Paris'teki saldırıda yaşamını yitiren PKK kurucularından Sakine Cansız, KNK Paris temsilcisi Fidan Doğan ve Gençlik Hareketi Üyesi Leyla Şaylemez, Diyarbakır'dan on binlerce kişi tarafından memleketlerine uğurlandı. Törende konuşan Sakine Cansız'ın babası İsmail Cansız, "Onlar basışı istediler, o yüzden öldürüldüler ama biz barışı getireceğiz" dedi.
Dün akşam Diyarbakır'a getirilen cenazeler, bu sabah Özel Bağlar Hastanesi morgundan alındı. Hastane önünde on binlerce kişi toplanırken, cenazeleri kadınlar omuzlayarak cenaze araçlarına taşıdı. Cenaze araçlarının hemen arkasında kadınlar tarafından kortej oluşturuldu. Kadınlar, "Hepimiz Sakineyiz", "Hepimiz Leylayız", "Hepimiz Fidanız" yazılı dövizler taşıdı, "Jin jiyan azadi", "Sakine yoldaş ölümsüzdür", "Leyla yoldaş ölümsüzdür", "Fidan yoldaş ölümsüzdür" sloganları attı.
Anma, BDP İl Eş Başkanı Zübeyde Zümrüt'ün konuşması ile başladı. "Sakine yoldaş Diyarbakır'da zulme boyun eğmedi. Bugün de Amed ona söz verdi, mücadelenizi sürdüreceğiz. Üç karanfilin mücadelesi mücadelemizdir" diyen Zümrüt, kadın devrimcilere özgürlüğü armağan edeceklerine söz verdi.
Zümrüt'ün ardından Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, bir konuşma yaptı. Kürtçe konuşan Baydemir, Cansız, Leyla ve Fidan'a mücadelelerini sürdüreceği sözü verdi. Baydemir şöyle dedi:
"Amed Özgürlük başkenti, barışın başkenti. Bugün yas günüdür. Mazlum milletin, Kürt halkının yas günüdür. Yüzbinlerce Kürt özgürlük meydanında evlatlarını karşılıyor. Amed ben sizlerin huzurunda ve bütün özgürlük çalışanları önünde saygıyla eğiliyorum. Amed bugün en zor ve zahmet ev misafirliğini yapıyor. Bizlere söz vermişlerdi Sakine, Leyla ve Fidan kardeşlerimiz Amed Newroz'una geleceklerdi, onları Newroz'da karşılayacaktık misafir edecektik. Ancak bugün onları başkentlerinde hüzünle misafir ediyoruz. Sakine yoldaş Amed zindanında Mazlum Doğan, Kemal Pir ve bütün yoldaşlarınla bir tohum ektiniz. Siz duygularınızla ve yüreğinizin aydınlığıyla bir milletin özgürlüğü için uğraştınız. Bugün bilin ki Amed kenti Amed zindanı ki siz barış tohumunu atmıştınız bugün özgürlük ormanına dönüşmüş. Çok yaşasın yoldaşların, çok yaşasın ve direnişin hep yaşasın. Sakine yoldaş Seyid Rıza'nın torunudur. Onun bayrağını taşıdı ve bugüne getirdi. Söz veriyoruz annelerin gözyaşları üzerine söz veriyoruz o bayrak Kürt halkı özgürleşene kadar dalgalanacak. Özgürlüğe, eşitliğe ve onurlu bir barış gelene kadar sizlerin takipçisiyiz" dedi.
"Özgürlük çiçeğini, özgürlük şehidini şehitler kervanına yolluyoruz" diyen DTK Eş Başkanı Ahmet Türk, Kürt halkının ve dostlarının, üç kadın devrimciyi unutmayacağını belirtti.
