Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Ümit Savaşçı, son 15 günde Koronavirüs vaka sayılarında 3-5 kat artış yaşandığını belirterek, "Son 15 gündür hastaneye yatırmak zorunda kaldığımız ve yoğun bakım ihtiyacı olan hastalarımız mevcut. Dolayısıyla kırmızı alarm vermeye başladık" dedi.
Savaşçı, özellikle son 15 gündür vaka sayılarında çok ciddi bir artış olduğunu belirterek "Önceki dönemde aslında ayakta hafif vakalarımız mevcuttu; ama son 15 gündür hastaneye yatırmak zorunda kaldığımız ve yoğun bakım ihtiyacı olan, şu anda kliniklerde yoğun bakım yeri beklediğimiz hastalarımız mevcut. Demek ki durum ciddiye gidiyor; bunu buradan anlayabiliriz. Bunun birinci öncelik nedeni; halen daha aşı yaptırmak istemeyen, aşı olmamış insanlarımız var. Hatta bir ailede anne-baba aşı yaptırıyor, 21 yaşındaki çocukları yaptırmamıştı. Aile çok üzülüyor, çocuğu yatırmak zorunda kaldık ve genel durumu kötüydü. Genel olarak vaka dağılımına baktığımızda 40 yaş altı vakalarımız çok yoğun. Özellikle 65 yaş üzerinde de 2 doz inaktif aşı yapanlar da hastalanmaya, yoğun bakıma yatmaya başladı" diye konuştu.
Savaşçı, vakalarının neredeyse tamamının Delta varyantı olduğunu belirterek, şunları söyledi:"Ne yazık ki neredeyse vakalarımızın tamamını Delta varyantı olarak değerlendirebiliriz. Onların hem bulaş riski biraz fazla hem inaktif aşıların koruyuculuk oranları biraz düşük kaldı. Vaka sayılarımızla birlikte yoğun bakım ihtiyaçlarımız da artıyor. Son 15 günde klinikte takip edecek boş yataklarımız az da olsa var ama yoğun bakımlarda ciddi oranda artışlar mevcut. Son 15 günde 3-5 kat bir artışımız söz konusu. Ayakta takip ettiğimiz hafif vakalar, biraz daha orta ve ciddi boyuta dönmeye başladı. Dolayısıyla kırmızı alarm vermeye başladık. Yaz dönemi, personel izinleri, 2 yıldır sağlık çalışanlarında bir yorgunluk olmaya başladı. Halkımızda da vurdumduymazlık söz konusu olmaya başladı. En büyük tehlike ise aşı yaptıranlar arasında da kendini çok güvende hisseden bir kitle olmaya başladı.""Özellikle yavrularımız, büyük bir heyecan içinde ailelerle birlikte okulların açılmasını bekliyor. Okullarda bir yoğunluk olacak, servislerde de olacak. Yavrularımızı korumak istiyorsak, birinci öncelik ailelerimizin aşılanması. İkinci öncelik, ailelerimiz aşılı olsalar bile yine de maske, mesafe ve hijyen konusunda dikkat etmeleri ve çocuklarını bu konuda eğitmeleri. Okullarda öğretmenlerimiz ve yönetim bu konuda çok ciddi tedbirler alıyor. Ayrıca servisler biraz riskli duruyor. Servislerde maddi kayıp yaşanmaması için çok boş koltuklu bir sistem olmayacaktır. Çocukların özellikle serviste bir şey yiyip içmemeleri, maskelerini çıkarmamaları gerekiyor. Mümkünse klimalar değil, doğal havalandırma dediğimiz pencerelerin güvenli şekilde açılması gerekiyor. Koltuk tutacaklarının, elle temas edilen yüzeylerin her servisten sonra dezenfekte edilmesi gerekiyor. Çocuklarımız servisten inişte ve binişte el dezenfektanı kullanmalı. Serviste geçirilen süre uzun tutulmamalı. Ancak burada anahtar nokta aşılanma""Gece sabahlara kadar baktığımız hastalarda şunu görüyoruz; anneler, babalar bu konuda çok üzgün, çocuklarına söz geçiremiyorlar, 'aşı yaptıramadık' diyorlar. Ne yazık ki 18-20 yaşında yoğun bakımda, akciğerlerinde hava alacak yer kalmayan genç hastalar takip ediyoruz. Çocuk vaka sayıları da arttı. Yavrularımızı 12 yaşına kadar aşılayabiliyoruz, 12 yaşın altını da korumak istiyorsak, toplumun bağışıklık düzeyini en üst seviyeye çıkarmamız gerekir. Birbirimiz ile temas etmeyi seven bir toplumuz. Dolayısıyla biraz kurallara dikkat edemeyebiliyoruz. Hem kurallara dikkat edip hem de aşılarımızı yaptırmak zorundayız" (DHA)