Diyarbakır Sur'da sokağa çıkma yasağı üçüncü yılında: 'Ne ev kaldı, ne sokak'

Diyarbakır Sur'da sokağa çıkma yasağı üçüncü yılında: 'Ne ev kaldı, ne sokak'

Sur'un dört mahallesinde devam eden sokağa çıkma yasağı üçüncü yılına girdi. Altı mahallede 2 Aralık 2015 tarihinde ilan edilen yasak Hasırlı, Cemal Yılmaz, Savaş ve Fatihpaşa Mahallelerinde devam ediyor.

Hendeklere karşı başlatılan güvenlik operasyonları üzerine altı mahallede sokağa çıkma yasağı ilan edilmişti. Kimileri Sur'daki yasağı dünyanın en uzun yasağı olarak tanımlıyor.

TMMOB Diyarbakır İl Koordinasyon Kurulu üyeleri, hazırladıkları iki yıllık Sur raporunda belli aralıklarla çekilmiş uydu görüntülerine de yer veriliyor.

Basın açıklamasını okuyan Mimar Herdem Doğrul, Sur halkının zorla yerinden edilmesinin önüne geçemedikleri için raporun bir özeleştiri gibi ele alınmasını istediklerini ifade ediyor.

Doğrul, 11 Temmuz 2017 uydu görüntülerinden alınan bilgilere göre altı mahallede 75.3 hektarlık alanın 46.3 hektarlık bölümün yıkıldığını söylüyor.

Rapora göre Cevapaşa, Savaş, Hasırlı, Cemal Yılmaz, Fatihpaşa ve Dabanoğlu Mahalllerinde aralarında Tescilli 87 yapı ve tescile değer 247 yapının da olduğu 3 bin 569 yapı yıkılmış.

Herdem Doğrul, Sur'da asıl yıkımın, sokağa çıkma yasağının kaldırıldığı 9 Mart 2016 tarihinden sonra başladığını söylüyor:

"Yasaktan sonra 10 Mayıs 2016 uydu görüntülerine göre 75.3 hektarlık alanda 10.2 hektarlık bir bölümde yıkım olduğu görülüyor. Ama aradan geçen 16 ayda bu oran 46.3'e yükseliyor. Yani Sur'da yaşanan tahribatın esas kaynağı çatışmanın bitmesinden sonra yürütülen yıkım çalışmasıdır. Geldiğimiz noktada Sur'un yüzde 72'si yıkılmış, alanda tescilli yapılarla beraber hiçbir şey kalmamış durumda."

Her altı mahallede 22 bin 323 insan yerinden edildiğini belirten Doğrul'a göre UNESCO'ya kurtarıcı gözle bakmak büyük yanılgı.

Sur'daki revizyonun güvenlik kaygısıyla yapıldığını öne süren Doğrul, yapılacak altı karakolu da buna örnek gösteriyor:

"Sur'da hiç çatışma olmasaydı bile sokak genişletme çalışmalarında sokak dokusu bozulacak, 59 tescilli yapı yıkılacaktı."

4 Ocak 2017'de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın gerçekleştirdiği resmi temel atma töreniyle Hasırlı Mahallesi'nde yeni yapılar inşa edilmeye başlandı.

Diyarbakır Mimarlar Odası, inşa projesinin Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun onayına sunulmadığını iddia ediyor.

Başta Mimarlar Odası olmak üzere kentteki birçok sivil toplum örgütü yeni inşa edilen yapıların geleneksel Diyarbakır mimarisine aykırı olduğunu, betonarme yapılara dış cephe bazalt giydirme yapıldığını savunuyorlar.

Yetkililere iddiaları sormak için ulaşmaya çalıştık ama açıklama yapacak yetkililerle ulaşamadık.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki Haziran ayında Diyarbakır Suriçi'ne yaptığı ziyarette bazı iddialara cevap vererek konutların Diyarbakır mimarsine uygun inşa edildiğini söylemişti. Özhaseki ayrıca başta Lalebey ve Alipaşa olmak üzere Suriçi'nin yaşayan mahalleler olması için çaba sarfettiklerini de ifade etmişti.

Yıkımın gerçekleştiği mahallelerin eski sakinleri ise TMMOB'un raporunda açıklanan verilerden habersiz.

