Sözcü yazarı Emin Çölaşan, bugünkü yazısında, Doğru Parti Genel Başkanı Rıfat Serdaroğlu’nun kendisine gönderdiği, Memleket Partisi lideri Muharrem İnce ile gerçekleştirdikleri ve Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ’ı da bilgilendirdikleri çalışmayla ilgili gönderdiği mektubu paylaştı.
“Cumhur İttifakı'nın önümüzdeki seçimde Cumhuriyet tarihimizde benzeri olmayan oy hırsızlığı yapacağını tahmin ediyoruz!” diyen Serdaroğlu, “İktidar bunu ilk olarak 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri'nden sonra başlattığı ‘Geçici Koruma Statüsündeki' sığınmacıları önce ‘Vatandaş' sonra da ‘Seçmen' yaparak gerçekleştirmek isteyecek. İkinci olarak da bazı Büyükşehir statüsündeki illerde ve Doğu- Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizdeki 104 ilçede, ‘Seçmen kaydırma veya jandarma- bekçi-tarikatlar ve askerle' sandıklara kimseyi yanaştırmamak suretiyle, sonuçları diledikleri gibi düzenleyerek yapmak isteyecektir. Bu konulardaki hazırlıkları tamamdır!” dedi.
“İster AKP'nin, ister CHP'nin Sayın Genel Başkanları ile diledikleri her yerde bu konuları görüşmeye hazırız. Bizim amacımız, birilerinin ayıbını yüzüne vurmak değildir. Biz Türk Milletinin namusu sayılan oy hakkının çalınmış olmasının peşindeyiz” diyen Serdaroğlu, “Bizler için, seçilecek Cumhurbaşkanı elbette önemlidir. Fakat esas önemli olan Cumhurbaşkanımızı seçecek seçmenin gerçek T.C vatandaşı olmasıdır. Ortadoğu'nun itinin, uğursuzunun, kafa kesicilerinin Türkiye'ye Cumhurbaşkanı seçmeye ne hakları var?” diye sitem etti.
Serdaroğlu, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile İyi Parti lideri Meral Akşener’e çağrıda bulunarak, “Davet etsinler, emperyalist devletlerin üzerimize döktükleri bu ölü toprağını beraberce kaldıralım” dedi.
O mektup şöyle:
“Sayın Emin Çölaşan, Memleket Partisi Genel Başkanı Sayın Muharrem İnce ile gerçekleştirdiğimiz, Zafer Partisi Genel Başkanı Sayın Ümit Özdağ'ı da bilgilendirdiğimiz çalışmanın birincisini size takdim ediyoruz. Bu çalışmada amaçlanan, hem tüm muhalefet partilerine bir uyarıda bulunmak, hem de çözüm önermektir.
Cumhur İttifakı'nın önümüzdeki seçimde Cumhuriyet tarihimizde benzeri olmayan OY HIRSIZLIĞI yapacağını tahmin ediyoruz. Beklentimizin referansı, 16 Nisan 2017 referandumunda yapılan oy hırsızlığıdır!
İktidar bunu ilk olarak 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri'nden sonra başlattığı ‘Geçici Koruma Statüsündeki' sığınmacıları önce ‘Vatandaş' sonra da ‘Seçmen' yaparak gerçekleştirmek isteyecek.
İkinci olarak da bazı Büyükşehir statüsündeki illerde ve Doğu- Güneydoğu Anadolu Bölgelerimizdeki 104 ilçede, ‘Seçmen kaydırma veya jandarma- bekçi-tarikatlar ve askerle' sandıklara kimseyi yanaştırmamak suretiyle, sonuçları diledikleri gibi düzenleyerek yapmak isteyecektir. Bu konulardaki hazırlıkları tamamdır!
Önce, Haziran 2023'te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde ‘Etkin Sandık Güvenliği' sağlanmasını istediğimiz riskli bölgeler nasıl belirlendi onu anlatalım. Elimizde kaynak olarak aldığımız iki adet ‘Kesinleşmiş Seçim Sonucu' var. Biri 7 Haziran 2015 Genel Seçim sonuçları, diğeri 16 Nisan 2017'de yapılan ve ülkeyi ‘TEK ADAM' yönetimine sokan referandum sonuçları!
Hipotez ve hesaplamalar şöyle; herhangi bir ilçede, 2017 referandumundaki EVET oranı, 25. dönem milletvekili seçimindeki AKP+MHP oy oranından yüksekse o yerde referandum sonuçlarının normal olmadığı hipotezine dayanır. Referandumu incelediğimizde, seçmenlerin %89'unun yaşadığı 64 İL ve 754 ilçede sonuçlar normaldir.
