Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Göğüs ve Uyku Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Nejat Altıntaş, iki doz aşı olanlara uyarılarda bulundu. Altıntaş, "Maske takmak, özellikle aşı olanlar için hastalığın bulaşmasını engelleyecektir" dedi.
Doç. Dr. Nejat Altıntaş, iki doz aşı olan vatandaşların, 'Ben aşı oldum maske takmama gerek yok' algısının yanlış olduğunu söyledi. İsrail ve ABD'nin nüfusunun büyük oranını aşıladığını ve bu yüzden vatandaşlarına maskelerini çıkarabileceğini açıkladığını belirten Doç. Dr. Altıntaş, Türkiye'de aşılama sürecinin devam ettiğini ve maskelerin çıkarılmasının henüz erken olduğunu kaydetti. Doç. Dr. Altıntaş, şunları söyledi:
"Siz aşı olduğunuz zaman hastalıktan korunuyorsunuz, ama bu 'virüsü üzerinizde taşımıyorsunuz' anlamına gelmiyor. Dolayısıyla siz virüsü hala taşıyor olabilirsiniz. Yani aşı oldunuz, korunuyorsunuz ama hastalıklı birisiyle muhatap olduğunuz zaman, etkileşime girdiğiniz zaman siz virüsü alıyorsunuz, dolayısıyla bu virüsü de başkalarına siz bulaştırabilirsiniz. Türkiye için henüz bu aşı olanların maske çıkartması şu an için uygun değil. Ama ne zaman ki İsrail'deki ya da Amerika'daki gibi yüzde 50'lere, 60'lara geldiğimiz zaman hem dışarıda hem ev içerisinde maskeleri çıkartabiliriz. Maskeyi şu anda Türkiye'de çıkartmak çok uygun değil. Çünkü siz kendinizi koruyorsunuz, ama başkalarını korumuş olmuyorsunuz. Aşı oldum rehavetine kapılıp, maskeyi çıkarmayın."
Doç. Dr. Altıntaş, kendisinin tek maske takma taraftarı olduğunu ifade ederek, "Çünkü her halükarda bu cerrahi maskelerden virüs geçiyor. Bizim amacımız maske takarken kendimizin hastalanmasından daha ziyade maskeyle başkalarına hastalığı bulaştırmayalım diye. Özellikle aşı olanlarda ne dedik, hasta aşı olduğu zaman kendisi korunuyor ama ağzının içerisinde, burnunun içerisinde virüsü taşıdığı için etrafındakilere virüsü bulaştırabilir. Ama siz maske takarsanız ve yakın mesafede maske olduğu için ağzınızdan birtakım çıkacak salya, tükürükleri etrafa bulaştırmıyorsunuz. Dolayısıyla maske takmak, özellikle aşı olanlar için hastalığın bulaşmasını engelleyecektir. Tek maske bu anlamda yeterlidir. Çift maskenin anlamı yoktur. Çünkü çift maskeyi bir dönem ben de denedim. Çift maske taktığınız zaman onu düzelteyim derken alttakini elliyorsunuz, düzensiz hale getiriyorsunuz. Dolayısıyla aslında fayda yerine zarar getirmiş oluyorsunuz" dedi.
Aşı karşıtlarının halen insanların kafalarını karıştırdığını kaydeden Doç. Dr. Altıntaş, "Aşıyla ilgili aşı karşıtlarının söylemiş olduğu Hint Okyanusu'nda bir ada var. Seyşeller Adası. Bu Seyşeller Adası'nın yaklaşık olarak nüfusu 96 bin 700 yani 100 bin kişilik bir nüfusu var. Ve halkının yüzde 70-80'ini aşılamış vaziyette. Ve aşı oldukları halde hastalık hala yayılmaya devam ediyor. Hatta aşı olduktan sonra hastalığın yayılma hızı daha artmış vaziyette. Aşı karşıtları şunu diyor, 'Bakın elinizde bir örnek var. Bir ada var. Halk aşılanmış. Aşılandığı halde insanlar hastalanıyor' Ama unuttukları bir şey var. Nüfusu topu topu 100 bin nüfuslu bir ada. Ve aşılandıktan sonra rehavete kapıldılar. Maskelerini çıkarttılar ve bol miktarda turist almaya başladı. Yani günlük aldığı turist sayısı kendi nüfuslarından daha fazla. Turisti alırken hem PCR testlerini yapmadılar hem de PCR testlerine gereken önemi arz etmediler. Dolayısıyla turistlerle hastalık içeriye gelmiş oldu. Buradan şunu demek istiyoruz, aşı olsanız bile bu adadakiler gibi dikkat etmediğiniz takdirde yani sosyal mesafeye dikkat etmediğiniz, maskeye dikkat etmediğiniz ve yurt dışından gelecek turistlere dikkat etmediğiniz takdirde hastalığın yayılma ihtimali, bu ada bizim için çok güzel örnek teşkil ediyor" diye konuştu.
Doç. Dr. Nejat Altıntaş, Türkiye'de vaka sayılarının ciddi oranda düştüğünü belirterek, "Sayı azaldıkça sayıyı azaltmak gittikçe zorlaşıyor. Daha çok tedbir almak gerekiyor. Tabi ki bu tedbirleri alırken özellikle vatandaşın dikkat etmesi gerekiyor. Çünkü biz hastaneler olarak elimizden gelen dikkati yapıyoruz. Ve şunu söyleyebilirim, bizim hastanelerimizdeki hastalık oranlarına, yoğun bakım oranlarına ya da poliklinik oranlarına baktığımız zaman biz bu sayıyı net olarak görüyoruz. Yani şu an Türkiye'de ve özellikle Tekirdağ bölgesinde hasta sayısında ciddi oranda azalma var. Yani o televizyonlardaki verilen rakamlarla bizim sahada tespit ettiğimiz rakamlar üst üste örtüşür vaziyette. Mutlaka sayıları daha fazla azaltacaksak bir süreliğine daha en azından ağustos ayına kadar sosyal mesafeye ve maskeye dikkat etmemiz gerekiyor" ifadelerini kullandı.