Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Görmez, sihir ve büyü dizilerinin, toplumda hurafe ve batıl inançları yaygınlaştırarak meşruiyet kazandırdığını öne sürdü Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez, gerçeküstü güçlere sahip kahramanların yer aldığı dizilerin dini kavramların tasavvurunu çarpıttığını, bu çarpık anlayışın “Sırlar Dünyası” gibi dini içerikli programlarda da görüldüğünü söyledi.Görmez, RTÜK’ün düzenlediği, “Çocuk gerçeği ve medya okuryazarlığı dersinin önemi” konulu uluslararası panelin ikinci gününde yaptığı “Sihirli dizilerin oluşturduğu din algısı” başlıklı bir konuşma yaptı. “Sihirli Annem”, “Acemi Cadı”, “Selena”, “En İyi Arkadaşım” gibi dizileri eleştiren Görmez, “Sihirli diziler, Allah, melek, mucize, ahiret, ilahi adalet, dünyevi ve uhrevi müeyyide gibi dini kavramların tasavvurunu çarpıtmaktadır” dedi. Sırlar Dünyası’ndaki çarpıklık Sihir ve büyü dizilerinin toplumda din adına hurafe ve batıl inançların yaygınlık ve meşruiyet kazanmasına neden olduğunu savunan Prof. Dr. Görmez, şöyle devam etti: “Sırlar Dünyası tarzındaki yapımlar bizzat sihir ve büyüyü esas almamakla beraber İslamın kader, müeyyide ve ilahi adalet gibi ilkelerini insan hikâyeleri özelinde ve Kuran’ın ruhu ile örtüşmeyecek bir şekilde aşırı mistisizm ve sır telakkileri eşliğinde işlemektedir. Bu programlarda ilahi adalet bu dünyada işlenen olumsuz olayların hemen akabinde tecelli edecek şekilde sunulmaktadır.” Televizyon uyarısı Nöropsikiyatr Merkezi yönetici psikiyatrı Prof. Dr. Nevzat Tarhan da çocuklar için sanal gerçeklik ile maddesel gerçeklik arasında fark olmadığını, çocuklarda gerçeklik duygusu gelişmediği için iyi ve kötü ayrımının yapılamadığını söyledi. “Klip sendromu” olarak literatüre geçen bu durum nedeniyle aileleri uyaran Tarhan, uzun saatler televizyon seyreden çocukların zihinsel yeteneklerinin tam olarak gelişmediğini de vurguladı.