Kürt halkının özgürlük mücadelesinin bedelini her zaman en ağır biçimde ödediğini söyleyen Türk, "Kim ne yaparsa yapsın Kürt halkı özgülükten başka bir şey kabul etmedi, etmiyor" dedi. Kürt halkı olarak her zaman onurlu barışı, halkların eşitliğini ve kardeşliğini savunduklarını ifade eden Türk, şöyle devam etti: "Biz barışı, kardeşliği isterken, bize teslimiyeti dayattılar. Kürt halkı asla teslimiyeti kabul etmeyecek. Barış, kardeşlik, eşitlik için arayış içinde olduğumuz önemli bir süreçten geçiyoruz. Üç yoldaşımızı kaybetmemize rağmen barışa hazırız. Ancak ve ancak barış karşılıklı saygı ile olur. Barış, adalet ve eşitlikle olur. Bu dönemde Kürtlerden hassasiyet bekleyenler de hassas davranmalı. Ey Başbakan barış için konuşalım derken Kandil'i bombalıyorsun. Bu nasıl hassasiyettir."
Ahmet Türk, Türk halkına "Barış diyen Başbakanınız bugün Kürt halkına bombalar yağdırıyor. Artık görün bu gerçeği, bilin" diye seslendi.
DTK Eş Başkanı Aysel Tuğluk ise boğazı düğümlendiği için konuşmakta zorlandı. "Ciğerimiz, yüreğimiz yanıyor. Öfkemiz büyük" diyen Tuğluk, şunları söyledi:
"Üç yoldaşımızı katleden katilleri lanetliyoruz. Onlar kadın özgürlük mücadelesinin neferleriydi. Kürt özgürlük mücadelesinin militanıydı. Sadece özgürlük ve onurlu yaşamı istedikleri için katledildiler. Bu katliam kadın mücadelesine sıkılmıştır, özgürlük isteyenlere sıkılmıştır. O kurşunlar barışa, İmralı'da yapılan görüşmelere sıkılmıştır, barış dinamitlenmek istenmiştir. Katiller belli, onları tanıyoruz. Hesabını soracağız."
Tuğluk, Kürt kadınlarının, Kürt halkını ve dostlarının, kadın devrimcilerin mücadele bayrağını onurla ve grurla taşıyacağını vurgulayarak konuşmasını noktaladı.
HDK Milletvekili Sebahat Tuncel ise "Onlar sadece Sara, Fidan ve Leyla değil, onlar milyonlar" dedi. Kürt, Türk, Laz, Çerkez ve tüm ezilen halkların bir arada yaşamaması için katliamın gerçekleştirildiğini belirten Tuncel, "Bu hevesleri kursaklarında kalacak. Onların yolu yolumuzdur. Söz veriyoruz Türkiye demokratikleşene, Kürdistan'ı özgürleştirene kadar mücadele edeceğiz" diye konuştu.
17 Ocak'ın kızının doğum günü olduğunu söyleyen Fidan Doğan'ın babası, kitleye, "Kızımın doğum gününe hoş geldiniz" diye seslendi. Kitle, "Şehid namirin" sloganı ile yanıt verdi.
Doğan'ın ağabeyi ise "Tüm dünya bilsin ki bizim yolumuz barış yolu, bizim savaşımız onurlu bir savaş. Kurşunlarla bizi susturamazsınız" dedi.
Daha sonra Sakine Cansız'ın babası İsmail Cansız kısa bir konuşma yaptı. Baba Cansız, "Hepinizi saygıyla sevgiyle kucaklarım. Onlar barışı istediler o yüzden öldürüldüler. Fakat biz bu barışı getireceğiz. Bu barış hem Türkleri hem Kürtleri kucaklar. Biz barışın devamını isteyeceğiz sizden ricam budur. Savaşa lanet olsun barış güzel bir şeydir. Bunu Türkler de bilsin. 3 tane çocuğumuzun yeri de cennette olsun" diye konuştu.
Anmanın ardından Cansız, Doğan ve Şaylemez'in cenazeleri yine kadınlar tarafından ambulanslara taşındı. Üç kadın devrimci, yüzlerce araçlık konvoyla defnedilmek üzere memleketlerine götürüldü. Cenazeler, yarın memleketlerinde toprağa verilecek. (Etkin Haber Ajansı- Dicle Haber Ajansı)