeşliği oluşturmaktır. İlk zamandan itibaren söylediğim bir şey var; Kardeşlik, kardeşlik edebiyatı ile değil kardeşlik ahlak ve hukuku ile çözülür. Bu süreçte inanıyorum ki her Türk vatandaşımıza büyük görev düşüyor. Her birimizi çok hassas davranarak milletimizin 30- 40 yıldır enerjisini ve gücünü alıp götüren terörün sona ermesi gönüller arasında birliğin oluşması hepimizin temennisidir.
Bizim uygulamamıza gelince daha önce de ifade ettiğim gibi din de, dil de; Allah'ındır. Allah'ın dinini insanlara ve o rahmet yüklü mesajı insanlara anlatmak için dil sınırlaması getirmek doğru değildir. İbadette bir resmi dil vardır. İslam dininin resmi dilinde Kuran Kerimin orijinal metnini okuyoruz. Ama insanlara dinin rahmet mesajlarını anlatırken din görevlisi arkadaşlarımla buluşurken her mihrap görevlisinin Türkçe dışında başka bir dil bilmesi gerektiğini üzerinde durdum. Doğu ve Güneydoğu'da görev yapan bütün arkadaşlarımızla ortak gönül dilimizi yakalayacak her türlü çaba içinde olmasını diliyorum. Silahların susması bu ülkede herkesi çok mutlu eder. Ama önemli olan gönüllerdeki ateşi söndürmek asıl olandır. Sadece dağlarda silahlarda çıkan ateşleri söndürmek değil, yüreklerde oluşmuş kin ve öfke ateşini söndürmektir asıl olan.
Diyanet İşleri olarak gerek camide gerek cami dışında, sokak ve çarşıda vatandaşlarımızın arasında en büyük görev olarak bunu ancak yapabileceğimizi ifade edebilirim. Daha çok yürekler yanlış olarak tutuşturulan kin ve öfke ateşlerini söndürmek için elimizden gelen her gayreti yapacağız. Bunu da vatandaşlarımızı hangi dilden anlıyorsa o dille ile izah edeceğiz."