Doğum kontrol yöntemini seçerken yalnız kalan kadınları Doç. Dr. Kadir Savan uyarıyor: Korunmak için hangi yöntemin uygun olduğuna komşunuzla değil doktorunuzla karar verin! Medical Park Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Kadir Savan, Sabah gazetesine verdiği röportajda doğum kontrol yöntemine doktorla karar verilmesi gerektiğini söyledi.Türkiye'de hangi doğum kontrol yöntemleri uygulanıyor? En sık kullanılan yöntem, doğum kontrol haplarıdır. İkinci yöntem ise 'rahim içi araç' dediğimiz spirallerdir. Prezervatif ve 'spermisit' dediğimiz vajinaya konan tabletler ise kullanılan diğer kontrol yöntemleridir. Spermisit tabletler, ilişkiden sonra erkeğe ait sperm hücrelerinin ölmesini sağlayarak hamile kalmayı önlüyor. Ayrıca kadınlar için aylık ve üç aylık depo işlevi gören iğneler var. Bazı sakıncaları olsa da bu yöntem de kullanılıyor. Bunların dışında; tüplerin bağlanması ve rahim içine kanalların ağzına silikon (tıkaç) yerleştirilmesi gibi birçok yöntem mevcut. Bir de doğal yöntem var. Yumurtanın olgunlaştığı dönemde, yani 12 ile 17'nci gün arasında ilişki kurmama ya da birlikte olunsa bile içe boşalmama yöntemi olarak uygulanıyor. Buna da doğal olan 'takvim yöntemi' deniyor. Sizce doğum kontrolünün sorumluluğu kadında mı, yoksa erkekte mi olmalı? Doğum kontrolü konusunda kadın ve erkek arasında kesinlikle ayrım yapılmaması lazım. Kadın ve erkek bu sorumluluğu birlikte üstlenmelidir. Sorumluluğu birine yüklemek, o kişiye haksızlık olur. Kadının işi mi? Türkiye'de doğum kontrolünü daha çok kadınlar mı yapıyor, erkekler mi? Bizim ülkemizde doğum kontrol yöntemlerini kadınlar üstleniyor. Hatta kadınların yüzde 95'i sorumluluğu alırken, erkeklerin sadece yüzde 5'i bu sorumluluğu alıyor. Kadınlar bu görevi gönüllü olarak mı üstleniyor, yoksa mecbur mu kalıyorlar? Kadınlar herhangi bir doğum kontrol yöntemi kullanmaları gerektiğini biliyorlar. Ancak işin aslı erkekler gönülsüz oldukları, korunmaktan kaçındıkları için kadınlar biraz daha fedakâr davranıyorlar. Sonuçta da korunma sorumluluğunu ve zahmeti üstlerine alıyorlar. Erkek korkuyor Bu durumda, Türk toplumunda erkeğin kısırlaşmayı kabul etmemesinin de etkisi var mıdır? Erkeklerin doğum kontrol yöntemini uygulamaktan kaçınmasının en büyük nedeni; kendi cinsel güçlerini etkileyebileceğine inandıkları gerek kısırlaştırma, gerek kordonlarının bağlanması gibi yöntemleri kullanmak istememeleri. İlaç kullanmaktan da kaçınıyorlar. Öte yandan tamamen kısır kalırım korkusuyla tüm işlemleri kadınların üzerine yıkıyorlar. Çiftler doğum kontrol yöntemi konusunda uyum sağlayamıyor ve bir türlü yöntem seçemiyorlarsa ne yapmaları gerekir? Yönteme daha çok kadın karar veriyor. O yüzden erkeklerin umurunda değil bu konu! Hangi yöntem kullanılırsa kullanılsın; yeter ki kendisi zahmete girmesin, ucu kendine dokunmasın! Sadece kadın tüpleri bağlatıp, erkek bağlatmadığında kadın, 'Niye ben' diye sormuyor mu? Şu ana kadar ben hiç böyle bir soru sorana rastlamadım! Bu bizim toplumumuzun yapısıyla ilgili bir durum. 30 yıllık meslek hayatımda kordonlarını bağlatmak isteyen, yani vazektomi uygulatan erkeğe tek tük rastladım. Tüplerinin bağlanmasına itiraz eden kadın ise hiç görmedim. Tüp bağlatmayı ya da herhangi bir korunma yöntemini kaderleriymiş gibi kabullenip, buna uyuyorlar.