Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Örgütü (UNCTAD) tarafından yayınlanan Dünya Yatırım Raporu’nda Türkiye, en fazla uluslararası doğrudan yatırım çeken ülkeler arasında bir önceki yıla göre 17. sıradan 23. sıraya gerilede. Dünya Yatırım Raporu, Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) tarafından düzenlenen basın toplantısıyla açıklandı. Rapora göre, 2007 yılı kesinleşmiş verileriyle Türkiye, en fazla uluslararası doğrudan yatırım çeken ülkeler arasında 23. sırada yer aldı. Türkiye, 2006 yılında ise 17. sırada yer almıştı. 2007 yılında Türkiye'nin dünya genelindeki uluslararası doğrudan yatırımlardan aldığı pay yüzde 1,2 olurken, 180 gelişmekte olan ülke toplamında ise payı yüzde 4,4'e ulaştı. Yatırım çıkışları itibariyle Türkiye, 2007 yılındaki 2,1 milyar dolarlık dış yatırımıyla 50. sırada yer aldı. Türkiye'nin uluslararası doğrudan yatırım stoğu 2007 itibariyle 146 milyar dolara ulaştı. Söz konusu rakam ile Türkiye, en fazla stoğa sahip ülkeler arasında 21. sıraya yükseldi. YASED Başkanı Tahir Uysal: ‘Türkiye’de gerileme söz konusu’ Uluslararası Yatırımcılar Derneği (YASED) Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Uysal, Dünya Yatırım Raporu’nun açıklandığı toplantıda gazetecilerin sorularını da yanıtladı. Türkiye'nin 2009'da krize girmeyeceğini, ancak yüksek büyüme gerçekleştirmeden orta yolda ilerleyeceğini kaydeden Uysal, Türkiye'nin en fazla uluslararası doğrudan yatırım çeken ülkeler arasında 17. sıradan geçen yıl 23. sıraya gerilemesiyle ilgili bir soru üzerine, özellikle ülkenin rekabetçi konumunun devam ettirilmesi noktasında bir gerilemenin söz konusu olduğunu söyledi. Tahir Uysal, "Ekonomiden ve rekabetçi konumdan gözünüzü ayırdığınızda bunun yansımalarını görüyorsunuz. Ev ödevimiz ortada. Gerekenleri yapmamız lazım" dedi. Uluslararası doğrudan yatırımlar için 2007'deki hareketliliği 2008 ve 2009'da beklemediklerinin altını çizen Uysal, bu yıl 15 milyar dolar seviyelerindeki öngörülerini koruduklarını, gelecek yıl da 12-15 milyar dolar aralığında bir rakam beklediklerini ve buna özelleştirmelerin dahil olduğunu ifade etti. Bu süreçte özelleştirmelerde Halkbank gibi birtakım fırsatların kaçırıldığını ifade eden Uysal, dünyada gelişmekte olan ülkelerin yaşanan kargaşaya rağmen Türkiye'den daha iyi performans gösterdiğine dikkati çekti. Cari açık dikkate alındığında 15 milyar dolar seviyelerinin risk priminin artması ve maliyetin yükselmesinde etkili olacağına işaret eden Uysal, yatırımcının "sıhhatli" ortamı sevdiğini ve büyümelere önem verdiğini vurguladı. ‘2007'de frene basılmadı, 2008 ve 2009 daha dar olacak’ Küresel krizin fırsata dönüştürülebileceği yönündeki görüşlere ilişkin bir soru üzerine ise Uysal, şöyle konuştu: "Türkiye'nin yüzde 4 gibi büyümesinden bahsediyorsak, bunu fırsat olarak düşünmek olası değil. Yüzde 7 gibi büyürse fırsattan bahsedilebilir. Türkiye'nin dışarıdan borç alarak büyüme modeli içinde olduğu dikkatten kaçmamalı. Türkiye 2009'da bir krize girmeyecek, ancak yüksek büyüme gerçekleştirmeden orta yolda ilerleyecektir. Bu arada, yatırım modeli konusunda bir arayış içinde olan Türkiye'nin, özellikle büyük yatırım kalemlerini çekmek için yap-işlet-devret yerine sıhhatli bir modeli de ortaya koyması lazım." Yatırımlar açısından dünya ve Türkiye'de 2009 beklentilerinde daha temkinli olmak gerektiğine dikkati çeken Uysal, "Yatırımcılar 2007'de frene basmadı, yatırıma devam etti. Ancak gerileme beklediğimiz 2008, mutlaka 2007'ye göre daha aşağıda olacaktır. 2009 da ise dünyada 2008'e göre birleşme ve satın almalar ile doğrudan yabancı yatırımlar açısından daha dar ve küçük bir ortam olmasını bekliyoruz. Türkiye de bundan arınmış değil" diye konuştu. Uysal, özellikle son yaşanan küresel kriz sonrasında dünyada yatırımcıların daha az risk sever hale geldiklerini ifade etti.