Diyarbakır'da bir grup iş adamının, Kürdistan Sanayici ve İşadamları Derneği'ni (KÜRDSİAD) kurmak için başvuruda bulunduğu İl Dernekler Müdürlüğü, yaptığı ön incelemede dernek tüzüğünü Anayasa ve Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) bazı maddelerine aykırı buldu.
Valilik Dernekler Masası, bir grup iş adamının KÜRDSİAD kurmak için geçen hafta yaptığı başvuruyu inceledi.
İl Dernekler Müdürlüğü'nden, dernek üyelerine gönderilen yazıda, dernek tüzüğünün Anayasa ve Türk Ceza Kanunu'nun bazı maddelerine aykırı bulunduğu belirtilerek, söz konusu hususların yasal sürede düzeltilmemesi halinde dernek ve kurucuları hakkında yasal işlem uygulanacağı kaydedildi.
KÜRDSİAD'ın kurucu başkanı Baki Karadeniz, kendilerine ulaşan yazıda Anayasa ve bazı yasaların ilgili maddelerine atıfta bulunularak, isimde bahse konu olan ibarelerin değişmesi gerektiğinin belirtildiğini söyledi.
"Derneğin adında olduğu gibi tüzüğünde de Kürdistan kelimesinin geçtiği tüm yerlerin değiştirilmesi isteniyor. Derneğin ismini değiştirmemek için hukuki girişimde bulunacağız" diyen Karadeniz, bunun için yasal süre içinde gerekli girişimlerde bulunacaklarını kaydetti.
Karadeniz, "Bu, 'Kürdistan' kelimesini başbakan da kullanıyor. Bu kelime çeşitli vesilelerle de kullanılıyor. Vatandaş kullanınca da sorun olmaması lazım. Kürdistan kelimesini kullanmak için derneğimize bu adı verdik" dedi.
Dernek Genel Sekreteri Hüseyin Bardakçı ise gönderilen yazıda aykırı görüldüğüne vurgu yapılan maddelerin hepsinde Kürdistan kelimesinin geçtiğini ifade etti.
Normal mevzuatın buna aykırılık teşkil ettiğini daha önceki örneklerden bildiklerini kaydeden Bardakçı, "Ancak artık bunların aşılması gerekir. Türkiye'nin demokratikleşmeye ihtiyacı var. Bu da demokratikleşmenin bir parçasıdır. Teknik bir aksaklık, bir sıkıntı varsa bunu hukukçu arkadaşlarla düzeltme yoluna gideceğiz ama genel vurgu itibarıyla Kürdistan kelimesini tüzükten çıkarmayı düşünmüyoruz" diye konuştu.
Bardakçı, konuyla ilgili Valilik gibi kendilerinin de yasal işlem başlatacaklarını anlatarak, şöyle dedi:
"Hakkımız olan yasal süreci sonuna kadar zorlayacağız. Umarım kabul edilir. Barış ve müzakere sürecinde artık böylesi kavramlara takınılmaması gerektiğini düşünüyoruz. Mahkeme sürecinde bu kelimenin kabul edileceği inancındayız. Çünkü daha önce bize tabu gibi görülen birçok kavram artık tabu olmaktan çıktı. Bu kavramların kamuya, topluma bir zarar teşkil etmediği görüldü. Bu kelimelerin de tabu olmaktan çıkarılması gerektiğini düşünüyoruz. Başbakanımızın bile rahatlıkla kullandığı bir kelimenin, 'mevzuata aykırı' diye kabul edilmemesini artık çağ dışı bir davranış olarak görüyoruz. Umarız yasal düzenlemelerle mahkeme bunun yolunu açacaktır."
İl Dernekler Müdürlüğü yazısında, 4 Nisan'da başvurunun yapılması ile derneğin tüzel kişilik kazandığı belirtilerek, yapılan ön inceleme sonunda, dernek tüzüğünün "derneğin amacı" başlıklı ikinci maddesinin Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın başlangıç hükümlerinin 1 ve 5. fıkraları ile 3- 5 ve 14. maddelerine açıkça aykırılık oluşturduğu belirtildi.
Yazıda, şunlar kaydedildi:
"Derneğin faaliyet alanları başlığı altında 3. maddesinin yine aynı şekilde Anayasa'nın yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırılık teşkil ettiği, derneğin amaç ve faaliyetlerinin bir bütün olarak incelenmesi sonucunda dernek tüzüğünün gerek Anayasa'nın gerekse Türk Ceza Kanunu'nun bir çok maddesine aykırılık teşkil ettiği yapılan inceleme sonucu anlaşılmıştır.
Bu nedenle Türk Medeni Kanunu'nun 60. maddesine göre dernek tüzüğünün amaç ve faaliyet alanı başlığı altında yer alan hükümlerin ilgili kayıtlı yazıdan anlaşıldığı üzere Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve ilgili mevzuata göre gözden geçirilerek düzeltilmesi gerekmektedir. Aksi taktirde Türk Medeni Kanunu'nun 60. maddesi ile Dernekler Kanunu'nun 32. maddesi P bendi gereğince dernek ve kurucuları hakkında yasal işlem yapılacaktır."