Diyanet trafiğe el attı: Kırmızı ışıkta geçmek caiz değil

Diyanet trafiğe el attı: Kırmızı ışıkta geçmek caiz değil

T24 - Diyanet İşleri Başkanlığı, trafik kurallarına uyulması için çalışmalar yapacak. Kırmızı ışıkta geçmenin caiz olmadığını anlatacaklarını belirten Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Raşit Küçük, “Biz 'Kanundan kaçarım ama Allah'tan kaçamam' duygusuna sahip olmalarını sağlamaya çalışacağız” dediDiyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu, trafik kurallarına uymanın dini açıdan da sorumluluk olduğunu ortaya koymak için konuyu gündemine alacak.

Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Raşit Küçük, Emniyet ile işbirliği yaparak, vatandaşları eğiteceklerini söyledi.

Raşit Küçük, ''Trafik kuralları, uyuşturucu kullanmak gibi konularda Emniyet Genel Müdürlüğü ile Din İşleri Yüksek Kurulu üyelerini biraraya getirip konuşacağız. İnsanımızı bu yönde eğitip, mesela kırmızı ışıkta geçmenin asla caiz olmadığını, bunu yaptığında bir kişinin hayatına mal olmuşsa, bu insanın aslında ömür boyu bunun vebalinden kurtulamayacağını ve aynı zamanda çok büyük bir ceza alması gerektiğini anlatırız” dedi.

Türkiye'de trafik kurallarına uyulmamasından kaynaklanan çok büyük kazalar olduğuna işaret eden Küçük, ''İlgili kurumların bize verdiği bilgiye göre, Türkiye'de ölümlü trafik kazalarının yüzde 90'ı kurallara uymamaktan kaynaklanıyor. Dolayısıyla devletin kurumlarının ve bu kurumlar arasında yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı ve Din İşleri Yüksek Kurulu’nun da bu yönde söyleyecek sözü olabilir. Biz bunu kurulda görüşmeyi o bakımdan arzu ettik'' diye konuştu.

Din görevlilerinin halkı biliçlendirmesi gerektiğini ifade eden Küçük, ''Camilerdeki vaiz, hatip, din görevlisi, imam, bu konulara ne kadar çok temas ederse kuralsızlıklar o kadar çok önlenmiş olur'' dedi.

'Kanundan kaçarım ama Allah'tan kaçamam'

Küçük, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Mesela bir kişi, aklını ve idrakini izale eden içki, uyuşturucu kullandıktan sonra araba sürüyor. Bu, bile bile hayata kast etmek gibidir. Dinin bunu makul görmesi mümkün değildir, zaten kanunlar da bunu makul görmüyor.

Dolayısıyla dinin koyduğu kuralların şöyle bir arka planı var; insanları bu açıdan eğitmemiz çok önemli. Yani kanunlar bunun cezasını dünyada tayin ediyor, veriyor. Din ise tüm insanlara varlığı sabit olan iki alemi hesaba katan bir anlayışı öğretiyor. Dünyada da sorumluluğun var, ahirette de.

Kanundan kaçabilirsin, ama orada Cenab-ı Hak bunun hesabını sana soracak. İnsanlara bu arka planı, Allah'ın huzurunda hesap sorma düşüncesini inancı gereği kabul ettirebilirsek, bunu çok işlersek, bu insanlar umulur ki 'Kanundan kaçarım ama Allah'tan kaçamam' duygusuna sahip olur da belki çok daha disiplinli olurlar.”