Doktor 'çocuk istismarı' dedi, Adli Tıp 'tahkikat' önerdi, savcı polise dava açmadı!

3 kardeşten en büyüğünün tuttuğu günlük: Bana doğum kontrol hapı ve uyuşturucu verdiniz

Diyarbakır’da üç polisin 6 ve 10 yaş aralığındaki üç kardeşi 2011-2013 yılları arasında istismar ettiği iddiasıyla açılan soruşturma dosyası, “cinsel saldırı emaresi olmadığı” da öne sürülerek takipsizlik kararıyla kapatıldı. Ancak savcılığa sunulan dört rapordan ikisinde cinsel istismar olduğu söylenirken, birinde de "anal yoldan ilişkinin tespiti için adli tahkikat" yolu işaret edildi. Davanın avukatı Uğur Bingöl, çocukların durumunun kapsamlı bir şekilde incelenmesi için uzman bir doktor heyeti önüne çıkarılmamasını eleştirirken takipsizlik kararına itiraz ettiklerini söyledi. Kardeşlerden birini uzman bir psikiyatr eşliğinde dinleyen Diyarbakır Barosu Tahir Elçi de “Baro olarak çocukların yalan söylemedikleri ve cinsel istismara uğradıkları kanaatinde olduklarını” açıkladı.  

Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı Fatih Mehmet Vidinel, çocuklarının polislerin kendilerine uyuşturucu verdiğini ve tecavüz ettiğini söylemeleri üzerine baba Mustafa Nejat E.'nin yargıya taşıdığı cinsel istismar dosyası hakkında "kovuşturmaya yer olmadığına" karar vererek dava açmadı. Radikal’den İsmail Saymaz’ın haberleştirdiği takipsizlik kararına göre, savcılık, Diyarbakır'da Adli Tıp Kurumu’nun verdiği raporlara dayanarak “mağdurların bakire oldukları, vücutlarında darp ve cebir izinin bulunmadığı, cinsel ilişkiye ve bunun dışındaki cinsel eylemlere maruz kaldığını gösteren bulgulara rastlanmadığının anlaşıldığı” görüşünü kayda geçirdi.

Adli Tıp 'tahkikat' önerdi, 

doktor 'istismar var' dedi

Ancak Diyarbakır Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından kız kardeşlerden biri için hazırlanan raporda “cinsel saldırı emaresi olmadığı” yazılsa da “anal yolla ırza geçme sonrası oluşan travmatik değişimlerin olaydan kısa bir süre sonra iz bırakmadan kaybolabileceği” notu düşülerek “Anal yoldan ilişkinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin adli tahkikatla aydınlatılmasının uygun bulunduğu” ifadesine yer verildi.  

İki kız kardeşi de muayene eden Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nden bir çocuk psikiyatri uzmanının hazırladığı "psikiyatri kanaat raporu"nda da, iki çocuğun “birçok kez cinsel istismara maruz kaldığı” yazıldı.

Savcılık dava açmaya gerek görmedi

Savcılık ise, Diyarbakır Çocuk Hastalıkları Hastanesi’nin “Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Cinsel İstismar Heyeti’nin görüşünün alınmasının uygun olacağı” kaydına rağmen "Mağdurların cinsel eylemlere maruz kaldığını gösteren bulgulara rastlanılmadığının anlaşıldığı" gerekçesiyle “kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi.

T24'e konuşan baba E.’nin avukatı Uğur Bingöl'e göre, “Vahim iddialar var ve raporların arasında çelişki olduğu çok açık.” "Beni en çok rahatsız eden etkin bir soruşturma yapılmaması” diyen Bingöl, savcılığın uzman bir heyetin görüşünü almadan dosyayı kapatma kararı vermesini eleştirdi ve Diyarbakır Barosu’nun mütalaasıyla birlikte karara itiraz ettiklerini söyledi.

Diyarbakır Barosu doktor eşliğinde dinledi

Dosyadan takipsizlik kararından sonra haberdar olan Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Komisyonu’ndan bir grup, mağdur çocuklardan birini uzman bir psikiyatr gözetiminde dinledi ve bir mütalaa kaleme aldı. Mağdur çocuğu dinleyenler arasında bulunan Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, T24’e “Uzun süre olayın niteliği nedeniyle dosyayı ihtiyatlı karşıladıklarını ve tam bir kanaate sahip olana kadar açıklamak istemediklerini” söyledi.  

Elçi, görüşmeyi yapan psikiyatrın “mağdurenin anlattıklarının gerçeği yansıttığı ve yalanın söz konusu olmadığını” yönündeki görüşünü aktardı ve çocuğun yaşadıklarını “uydurulması mümkün olmayan detaylarla” anlattığını belirtti. Elçi, “Uzman görüşü üzerine Diyarbakır Barosu olarak cinsel istismarın varlığına kanaat getirerek savcılığa itiraz ettik” dedi.

Dosyada çelişkilerin olduğunu ve adı geçen tüm polislerin ifadesinin alınmadığını söyleyen Diyarbakır Barosu Başkanı Elçi, “Baro olarak meselenin bütün yönleriyle soruşturulması gerektiğini düşünüyoruz” dedi.