Yasağın üçüncü yılında görüştüğüm birçok Sur sakini, geri dönme umutları tamamen kaybettiklerini söylüyorlar. Hem sosyal hem de ekonomik yönden ciddi sorunlar yaşadıklarını ifade ediyorlar. Müstakil evlerden apartman hayatına geçiş hepsini çok zorlamış, ama Sur'daki komşuluk ilişkileri ve dayanışma kültürüne olan hepsinin ortak özlemi.

"Bariyerlerin arkasında kalan alanda, yıkılan sokaklarımız vardı, evlerimiz vardı. Benim hayatım, çocukluğum, her şeyimdi orası. Her sabah işe giderken sokakları kapatan beton bariyelerle karşılaşıyorum. Benim geçmişim o betonların arkasında kaldı" diyor Ahmet.

Mecbur kalmasa Sur'a yolunu düşürmemeye gayret ediyor.

Soyadını ve fotoğrafını kullanmamızı istemiyor, demeç verdikleri için birçok kişinin başının derde girdiğini söylüyor.

"İki katlı, geniş avlulu, altı büyük odası olan tescilli güzel bir evdi bizimkisi. Beş aile yaşıyorduk içinde. Anlatmak zor tabi, ama tıpkı Asmalı Konak gibiydi..." diye anlatıyor Sur Savaş Mahallesi'ndeki çatışmalardan sonra yıkılan evini.

Büyükbabasının köydeki arazilerini satarak tescilli tarihi evlerini satın almış. Orda doğup büyümüş, evlenip çocuk sahibi olmuş.

Ahmetlerin evi de, TMMOB raporunda yer alan verilere göre Savaş Mahallesi'nde 2.7 hektarlık alanda yıkılan 300 yapının içinde yer alıyor.

Genç adam, eşi ve iki çocuğuyla Şehitlik'te eski bir apartmanda 650 liraya kirada yaşıyor. Ama Sur'daki müstakil evlerinden çıkmak zorunda kalan birçok eski Sur sakini gibi o da apartman hayatına alışamamış.

"En çok da çocuklarım özlüyor, ne zaman döneceğiz diye soruyorlar. Ben de orda doğup büyüdüm, orda evlendim. Benim geçmişimi, çocuklarımın geleceğini çaldılar" derken gözleri nemleniyor. Mecbur kalmasa, Sur'a gitmediğini anlatıyor.

"Şimdi 650 lira kira veriyorum. Bu parayla Sur'da bir ay geçinebilirdim, bereketi vardı. 75 liraya bile kiralık ev bulunabiliyordu. Şimdi çok daha fazla çalışmak zorundayım, gece ondan önce eve gidemiyorum, eve gittiğimde çocuklarım uyumuş oluyor. Bir garip hayat oldu bizimkisi" diyor.

Tamire gidince bazen Sur'dan çıkan, kötü durumdaki ailelerle karşılaşmanın güçlüğünü anlatıyor.

"Sur'da herkesin kapısı açıktı, komşuluk, dayanışma vardı, sokakta herkes birbirini tanırdı, yardımcı olurdu. Apartmanda kimse kimseyi tanımıyor. Geçen gün bir bodrum katında kötü koşullarda yaşayan bir aile gördüm, onlar da Sur mağduru. Durumlarına çok üzüldüm, çok yardım etmek istedim ama cebimde dertlerine derman olacak bir para yoktu, hiçbir şey yapamamak çok zor" diyor.

Yapılan yeni evlerden haberdar ama bedava verseler gitmeyeceğini söylüyor.

"Altından yapılsa bile umurumda değil, çünkü orası artık eski Sur değil."

Diclekent'te kapıcılık yapan Mekiye Demir ise, çatışmalarda en çok zarar gören Fatihpaşa mahallesi sakinlerinden. Çatışmalardan sonra mahallede 15 hektarlık alanda 1026 yapı yıkıldı. Bu oran, mahallenin yüzde 93'üne denk geliyor. Mekiye'nin kirada oturduğu ev de yıkılanlar arasında.

Apartmanın zemin katındaki daireye buyur ediyor. Kocası demeç vermesine izin vermediği için fotoğraf çekmemi istemiyor.

