Diyarbakır’da polisin “dur” ihtarına uymadığı iddiasıyla öldürülen 20 yaşındaki Recep Hantaş’ın abisi Efe Hantaş, kardeşinin yargısız infaza kurban gittiğini söyledi. Hantaş, “Madem dur ihtarına uymadı, ayağına bir kurşun sıkılsaydı. Neden 4 kurşunla öldürüldü? Ayrıca olaydan sonra polisin hastanede ve mezarlıkta abluka uygulaması olayın açık yargısız infaz olduğunu gösteriyor” dedi. Bu arada olay sırasında Recep Hantaş’ın yanında bulunan Ramazan isimli gencin gözaltındaki sorgusu sürerken, başlatılan soruşturma kapsamında bir polisin tutuklandığı, bir polisin de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı öğrenildi.
Yenişehir İlçesi’ndeki Sümerpark’ta dün sabaha karşı 04.00 sıralarında meydana gelen olayda, bir arkadaşıyla birlikte oturan 20 yaşındaki Recep Hantaş, polis tarafından vurularak öldürüldü. Diyarbakır Valiliği’nce konuya ilişkin yapılan açıklamada, yüzleri maskeli iki kişinin Sümerpark’a girdiği yönünde 155’e gelen ihbar üzerine ekiplerin olay yerine gittiği ifade edilerek, “Park içerisinde yapılan araştırma sırasında 2 şahsın görevlilerimizin üzerine doğru koşarak gelmesi üzerine ‘dur’ ihtarı yapılmış, ihtara uyan R.Y. isimli şüpheli şahıs teslim olmuş ancak diğer şüpheli şahıs R.H. kaçmaya devam etmiş, durması için uyarı atışı yapılmış ancak şüpheli şahıs durmamış ve vurularak etkisiz hale getirilmiştir” denildi.
Olay yerinde yapılan incelemede; maktulün yakınında 1 adet kuru sıkı tabanca bulunduğu, başlatılan soruşturma çerçevesinde iki polis memurunun Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildiği belirtildi. Bu arada başlatılan soruşturma kapsamında bir polisin tutuklandığı, bir polisin de adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığı iddia edildi.
T24’e konuşan Efe Hantaş, kardeşinin polis tarafından yargısız infaz edildiğini söyledi. Efe Hantaş, şunları söyledi:
“Olayı biz dün sabah öğrendik. Emniyetten bir yetkili Bursa’da inşaatta çalışan kardeşimi arayıp ‘kardeşiniz hastanede acilen hastaneye gelin' demiş. Kardeşim de beni aradı. Bunun üzerine Dicle Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gittik. Orada yoğun güvenlik önlemi vardı, acil bölümü polis ablukası altındaydı. 'Beni aramışsınız, geldim, kardeşim nerede' dedim. Bir şey söylemediler. 'Ne olmuş' dedim herhangi bir açıklama yapmadılar. 1 saat boyunca kimse bir şey söylemedi. Sonra polislerle birlikte savcılığa gittik. Otopsiye katılan savcı yerinde değildi. Muhatap bulamayınca doktorun yanına gittim. 'Başınız sağolsun' dedi. Kardeşimin öldüğünü doktordan öğrenmiş oldum. Daha sonra bir polis memuru ile görüştük. Kendisi bize olayın sabaha karşı 04.00 sıralarında Sümerpark’ta yaşandığını, Recep ile birlikte bir kişinin daha olduğunu, söz konusu kişinin terör örgütünden aranmasının olduğunu, ihbar üzerine ekiplerin olay yerine gittiğini, operasyon yaparken o kişiyi gözaltına aldıklarını, kardeşimin de ‘yanlışlık’la vurulduğunu söyledi. Morgda teşhis işlemine ben katıldım. Bir mermi kafasına, bir mermi yüzüne, bir mermi göğsüne, bir mermi de ayağına isabet etmiş. Yanlışlıkla olmuş olsa bir mermi olur ancak kardeşimin vücuduna öldürücü olarak 4 mermi isabet etmiş. Yakın mesafeden sıkılmış olması zaten infaz olduğunu kanıtlıyor. Madem dur ihtarına uymadı, ayağına bir kurşun sıkılsaydı. Neden 4 kurşunla öldürüldü? Kardeşim bir yıl önce polislerin kendisine sürekli ajanlık teklif ettiğini ve baskı uyguladığını söylemişti. Bu davanın peşini bırakmayacağız.”
Lise 1’nci sınıftan terk olan Recep Hantaş’ın hurdacılık yaptığı, ailesinin 25 yıl önce Lice’nin Kutlu (Bamıtnê) köyünün ‘güvenlik’ gerekçesiyle boşaltılmasından sonra kent merkezine göç etmek zorunda kaldığı öğrenildi.
Öte yandan olayı yakın takibe alan Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın'ın konuyla ilgili bir açıklama yapması bekleniyor.