2017 referandumunda EVET için çalışan iki parti vardı. AKP+MHP.
Yapılacak ilk Cumhurbaşkanlığı seçiminde, 2017 Referandum sonuçlarının NORMAL OLMADIĞI hesaplanan (EVET oylarının, 2015 seçim sonuçlarına göre %100-%150-%200 arttığı) 104 İLÇEDE ise özel önlemler alınması gerekmektedir.
Bu ilçelerden 7'si İstanbul'da, 3'ü Mersin, 2'si Adana, birer tanesi Bursa, Kocaeli ve Rize'dedir.
Kalan ve incelediğimiz, 89 ilçe Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizdedir.
2017 referandumunda CHP, bu 104 ilçenin 91'indeki sandıklara ne ‘Sandık Kurulu Üyesi' ne de ‘Müşahit-Gözlemci' ataması yapmamıştır. Sandıklar boş ve kontrolsüz kalmış, seçmen yüklemeleri rahatça yapılmıştır. Bu 91 ilçede hesaplanan NORMALDEN FAZLA EVET OYU sayısı 1 milyon 416 bindir.
Örnek; Bingöl-Genç, Şırnak-Silopi, Van-Başkale ilçelerinde 402 sandıktan hiçbirine gözlemci atanmamıştır. Bu 3 ilçede NORMALDEN FAZLA EVET oyu sayısı 30 bin 860'tır.
104 ilçede oluşan 2017'deki 1 milyon 416 bin fark, önlem alınmazsa önümüzdeki seçimde çok daha fazla olacaktır.
Bir başka örnek; Şanlıurfa-Akçakale-Bulutlu Mahallesi. Bu mahallede 2015 Genel seçiminde, toplam 1005 geçerli oyun 474'ünü CHP almıştır. Aynı mahallede 2017 referandumunda EVET 1.065, HAYIR sadece 36 adet çıkmıştır. Sizce bu sonuçlar DOĞRU olabilir mi? CHP'nin oyları buhar mı oldu?
2017 referandumunda, yukarıdaki örnekte olduğu gibi 104 ilçedeki mahallelerde, 1 milyon 556 bin 806 seçmenin bulunduğu sandıklarda ETKİN KONTROL yapılsaydı, referandumun toplam resmi sonucu 1 milyon 123 bin EVET yerine, 433 bin farkla HAYIR çıkacaktı. Oylar çalınamayacak ve Türk Milleti de şimdiki bu ucube sistemi def etmek için uğraşmayacaktı!
2017'de sandıklara sahip çıkamayan, şu ana kadar da 2023 Haziran için hiçbir hazırlığı olmadığını iyi bildiğimiz muhalefet partilerinin, yani Türkiye'yi TEK ADAM yönetimine mahkum edenlerin, şimdi ‘Güçlendirilmiş Parlamenter Sisteme' döneceğiz demelerini inandırıcı bulmamız mümkün değildir.
Gelelim sığınmacıların SEÇMEN yapılmasına. Bu konuda Sayın Kılıçdaroğlu, maalesef AKP'nin önünü açmıştır.
Şöyle ki;
Kemal Bey'in demeci: “Sığınmacılardan 400-500 bininin seçmen yapılacağı YALANDIR. Bunların 100 küsur bini vatandaş yapılmıştır. Takip ediyoruz, görevimizi yapıyoruz. Bizim elimizdeki veriler YSK'da yok!”
Bu rakamlar Süleyman Soylu'nun verdiği rakamlarla aynıdır.
Biz İstanbul'da 5 ilçede Sandık Seçmen Listelerinden özellikle doğum yeri ile Yabancı Seçmen kontrolü yaptık.
Örnek; Başakşehir-İstanbul Seçmen Sayısı; 303 bin 594'dir. Türkiye sınırlarının dışındaki Doğu ve Güneyindeki ülkelerden gelen ve seçmen olanların sayısı Başakşehir İlçesinde;12 bin 187'dir. Başakşehir'de bu oran, Tüm seçmenin %4'üne denk gelir.
(Başakşehir'de (Damascus (Şam) doğumlu 1,026 seçmen, Aleppo doğumlu 787 seçmen-Halep doğumlu 341 seçmen-Homs doğumlu 296 seçmen var!) İstanbul'da yaklaşık 11 milyon seçmen olacak. Bunun %4'ü, 440 bin eder! Kemal Bey ne diyor? Türkiye'deki toplam sığınmacı seçmen sayısı 110 bin!