Sur'da kirada oturdukları evleri çatışmalardan sonra yıkılmış. Onlar da birçok aile gibi evdeki hiçbir eşyayı ı kurtaramamışlar. Yaşadıkları ev kiraymış ama "Doğup büyüdüğüm mahallede olmak güven veriyordu, biz oraya aittik" diyor.

"Ne ev kaldı, ne sokak, neden o yasak hala devam ediyor, anlamıyorum" diyor Mekiye. Ama ortaya çıkacak manzarayı görmektense yasağın bir ömür devam etmesini yeğlediğini söylüyor. Evleri yıkıldığından beri Sur'a gitmediğini belirtiyor.

Üç çocuk annesi, 30 yaşındaki genç kadın, evlendiğinde alınan üç bilezikten geriye kalan tek bileziğiyle klima aldıklarını anlatıyor. Yasağa ara verildiğinde eve gidip sağlam kalan eşyaları almak istemiş ancak hiçbiri kullanılacak durumda değilmiş, evden hiçbir eşyasını alamamış, klimasının kumandasından başka.

"İki bin liraya aldığım klimamız da delik deşikti, geriye kumandası kaldı, onu da Sur'un hatırası diye saklıyorum" diyor.

Çocukluğunun geçtiği Sur'a dönmek en büyük hayali ama oraya dönemeyeceğinin farkında. Sur mağdurları için yapılan TOKİ'lerden ev almak için başvuru yaptıklarını söylüyor.

Dağkapı Meydanı güneşli güzel havayı fırsat bulanlarla dolu. Hasırlı Mahallesi'nin eski sakinlerinden Fikri, her şeyin güzel olacağına inanıyor. Yıkılan tescilli evi için er ya da geç, mülkün değeri karşılığında para verileceğine inanıyor.

"Evimin değeri neyse onu verecekler, hala çağırmadılar, sabırla bekliyorum."

Fehmi Kaya'nın da Hasırlı Mahellesi'ndeki evi yıkılmış. Bu mahallede 19 hektarlık alanda 1534 yapı yıkılmış. Yani mahallenin yüzde 95'i haritadan silinmiş.

Fehmi de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağına inanıyor.

"Hayatımız eskisi gibi değil, çok şey değişti, arkadaşlıklar gitti, ilişkiler çok güzeldi. Perişan olduk, can da gitti, mal da gitti" diyor.

1 Mart 2016 tarihinde İskenderpaşa Mahallesi'nde kahvaltı sofrasında eve isabet eden roket mermisiyle hayatını kaybeden üç çocuk annesi 38 yaşındaki Melek Apaydın'ın amcasının kızı olduğunu söylüyor. Ablası da o gün ağır yaralanmış, sakat kalmış.

Geri dönme umudunuz var mı diye soruyorum, Yoğurt Pazarı yakınındaki evini boşaltmak zorunda kalan Esat şu cevabı veriyor:

"Şaka mı yapıyorsun abla, yeni yapılan evleri bizim gibi garibanlara mı verecekler ?" diye cevaplıyor.

Fehmi de " Bize, istersek TOKİ'den ya da Sur'daki evlerden verebileceklerini söylediler. Ama evime biçilen değer 80 bin lira. Ben bu bedeli kabul etmedim, almadım parayı çünkü evimin gerçek değerini istiyorum. O parayla herhangi bir yerden ev alamam, bu yüzden parayı da almadım" diyor.

Bu sırada bizi izleyen Feritköşk Mahallesi sakinlerinden Veysi atılıyor ve

"Boşuna bekleme, paranın tamamını vermeyecekler" diyor.

Hevsel Bahçelerine nazır mahalle için yıkım kararı alındığını söylüyor.

Veysi hem kızgın hem endişeli.

"Şimdi sıra bizim mahallede, boşaltın diyorlar, çıkmayacağım, gelip canımı alsınlar. Herkes birlik olsaydı Sur yıkılmazdı, sıra da bize gelmezdi" diyor.

Fikri "İnşallah yıkmazlar" diyerek onu rahatlatmaya çalışıyor, ama nafile.

"Gelir, gelir, sıra bize de gelir, sizin evlerinizi nasıl yıktılarsa sıra bizimkilerde. Tüm güzel yerleri zenginlere peşkeş çekecekler" diyor.