Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan “Deizm, Ateizm ve Nihilizm” uyarısı geldi. İnternet üzerinden faaliyet gösteren binlerce bilinçli ateist kişi ve topluluk bulunduğuna dikkat çeken Başkanlık Müşaviri Prof. Dr. Adnan Bülent Baloğlu, “Bizler, çocuklarımızın gayet ‘saf ve masum’ biçimde internette ‘sörf’ yaptıklarını düşünebiliriz. Ancak aynı sanal ortamda ateist fikirlerini için yaymak için çocuklarımızın saf/masum (!) sanal gezilerini birer av şölenine dönüştürmek için ellerini ovuşturan ‘seyyar' ateistlerin de dolandıklarını unutmayalım” dedi.
Gazete Duvar'dan Nergis Demirkaya'nın haberine göre Diyanet İşleri Başkanlığı’nın ağustos sayısı “Deizm, Ateizm, Nihilizm Kıskacında İnsanlık” başlığıyla çıktı. Mehmet Görmez’in emekliye ayrılmasının ardından Diyanet İşleri Başkan Vekilliğine atanan Ekrem Keleş’in yazdığı baş makalede, “Ateizm, deizm ve nihilizm gibi din karşıtı modern akımlar, aslında insanoğlunun var oluşundan beri çeşitli şekillerde kendini gösteren savrulmaların devamı niteliğindedir” denildi. Keleş, teknolojik gelişmelerin getirdiği sorunlara dikkat çekerek şunları ifade etti:
“Günümüzde her geçen gün gelişen teknolojinin ve kitle iletişim araçlarının da etkisiyle her türlü bilgiye hızla erişimin kolaylaşması ve bilginin kontrolsüz biçimde yayılması, beraberinde olumsuz pek çok düşünce ve fikir akımının da serbestçe dolaşımına imkân vermektedir. Bu durum, inanç değerlerimiz başta olmak üzere günlük hayatımızı birçok açıdan etkilemekte; bizi inancımızdan, yaratılış gayemizden uzaklaştıran ve özümüze yabancılaştıran birtakım unsurlar, değerler dünyamızı tahrip etmektedir. Tüm bu zararlı etkilerden korunmak; dinî, ahlaki, vicdani değerlerin özünü oluşturan inanç değerlerimizi korumakla ve bu konuda Kur’an’ın, nebevî öğretilerin, aklın ve vicdanın sesine kulak vermekle mümkün olabilir.”
Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. İbrahim Coşkun makalesinde, MAK Danışmanlık Şirketi’nin yaptığı araştırma sonuçlarına dikkat çekti. Haziran ayında yayınlanan araştırmaya göre, “Allah’ın varlığına ve birliğine bizi yaratıp yaşattığına inanıyor musunuz?” sorusuna yüzde 4 “hayır”, “Evet, Allah’ın bizi yarattığını inanıyorum ama her şeye karıştığını düşünmüyorum” diyen literal anlamda deist düşünceye sahip olanların oranı ise yüzde 6. Bu oranların özellikle gençler arasında din karşıtı akımların dikkate değer bir artışı gösterdiğini ifade eden Coşkun, bunun nedenlerini de şöyle sıraladı:
1 – Diğer dinler gibi İslam’ın da bilim ile çatıştığını, akla aykırı ilkeler barındırdığını, insana özgürlük tanımadığını, dünyayı ihmal ettiğini İslam dünyasının bundan dolayı geri kaldığını iddia ederek din karşıtı görüşleri savunanlar.
2 – Taliban, Daeş, Selefilik gibi dinî metinlere lafızcı/literal bir metotla yaklaşan dolayısıyla şiddeti ve yasakları öne çıkaran, insana hiçbir özgürlük tanımayan kesimlerin din yorumlarını örnek göstererek din karşıtı görüşleri savunanlar.
3 – Dünyevileşme arzusu. “Gördün mü o heva ve hevesini Tanrı edinen kimseyi?…” (Furkan, 25/43.) Ayette bildirildiği üzere deizmi savunan önemli bir kesim de arzu isteklerini yerine getirirken hiçbir sınır tanımak istemeyenler.
Diyanet İşleri Başkanlık Müşaviri Prof. Dr. Adnan Bülent Baloğlu ise “Sanal Dünyanın Seyyar Ateistleri” başlıklı makalesinde internetteki tehlikeye dikkat çekti. Baloğlu şunları söyledi:
“Küresel ölçekte internet üzerinden faaliyet gösteren binlerce bilinçli ateist kişi ve topluluk var. Bizler, çocuklarımızın gayet ‘saf ve masum’ biçimde internette ‘sörf’ yaptıklarını düşünebiliriz. Ancak aynı sanal ortamda ateist fikirlerini için yaymak için çocuklarımızın saf/masum (!) sanal gezilerini birer av şölenine dönüştürmek için ellerini ovuşturan ‘seyyar’ ateistlerin de dolandıklarını unutmayalım.”
Baloğlu makalesini, “İnternetin ‘kirli’ dünyası ile beyinleri, dimağları kirlenen, safiyetleri kaybolan, hiçliğin kucağında çırpınan ‘yerli’ seyyar ateistlerine el uzatmalıyız; bunu kalpleri taşlaşmadan, mühürlenmeden yapalım” uyarısıyla tamamladı.