Diyanet, Ruhban Okulu'nun bulunduğu Heybeliada'da İslami Eğitim Merkezi kuruyor

Diyanet, Ruhban Okulu'nun bulunduğu Heybeliada'da İslami Eğitim Merkezi kuruyor

Diyanet İşleri Başkanlığı, 1884'te kurulan şu anda eğitim veremeyen Ruhban Okulu'nun bulunduğu Heybeliada'da 200 dönümlük alana "İslami Eğitim Merkezi" kurulacağını söyledi. Mimar Korhan Gümüş bu projeye ilişkin olarak, "Bu politik bir konu haline getiriliyor. Bu politika da tabii aslında geçmişten kalan bir gerilim politikası. İstanbul ya da Türkiye açısından değil de dini karşıtlıklar üzerinden bakılıyor. Oraya daha önce bir ruhban okulu yapılmış. Gidip burnunun dibine İslami Eğitim Merkezi kurmak hesaplaşma hissi veriyor" dedi. 

Bianet'ten Pınar Tarcan'ın haberine göre, Diyanet İşleri Başkanlığı Yönetim Hizmetleri Genel Müdürü Haydar Bekiroğlu, yaptığı açıklamada, merkezin toplam 200 dönümden fazla bir alana inşa edileceğini duyurdu.

Bekiroğlu, faaliyet kapsamında "Türkiye Diyanet Vakfı Öğrenci Yurtları ve KYK yurtlarında barınan öğrenciler, Uluslararası İlahiyat Programı Öğrencileri, Doğu ve Güneydoğu'dan gelen terör mağduru öğrenciler, A ve B grubu Kur'an Kurslarında öğrenim gören öğrenciler, yurt dışından gelen öğrenciler için aidiyet ve değerler eğitimi verilmesi" gibi maddeler sıraladı.

Heybeliada'da 9. yüzyılda yaptırılan ve 1 Ekim 1844'de Heybeliada Ruhban Okulu'na dönüştürülen Ayia Triada Manastırının yeniden Ruhban Okulu olarak faaliyete geçmesi ise hala engelleniyor.

HDP vekili Filiz Kerestecioğlu da bugün Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde, "Adanın önemli bir kısmının eğitim merkezi yapılmak üzere Diyanet İşleri Başkanlığına devredilmesi, dinler arası barış ve diyalogu nasıl etkileyecektir?" dedi. 

Sanatoryum ve Çam Limanı da dahil

Mimar Korhan Gümüş, konuyla ilgili bianet'e yaptığı açıklamada Heybeliada'daki sanatoryum ve Çam Limanı'nın da bu alanda olduğnu söylerken şunları kaydetti:

"Bu politik bir konu haline getiriliyor. Bu politika da tabii aslında geçmişten kalan bir gerilim politikası.

"İstanbul ya da Türkiye açısından değil de dini karşıtlıklar üzerinden bakılıyor.

"Oraya daha önce bir ruhban okulu yapılmış. Gidip burnunun dibine İslami Eğitim Merkezi kurmak hesaplaşma hissi veriyor.

"Bu Türkiye'de geçmişte olan korkuların hortlayıp bize yeniden musallat olması gibi. Sanki bu insanlar bu ülkede yaşamıyor, onlar yabancı devletin ajanları gibi korkular var hep. Bu korkuların gölgesi düşüyor şehirlerin üzerine.

"Şehrin bütününde büyük bir karmaşa yaşanırken, her şey kuralsız yapılmaya başlandı" diyen Gümüş, "Ama maalesef şimdi de böyle küçük simgesel yoğunlaşma alanlarında bir mesaj verilmek isteniyor gibi" diye de ekledi.

"Politik temsil sahnesinin içindeyiz"

"Paradoks bu, AKM mücadelesi, Taksim meydanına yapılan büyük cami, Taksim mücadelesi, olay artık başka bir yerde geçiyor ve bizim bunu fark etmemiz lazım.

"Biz giderek politik temsil sahnesinin içinde yoğunlaştırılmış bir akvaryumda yaşamaya başladık.

"Yassıada'da burası doğal miras falan denilerek bu hafızalaştırma meselesinin üzeri örtüldü.

"Bugün aynı yöntemle, bu mantıkla bu projeye karşı çıkmak ters tepebilir.

"Bu yüzden projeden önce tarihle, mirasla ilgili bize musallat olan bu hayaletlerle nasıl baş edebileceğimizi öğrenmek için bu meseleyi başka bir yöntemle konuşmayı denemeliyiz."