Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, terör dolayısıyla öğretmenlerin tayin istediği Doğu ve Güneydoğu bölgeleriyle ilgili yeni bir model açıkladı. Yılmaz, bölgelerdeki öğretmen açığını kapatmak amacıyla ‘çakılı sözleşmeli öğretmen’ modeli yasa taslağı hazırlandığını söyledi. Buna göre 5 yıl bölgede görev yapan sözleşmeli öğretmen kadroya alınacak ve 8’inci yılda başka bölgelere tayin olabilecek.
Hürriyet'te yer alan habere göre; Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, Meclis Genel Kurulu’nda Türkiye Maarif Vakfı’yla ilgili görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bakan Yılmaz, ücretli veya sözleşmeli öğretmenlerin yerine getirecekleri yeni ‘çakılı sözleşmeli öğretmen’ modelini açıkladı. Bakan Yılmaz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki öğretmen açığını kapatmayı hedefleyen tasarıyı şöyle anlattı:
“‘Ücretli ya da sözleşmeli öğretmen çalıştırmak doğru bir yöntem midir?’ Kesinlikle doğru değil. Ama bir doğrusu var, bir de hayatın gerçeği var. Güneydoğu’ya öğretmen atıyoruz, 1 yıl sonra yüzde 90’a yakını geri dönüyor. Mazeret ataması nedeniyle, eş tayini dolayısıyla. Eş tayinini atamasak bu sefer diyecek ki, ‘Anayasada devlet aileyi koruyacak. Aile bütünleştirmesini sağlamıyorsunuz.’ Ee, Güneydoğu’da birilerini tutmamız lazım. Bir yasa getireceğiz, diyeceğiz ki, ‘Sözleşmeli öğretmen çakılı...’ Çakılı öğretmeni 5 yıl Doğu’da ve Güneydoğu’da çalıştıracağız, ondan sonra kadroya alacağız. 8 yıl çalıştıktan sonra Türkiye’nin diğer yerlerine gitme imkânını vereceğiz. Aksi halde sözleşmeli statüyü kaldırırsanız Güneydoğu’ya 1 öğretmen bulamayabilirsiniz.”
Bakan Yılmaz, eğitimdeki diğer tartışma konularını şöyle değerlendirdi: “Müfredatta şunu söylüyoruz; Türkiye bir ara Avrupa’dan geri kaldığını düşündü. Dolayısıyla öğrencilerimize yetersiz bilgi verdiğimizi düşünerek belki gereğinden fazla bilgi aktarıyoruz. İşine yarar mı yaramaz mı, kullanabilir mi kullanamaz mı apayrı bir şey. Müfredatta bir yığılma olduğunu biliyoruz, hafifletmemiz lazım. Bir değerler eğitiminin verilemediğini de biliyoruz. Milli değerlerimizi de içine alacak ancak evrensel değerlere de açık olacak. Aziz Sancar gibi. Herhalde müspet ilimlere, somut ilimlere, çağdaş ilimlere ulaştığından hiç kimsenin şüphesi yok. Ama bu arada da diyor ki; ‘İstiklal Marşı’nı dinlediğimde gözüm yaşarıyor.’ Sordular ‘Bir daha okusaydınız ne olurdunuz?’ diye, ‘Öğretmen olurdum’ dedi. Dolayısıyla ‘Nasıl bir öğrenci yetiştirmek istiyorsunuz? Aziz Sancar gibi öğrenci yetiştirmek istiyoruz.
Rotasyon üzerinde bakıyoruz, gerçekten eğitimin kalitesini artırmak istiyoruz. Bir öğretmen 12 yıl bir okulda kalıyor. Acaba bir öğretmeni, 12 yıl bir okulda kaldıktan sonra başka okula göndermek iyi mi olur, doğru mu olur? Bunun artısı var, eksisi var. Daha değerlendiriyoruz, kararı vermedik, çünkü çok hassas bir şey.”