Doç. Dr. Seda Demiralp: Seçmen, güçlü lider için ödediği bedelin yeterince geri dönüşü olmadığına karar verebilir

Doç. Dr. Seda Demiralp: Seçmen, güçlü lider için ödediği bedelin yeterince geri dönüşü olmadığına karar verebilir

Işık Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Seda Demiralp, Türkiye'nin bir aydan bu yana organize suç örgütü lideri Sedat Peker'in itiraflarıyla çalkalandığını belirterek, "Türkiye’de ve tüm dünyada, AKP ve benzer popülist partilerin iktidara gelmesinde bilhassa yolsuzluk ve adaletsizlik rol oynamıştı. Nitekim AKP iktidara gelirken “3Y” ile, yani yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklarla mücadele sözü veriyor, bu söz seçmeni heyecanlandırıyor, mobilize ediyordu. O halde seçmenin yolsuzluğa duyarsız olduğunu söylemek doğru sayılmaz.

İşte tam bu çelişki, yani yolsuzluğa tepki olarak popülist partilere oy veren seçmenin, devam eden hatta artan yolsuzluk skandalları karşısında oy verdikleri partiyi cezalandırmamaları, desteklerini sürdürmeleri sosyal bilimciler açısından büyük bir bilmece yaratıyor ve bugün pek çok çalışmanın araştırma sorusunu oluşturuyor." diye yazdı.

Seda Demiralp, yetkinreport.com sitesinde yayınlanan "Seçmen yolsuzluk iddialarına duyarsız mı?" başlıklı yazısında, 17-25 Aralık sürecinde milli gelirin 12 bin 614 dolar, enflasyonun yüzde 7.4 olduğunu, ancak şu anda milli gelirin 8 bin 543 dolar, işsizliğin de yüzde 13'e yükseldiğine işaret ederek, "Seçmen, güçlü lider için ödediği bedelin yeterince geri dönüşü olmadığına karar verebilir.

Bu anlamda muhalefete düşen öncelikle yolsuzluğun sabit, sistematik bir sorun değil kötü yönetim demek olduğunu vurgulamak. Çünkü topyekûn ve kronik bir hukuksuzluk algısı toplumu felç edebiliyor, umutsuzluğa sürüklüyor ve neticede popülist liderlerin lehine işleyebiliyor. İkincisi de yolsuzluğun bir maliyeti olduğunu, yani keyfi dağıtılıp heba edilen kamusal kaynakların yaşanan ekonomik darboğazla birebir ilintili olduğunu seçmene anlatmak. Kendini senelerdir “Çukur” dizisindeki bir karakter gibi hisseden ve mahallenin kabadayıları arasında seçim yapmaktan başka şansı olmadığını düşünen seçmeni hukukun erişilmez olmadığına ikna etmek, hukukun işler kanallarına ısrarla sarılmak ve en önemlisi de yaklaşan seçimlere sonuna kadar sahip çıkmak gerekiyor." ifadelerini kullandı.

Yazının tamamı için tıklayın...