Diyanet'ten estetik fetvası: Fıtratı bozma kabul edilerek yasaklanmıştır

Diyanet'ten estetik fetvası: Fıtratı bozma kabul edilerek yasaklanmıştır

Diyanet Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından hazırlanan Tıp ve Sağlıkla İlgili Fetvalar isimli kitapta estetik operasyonları için "Dikkat çekmek, daha güzel görünmek amacıyla, yaratılıştan verilmiş olan özellik ve şekillerin değiştirilmesi İslam dininde, fıtratı bozma kabul edilerek yasaklanmıştır” denildi.

Diyanet kitabında, “Tedavi amacı taşımayan estetik operasyon yaptırmak caiz midir?” başlığı altında yapılan açıklamada, "Kuran'a göre insanın, yeryüzünde en güzel biçimde, ölçülü ve dengeli bir şekilde yaratıldığı ve güzelliklerle donatıldığının" altı çizilerek, “İnsanı en güzel şekilde yaratan Yüce Allah, onun makul ve mutedil ölçüler içerisinde süslenmesine, güzel görünmesine ve güzelliklerini korumasına da izin vermiştir. Dikkat çekmek, daha güzel görünmek amacıyla, yaratılıştan verilmiş olan özellik ve şekillerin değiştirilmesi İslam dininde, fıtratı bozma kabul edilerek yasaklanmıştır” denildi.

Saç ekimi yasak kapsamı dışında

Anka'nın haberine göre, söz konusu kitapta "Hazreti Muhammed tarafından, "vücuda dövme yaptırmak, dişleri incelterek seyrekleştirmek ve kaş aldırmanın yaratılışı değiştirmek, fıtratı bozmak olarak değerlendirildiği belirtilerek, bunları yapanların ve yaptıranların kınandığı" bildirildi.

"Hz. Peygamber’in, saç eklemeyi ve ekletmeyi yasakladığı yönündeki rivayetlerin sahih kaynaklarda yer aldığı belirtilen" kitapta, “Konuyla ilgili hadisleri değerlendiren İslam âlimleri, bir kimsenin, saçına başkasının saçını eklemesini veya başkasının saçından imal edilen peruğu takmasını caiz görmemişlerdir. Çünkü bu gibi işlemlerde saygın olan insanın bir parçası kullanılmaktadır ki; bu, zorunlu hâller dışında caiz değildir. Ancak insan saçı dışında ipek, iplik, yün ve benzeri maddelerden yapılmış peruğun takılmasını, fakihlerin çoğunluğu caiz görmektedir” açıklaması yapıldı.

Diyanet İşleri Başkanlığı, sadece kanser hastalarının peruk takmasını caiz görülürken, saç ekimi ise kendi saçından alınıp saç kaybına uğrayan bölgeye nakledilmesi yasak kapsamı dışında tutuluyor.

Tedavi amaçlı estetik caiz

Fetvalar Kitabı’na göre, estetik yaptırmak ve yapmanın caiz sayılması için tedavi amaçlı olması şart koşuluyor. Hastalık sebebiyle veya kaza sonucu burun, kulak, göz gibi organlarını kaybedenler veya vücudunda doğuştan ya da sonradan meydana gelen şekil bozuklukları bulunanların estetik ameliyat yaptırmaları bir tür tedavi olup, "fıtratı bozmak" kapsamında değerlendirilmiyor. Vücudun herhangi bir organında, diğer insanlar tarafından aşırı derecede yadırganan, insanın psikolojik olarak etkilenmesine sebep olan bir anormallik veya fazlalık bulunursa, bunun ameliyatla düzeltilmesini "fıtratı bozmak" değil, bir tedavi, normalleştirme işlemi olarak görülerek, "dinen caiz" olarak nitelendiriliyor.

Göğüs estetiği de kitapta yer buldu

Tıp ve Sağlıkla İlgili Fetvalar Kitabı’nda, “Göğüs estetiği caiz midir?” sorusuna da yanıt veriliyor. Doğuştan veya sonradan göğüslerinde anormallik bulunan bir kadının sağlığına zarar vermeyecekse tıbben uygun görülen tedavi yöntemleriyle göğüslerini düzelttirmesi "caiz" bulunurken, tedavi amacı taşımayan, daha güzel görünmek veya dikkat çekmek için göğse müdahale edilmesi "caiz" kabul edilmiyor.

Diyanete göre kadınların en fazla uyguladığı estetik müdahalelerin başında gelen botoks uygulamaları ve yağ aldırma işlemleri de beden ve ruh sağlığı açısından gerekli olmadıkça estetik kaygıyla yapılmasının dine uygun olmadığı bildiriliyor.

"Ameliyatın karşı cinse benzeme kastıyla yapılmamış olması"

Din İşleri Yüksek Kurulunun, estetik ameliyatlara ilişkin aldığı kararlar doğrultusunda, estetik yaptıranlara ve estetik cerrahlara da önemli uyarılar madde madde şu şekilde sıralanıyor:

"Estetik ameliyatın, düzgün ve salim olan fıtratı bozmak kastıyla yapılmamış olması,

Ameliyatın yapılmasında, bir yarar sağlama veya mevcut bir zararı giderme ihtimalinin yüksek olması,

Tedavi amaçlı yapılmış olması,

Ameliyatın bir hile veya aldatma amacıyla ya da karşı cinse benzeme kastıyla yapılmamış olması şartlarıyla caizdir.”