DİZİLERDEKİ ''TECAVÜZ'' TEMASINA TEPKİ ANKARA (A.A)

-DİZİLERDEKİ ''TECAVÜZ'' TEMASINA TEPKİ ANKARA (A.A) - 27.10.2010 - Türkiye'deki televizyon dizilerinde ve programlarda ''tecavüz'' konusunun işlenmesine, çeşitli dernekler tepki gösterdi.  Türkiye Psikiyatri Derneği ile Cinsel Eğitim Tedavi ve Araştırma Derneğinden konuya ilişkin yapılan ortak yazılı açıklamada, ''Fatmagül'ün Suçu Ne?'' adlı dizinin yayına girmesi ile bir insanlık suçu olan tecavüzün giderek bir magazin malzemesi haline geldiğine dikkat çekildi. Son olarak bir ulusal kanalda Ali Poyrazoğlu'nun sunduğu ''Gölgede Muhabbetler'' programının da eleştirildiği açıklamada, şu ifadelere yer verildi: ''Programda tecavüz sahnesi, futbol maçı gibi ele alınmış ve komedi unsuru haline getirilmiştir. Bu durum insan hakları, insanın bedensel/ruhsal sağlığı ve toplumun geleceği açısından son derece tehlikeli bir gidiştir. Cinsel şiddet karşısındaki duyarsızlığın ve yok saymanın geldiği boyut ise endişe verici ve öfke yaratıcıdır. Son dönemlerde ülkemizde şiddet içeren suçlarda artış gözlenmektedir. Şiddet, kişinin yaşamını, ruhsal ve bedensel sağlığını tehdit eder. Tecavüz, ağır bir ruhsal ve bedensel travmadır. Kadın, erkek, çocuk ya da erişkin herkes için bedensel ve ruhsal acı demektir. Hiç kimse böyle bir acıyı ne hak eder ne de ister. Tecavüzün ve onu alkışlamanın hiçbir haklı gerekçesi yoktur. Toplumda özellikle de kadınların maruz kaldığı cinsel şiddetin sıradan bir olaymış gibi sunulması, mizah malzemesi yapılması, görmezden gelinmesi ve pornografik uyarıcı eylem gibi kullanılması, doğrudan ya da dolaylı olarak cinsel şiddet suçunun yaygınlaşmasına ve onay görmesine neden olmaktadır.'' -''BAZI PROGRAMLAR, KADINA YÖNELİK ŞİDDETİ ÖZENDİRİYOR''- Bu konuda medyaya önemli görevler düştüğü vurgulanan açıklamada, uygun olmayan içerikteki programların, şiddetin engellenmesinden çok, yaygınlaşmasına ve olağanlaşmasına neden olduğuna işaret edildi.  Açıklamada, ''İzlenme kaygısı ile hazırlanmış bazı programlar, kadına yönelik şiddeti özendirmekte, sıradanlaştırmakta, normalleştirmekte, toplumsal cinsiyet rollerini pekiştirmekte ve desteklemektedir. Medya kurumlarının, şiddetin ve toplumsal cinsiyet rollerinin son derece yoğun olduğu ve temsil edildiği programlara, reklamlara, dizilere, filmlere, yarışmalara yer vermemeleri, bu konuda toplumsal sorumluluklarını yerine getirmeleri gerekmektedir'' görüşüne yer verildi. Gerek kurumlar gerek toplumun, tecavüz mağdurunu koruması, desteklemesi ve suçun önlenmesi için gerekli tedbirleri en kısa zamanda alması gerektiği ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: ''Çok ağırlıklı olarak kadınların maruz kaldığı cinsel şiddet ile eğlenmek yerine kadının bedeninin tek sahibinin kendisi olduğu kabulünden yola çıkarak; kadını ve bireyi şiddetten koruyan, önleyici ve koruyucu politikalar geliştirilmelidir.  Özellikle cinsel şiddet mağdurları için cinsiyete duyarlı ilk başvuru merkezleri ve sosyal destek kurumları oluşturulmalıdır. Kadın ve erkek eşitliği temelinde kadın hakları geliştirilmeli, bu, bir devlet politikası olmalıdır. Kadının sağlığı, yaşamı ve hakları güvence altına alınmalı, cinsel suçlar indirime uğramamalı, 'tahrik indirimi, hafifletici neden' gibi bahanelerle suç dolaylı olarak onaylanmamalıdır. Buradan tüm kurumlara ve sorumlulara şiddete-tecavüze ortak olunmamasını, özellikle kadınların maruz kaldığı bu tür şiddet eylemlerinin övülmemesini ve teşvik edilmemesini söylüyoruz. Bu ve benzer programlarla ilgili meslek örgütlerinin ve yasal mercilerin harekete geçmesinin gerekliliğini hatırlatıyoruz.''