İzmir'deki 6.6 büyüklüğündeki depremde 15 kişinin öldüğü ve 12 kişinin yaralandığı Doğanlar Apartmanı'na ilişkin davada gerekçeli karar açıklandı. Kararda, mevzuata ve yapı tekniğine aykırı şekilde gerçekleştirdikleri eylemlerinin sonuçlarını öngördükleri belirtilen sanıkların, apartmanı mevzuata, yapı tekniğine uygun olarak yapmadıkları ve projeye uygun kalitede malzemeleri kullanmadıklarına vurgu yapıldı.
Ege Denizi'nde Seferihisar açıklarında, 30 Ekim 2020'de meydana gelen, 117 kişinin hayatını kaybettiği 6.6 büyüklüğündeki depremde; Bayraklı ilçesindeki Doğanlar Apartmanı'nda 15 kişi yaşamını yitirdi, 12 kişi yaralandı.
Depremin ardından başlatılan soruşturmada, binanın müteahhidi Çetin Doğan ve statik-betonarme proje müellifi Mehmet Sedat Boyacı tutuklandı. Sürveyan Gündüz Uysal tutuksuz yargılanırken, yapı fenni mesulü Bedriye Işıldak ise firar etti. Hazırlanan iddianamede sanıklar hakkında, 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçundan 20 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. İstanbul Teknik Üniversitesi'nden alınan bilirkişi raporunda, Mehmet Sedat Boyacı ve sürveyan Gündüz Uysal'ın tali, müteahhit Çetin Doğan ve yapı fenni mesulü Bedriye Işıldak'ın asli kusurlu olduğu belirtildi.
28 Mart'taki duruşmada savcı, mütalaasında, sanıklardan Çetin Doğan ve Mehmet Sedat Boyacı'nın 'olası kastla öldürme' suçundan, Gündüz Uysal'ın ise 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak' suçundan cezalandırılmalarını talep etti. Dava süresinde savcının değişmesinin ardından göreve gelen savcı yeniden mütalaa verdi. Savcı, sanıkların 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebep olmak' suçundan cezalandırılmasını talep etti. Haziran ayında görülen davada müteahhit Çetin Doğan 18 yıl ve statik-betonarme proje müellifi Mehmet Sedat Boyacı, 12 yıl hapis cezasına çarptırılıp, tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Sürveyan Gündüz Uysal 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Firari sanık Bedriye Işıldak'ın dosyası ise ayrıldı.
Mahkemenin açıkladığı gerekçeli kararda, sanıkların, suçlamaları kabul etmeseler de Türkiye'nin aktif Alp-Himalaya deprem kuşağında yer aldığına dikkat çekildi. Bunun sonucu olarak Türkiye'de kısa sayılabilecek aralıklarla ölümlere sebebiyet veren yıkıcı, büyük depremlerin yaşanmış ve yaşanıyor olmasının yanı sıra İzmir'in 1'inci dereceden deprem bölgesi içinde bulunması hususlarının göz önüne alındığı belirtildi. Gerekçeli kararda, şüphelilerin mevzuata ve yapı tekniğine aykırı şekilde gerçekleştirdikleri eylemlerinin sonuçlarını öngördüklerinin altı çizildi. Şüphelilerin bu durumu öngörmelerine rağmen deprem sonrası tamamen yıkılan Doğanlar Apartmanı'nın B Bloğu'nu yapıldığı döneme ait mevzuata, yapı tekniğine ve mesleklerinin gerektirdiği kurallara uygun olarak inşa etmedikleri belirtildi. Plan ve projenin hazırlanmasında statik hesapların yapılmasında hatalarının bulunduğu, uygun kalitede gerekli ve yeterli malzeme kullanmadıkları da vurgulandı.
Gerekçeli kararda sanıkların kusurlu eylemleri sonucunda ölüm ve yaralanmaların olduğu belirtildi. Sanıkların, bilirkişi raporunda belirtildiği gibi projelendirmedeki eksiklikler, malzeme özellikleri ve yapı denetimindeki yetersizlikler, uygulama ve işçilik hataları nedeniyle depremde yıkılan binadaki ölüm ve yaralanmalardan sorumlu olduklarına dikkat çekildi.
Bilinçli taksirle birden fazla insanın ölümüne ve yaralanmasına neden olma suçunu işledikleri ileri sürülen şüphelilerin, bilimsel verilerle örtüşmeyen şüpheli savunmalarına Cumhuriyet Başsavcılığı'nca itibar edilmediği belirtildi. Bilirkişi raporları ve kusur durumları nazara alındığında sanıkların ortaya çıkan neticeyi öngörerek kayıtsız davrandıklarına ilişkin bir delillendirmenin yapılamayacağından sanıkların olası kastla hareket ettiklerinin kabul edilemeyeceğinin altı çizildi.
Karada sanıklara verilen cezaların ayrıntıları da yer buldu. Müteahhit Çetin Doğan'ın, apartmanın statik projede öngörülen beton sınıfının sağlanmaması, etriye ve birleşim bölgesindeki donatı imalatlarının projeyle uyumlu olmaması nedeniyle ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa edilmesi için gerekenleri yapmadığı kaydedildi. Doğan'ın asli kusurlu olduğu vurgulandı.
Projelendirmedeki eksiklikler, malzeme özelliklerindeki ve yapı denetimindeki yetersizlikler, uygulama ve işçilik hataları nedeniyle yapının yıkılmasına neden olduğu için Doğan'a 'bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma' suçundan 12 yıl hapis cezası verildiği belirtildi. Bu cezasının da suçu bilinçli taksirle işlenmesi nedeniyle 18 yıla çıkarıldığı ifade edildi.
Apartmanın statik-betonarme proje müellifi olan Mehmet Sedat Boyacı'nın ise tali kusurlu olduğu belirtildi. Binanın depremde çökmesinin temel nedeni olarak, malzeme kalitesindeki yetersizliklerinin, imalat hatalarının ve denetim hatalarının ön plana çıktığı kanaatine ulaşıldığının altı çizildi. Yapı betonarme projesinde, 1975 Deprem Yönetmeliği'nde tarif edilen tasarım kriterlerinin tam olarak yerine getirilmiş olmadığına vurgu yapıldı. Bu nedenle Boyacı'ya 8 yıl hapis cezası verildiği, meydana gelen zararın ağırlığı ve olaydaki üstlendiği rol sebebiyle de bu cezanın da 12 yıla çıkarıldığı belirtildi. Sürveyanların Türkiye'deki konumu dikkate alındığında mühendislerin ve müteahhitlerin yanlarında söz sahibi olamadıklarının göz önüne alındığını gerekçeli kararında belirten mahkeme heyeti, tutuksuz sanık Gündüz Uysal'ın bu nedenle 4 yıl hapis cezasına çarptırıldığını kaydetti. Bu cezanın da tali kusurlu olduğu gerekçesiyle önce yapılan artırımla 5 yıl 4 ay hapis cezasına çıkartıldığı, ardından mahkemedeki samimi beyanları nedeniyle 4 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çevrildiğine yer verildi.