T24- Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO), Ticaret Borsası, Esnaf ve Sanatkarları Odaları Birliği, Ziraat Odası, Eczacılar Odası, Diyarbakır Mali Müşavirler Odası, DOGÜNSİFED, GÜNSİAD, DİSİAD, DİGİAD MÜSİAD, DİKAD, OSİAD ve OSGİAD temsilcileri ortak bir basın açıklaması yaptı.
Açıklamayı okuyan DTSO Başkanı Galip Ensarioğlu, Türkiye'nin bir askeri darbenin ürünü olan 1982 Anayasası'nda değişiklik yapmak üzere sandık başına gitmeye hazırlandığını, 30 yıl önce bir 12 Eylül günü, iradesi gasp edilen halkın, tarihin garip bir ironisi olarak yine bir 12 Eylül günü kendisini cendereye almış bir metnin kaderini belirlemeye gittiğini söyledi.
Böylesine sembolik ve tarihi öneme sahip bir oylama öncesinde, Diyarbakır'da faaliyet gösteren iş adamları kuruluşları olarak düşüncelerini kamuoyu ile paylaşmayı istediklerini belirten Ensarioğlu, şöyle dedi:
''Bize göre, 1982 Anayasası bir takım kısmi değişikliklerle düzeltilemez. Türkiye'nin anayasa sorunu ancak çağdaş demokratik değer ve prensipleri yansıtan yeni bir anayasa ile çözülebilir. Bu itibarla, yeni ve demokratik bir anayasa bizim için vazgeçilmez bir taleptir. Bununla birlikte, siyasi dengelerin elvermemesi nedeniyle bütünüyle yeni bir anayasa yapmanın imkansız olduğu durumlarda, kısmı değişim yoluyla yapılan anayasal reformlara büyük bir değer atfediyoruz. Her zaman hür teşebbüsten, ifade özgürlüğünden ve demokratik hakların alanının genişletilmesinden yana tavır koyan kuruluşlar olarak, özgürlükleri artıran ve demokratik değişime kapı aralayan her türlü çabayı destekliyoruz. 12 Eylülde yapılacak halk oylamasını da bu bağlamda değerlendiriyoruz.''
'EVET' İÇİN ÜÇ NEDENEksiklik ve yetersizliğe dair eleştirilerini muhafaza etmekle birlikte anayasa değişikliği paketini üç sebepten ötürü desteklediklerini bildiren Ensarioğlu, şöyle devam etti:
''Değişiklik teklifindeki maddelerin içeriği, mevcut anayasadaki maddelere nazaran daha demokratik bir öze sahiptir. Halkın oyuna sunulan maddelerin hiçbirinde bireylerin hak ve özgürlüklerini, halihazırdaki maddelere oranla geriye götüren, eksilten veya kısıtlayan bir ibare yoktur. Aksine maddelerin tümü, kişisel özgürlüklerin tahkim edilmesi, demokrasinin genişlemesi ve yüksek yargıya demokratik bir meşrutiyet kazandırılması açısından sınırlı ama önemli değişiklikleri ihtiva etmektedir. Demokratik mücadele imkanlarını genişleten bu değişiklikleri önemsiyoruz. Türkiye'de bugüne kadar demokratik süreci silah zoruyla akamete uğratanlar herhangi bir şekilde hukuk önünde hesap vermediler, daima korundular. Bu anayasa değişikliği, insanlığa karşı suçlar dahil olmak üzere çok sayıda ağır suçun faili olan 12 eylül cuntacılarını koruyan hukuki kalkanı ortadan kaldırıyor. Darbecileri de 'dokunulabilir' yapan bu değişikliği, geçmişle gerçek bir yüzleşme yapılabilmesi için gerekli zemini sağlamasından dolayı takdir ediyoruz.
Biz, ileriye doğru atılacak adımları desteklemek için halk oylamasında 'evet' oyu kullanacağız. Sonucun bu yönde çıkması için sorumluluklarımızı yerine getirecek ve çaba sarf edeceğiz. Demokrasinin uzun soluklu bir mücadeleyi gerektirdiğini biliyoruz. Bu nedenle biz, halk oylamasından sonra demokrasi mücadelesine kaldığı yerden devam edecek ve 13 Eylül 2010 tarihinden itibaren de yeni ve demokratik bir anayasa talebini daha yüksek bir sesle dillendirecek ve bunun için çalışacağız.''
‘BOYKOT KARARI BDP’NİN KENDİ KARARIDIR’''BDP'nin boykot kararına karşılık sizin böyle bir açıklama yapmanız nasıl karşılanır?'' sorusunu Ensarioğlu, ''Kararları kendilerine aittir. Kendi organlarında tartışırlar ve karar verirler. Ama biz sivil toplum kuruluşları olarak bir siyasi parti gibi düşünemeyiz. Biz bu kararımızla da hiçbir partinin destekçisi veya karşıtı değiliz. Yani ne iktidara yardımcı olmak için ne de başka bir partiye zarar vermek için bunu yapıyoruz. Biz bu değişikliği Türkiye için önemli sayıyoruz, onun için destek veriyoruz'' şeklinde yanıtladı.