2010 yılından bu yana CHP Genel Başkanı olan Kemal Bey'in bu yanlışı yapmaya hakkı var mı?
Başka bir örnek; Kemal Bey yaklaşık 5 ay evvel Bursa-Nilüfer Belediyesinin bir etkinliğinde, “Haziran 2023 seçimlerinde 6 milyon 300 bin genç seçmen oy kullanacak” dedi.
3 ay önce Aydın-Efeler İlçesinde ise, “Haziran 2023 seçimlerinde 7 milyon 500 bin genç seçmen olacak” dedi! İki rakam da YANLIŞ!
Son 12 yıl boyunca Türkiye'nin AYLIK seçmen artışı 71 bin ile 73 bin arasındadır.
31 Mart 2019 Yerel seçim ile Haziran 2023 seçimleri arasında 51 AY var. 51 ay çarpı 73 bin eşittir 3 milyon 723 bin seçmen artışı beklenmelidir. Fazlası, sığınmacı seçmen şişirmesi var demektir.
Kemal Bey bu rakamı 7,5 milyona çekince, aradaki fark kadar sığınmacının (yaklaşık 3,5 milyon) seçmen yapılmasının yolunu AKP'ye açmış oluyor!
Herkesin kendine şunu sorması gerekir; Cumhur İttifakı oy çalar mı?
Sınav sorularını çaldırıp yandaşlarına veren ve milyonlarca gencin geleceğini çalan bir iktidar, sizce oy çalar mı?
Devletin en önemli sırlarını Kozmik Odadan FETÖ'ye çaldıran bir iktidar sizce seçimde oy çalar mı?
Elde edilen rakamlara baktığımızda sadece oyları değil, fırsat bulursa sandığı da çalar…
Sayın Çölaşan, ister AKP'nin, ister CHP'nin Sayın Genel Başkanları ile diledikleri her yerde bu konuları görüşmeye hazırız. Bizim amacımız, birilerinin ayıbını yüzüne vurmak değildir. Biz Türk Milletinin namusu sayılan oy hakkının çalınmış olmasının peşindeyiz.
Bizler için, seçilecek Cumhurbaşkanı elbette önemlidir. Fakat esas önemli olan Cumhurbaşkanımızı seçecek seçmenin gerçek T.C vatandaşı olmasıdır. Ortadoğu'nun itinin, uğursuzunun, kafa kesicilerinin Türkiye'ye Cumhurbaşkanı seçmeye ne hakları var?
Çözüm önerimiz şunlardır: Anayasamızın ilk 6 maddesini kafasına ve gönlüne sığdırabilmiş, Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı bir Milli Adayı herkes destekleyecektir.
1) Bu niteliklere sahip bir Cumhurbaşkanının seçilmesi için, (Sadece CB seçimi için) hiçbir şart öne sürmeden destekleyecek tüm muhalefet partileri ile “Milli İttifak” yapılmalıdır.
2) Tüm Muhalefet Partileri bir araya gelmeli, ‘Sandık ve Seçim Güvenliği İttifakı' yapılmalı ve Türkiye'deki tüm sandıklara beraberce sahip çıkılmalıdır.
Milletvekili seçimleri için dileyen, istediği parti ile ittifak kurabilir… Bu görev, 15 Temmuz-Yenikapı mitingine katılarak meşrulaştıran, Ekmeleddin'i aday gösterip Erdoğan'ın yolunu açan, laiklik ilkesini tümden yok edecek ‘Diyanet Akademisi' denen ruhban okuluna (!) olumlu oy veren, yaşları 76-96 arasında olan ve zindanda tutulan kahramanlarımız ile bir türlü helalleşemeyen Sayın Kılıçdaroğlu'na ve her biri Kurmay eğitimi görmüş, dünyadaki muhatapları tarafından saygı gören 104 emekli amiralimize ‘Zevzeklik Yapıyorlar' diyebilen Sayın Akşener'e düşer.
Davet etsinler, emperyalist devletlerin üzerimize döktükleri bu ölü toprağını beraberce kaldıralım.
Nam da makam da onların olsun. Tek istediğimiz, İzmir'in dağlarında yeniden çiçekler açsın, Atatürk'ün emaneti bu cennet vatan İran'a dönmesin.
Sağlık ve başarı dileklerimle. Rıfat Serdaroğlu. DOĞRU Parti Genel Başkanı.”
Yazının tamamını okumak için tıklayın.