Yalçın Bayer
(Hürriyet, 20 Haziran 2012)
Diyarbakır’dan gazeteci dostumuz Naci Sapan, Diyarbakır’da ‘Yüzme kursu ve çocuk ayrımcılığı’ konusunda ilginç bir yazı yazmış.
“Keyfi mi, talimatlı mı bilemiyoruz, ancak Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nün yaz yüzme kurslarında bu yıl ilk kez bir uygulama yapılıyor. Bir kızınız bir de oğlunuz var, ya da komşu çocukları da var. Büyük bir hevesle birlikte zaman geçirip yüzme öğrensinler diye kursa kayıt için götürüyorsunuz, size ‘Olmaz, kız ve erkekleri aynı programa kayıt yapmıyoruz. Ayrı programlara yazacağız’ diyorlar. Hoppala, bu da nereden çıktı. Peki bunu çocuklara nasıl anlatacağız? ‘Valla çocuğum, ne yapalım, devletimizin erkini elinde bulunduranlar böyle karar almış, daha küçük yaştan sizin namus bekçiliğinize soyunmuşlar. Kız ve erkekleri bir arada yüzdürmek istemiyorlar’ deme şansınız olabilir mi? Zor iş değil mi? En iyisi bu sorunun cevabını ne ben, ne de siz verin! 6-7-8-10 yaşlarındaki kız ve erkek çocuklarına harem-selamlık mantığı ile yüzme kursu veren kurumun yöneticileri buyursun bunun cevabını versin. Çocuk, kardeşiyle, arkadaşıyla yüzme öğrenmenin ötesinde birlikte zaman geçirecek, birileri çocukların bu hakkını gasp ve ihlal edecek, böyle bir uygulamaya sizi mecbur edecek. Erkek çocuğu öğlen öncesi, kız çocuğunu da öğlen sonrası ayrı servislerle kursa götürmek zorunda kalacaksınız. Pazar günü beni arayan ailelerin gösterdiği tepki üzerine biraz da biz durumu inceledik, aynen de dedikleri gibi. Şart bu; ister kabul et, ister etme. Ailelerin büyük bölümü böyle bir uygulamayı kabul etmemiş zaten. Kardeş çocuklar olmasa bile, kabul edilebilir bir yanı yok bu uygulamanın. Kız ve erkek çocuklarının aynı anda bir arada olmamasına yönelik, içeriğinde kendine göre ‘namus’ anlayışı gizli zihniyetin uygulamasına karşı çıkan bir anne aynen şunu söyledi: ‘Benim 6 yaşındaki çocuğumun ahlak ve namus bekçiliğine böyle ahlaksız bir uygulamayla kimse soyunmasın. Kimse böyle bir hakkı kendinde görmesin!’ Peki, ne yaptınız diye soruyorum anneye? Elbette ki kayıt yaptırmadıklarını, geri döndüklerini söylüyor. Aileler geri döndü de, uygulamadan geri dönülecek mi? Bakalım, başkalarının namus bekçiliğine meraklı olanlar nereden dönecek?