17 Kasım’da kalp krizi geçirdiği için Adana Şehir Hastanesi'ne getirilen 65 yaşındaki Burhan Sadık Sarılar, acil serviste 6 saat bekletildikten sonra müdahale edecek uzman doktor olmadığı gerekçesiyle 3 saatlik mesafede olan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Hastanesi'ne gönderildi. Sarılar, Maraş’ta ameliyat olduktan 10 gün sonra hayatını kaybetti.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Adana Şube Eş Başkanı Muzaffer Yüksel, tam donanımlı olduğu iddia edilen Adana Şehir Hastanesinde, "Neden uzman ya da boş yoğun bakım servisi yok" diye sorarak, "Müdahalede dakikaların bile çok değerli olduğu bir hasta, imkânları Adana’ya göre daha kısıtlı olan Maraş’a nasıl gönderilir" diyerek yaşananlara tepki gösterdi.
Evrensel'den Volkan Pekal'ın haberine göre Burhan Sadık Sarılar, 17 Kasım’da kalp krizi geçirdikten sonra ambulansla Adana Şehir Hastanesi acil servisine kaldırıldı. Müdahaleyi yapacak doktorlar ameliyatta olduğu olduğu için acil serviste bekletilen Sarılar, doktorlar uygun olmadığı için 112 koordinasyon arandı. Yaklaşık 6 saat boyunca acil serviste bekletilen Sarılar’ın, 112 koordinasyonunda Adana’daki hastanelerde yer ya da uygun doktor olmadığı gerekçesi ile Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesine sevk edilmesine karar verildi.
Sarılar’ı taşıyan ambulans Adana’yı çıkmadan arızalandı. Yeni ambulans gelene kadar Sarılar yolda yarım saat daha vakit kaybetti. Yaklaşık 3 saat sonra gidilen Maraş’ta Sarılar, 10 saat sonra ameliyat olabildi. Ancak enfeksiyon kaptığı için tekrar ameliyat olmak durumunda kalan Sarılar, ameliyattan 10 gün sonra hayatını kaybetti.
Adana Şehir Hastanesinin sağlık turizmi yaparak dışarıdan hasta çekme iddiasının olduğunu ifade eden SES Adana Şube Eş Başkanı Muzaffer Yüksel, “Sağlık turizmi yapacağız derken hastayı Maraş’a göndermişler” dedi. Sağlık meslek örgütlerinin tüm itirazlarına rağmen hükümetin “Hasta bir taraftan girip tüm işlemlerini kampüste yaparak diğer taraftan çıkacak” diyerek inşa ettiği şehir hastaneleri nedeniyle doğum, çocuk ve kalp hastanelerinin işlevsiz hale getirildiğine dikkat çeken Yüksel, “Bizim sorduğumuz sorular şunlar; Tam donanımlı olduğu iddia edilen hastanede neden uzman yok, uzman varsa da yoğun bakım niye yok? Üstelik aldığımız bilgiye göre o tarihte kalp damar cerrahi servisinde yer varmış” dedi.
Yüksel, Adana’da Çukurova Üniversitesi Balcalı Hastanesi, Başkent Hastanesi, Acıbadem gibi kalp damar alanında uzmanlaşmış hastaneler bulunurken, hastanın Maraş’a sevk edilmesinin bir diğer soru işareti olduğunu dile getirdi.
Yüksel, “Maraş, Adana’ya göre imkan bakımından bir alt kademededir. Yanı başımızda Mersin ve Hatay var. Ayrıca sağlık alanında bu kadar teknik imkanımız var deniliyor. Bu imkanlar varsa hasta neden ambulans uçakla daha iyi imkanları olan İstanbul ya da Ankara’ya sevk edilmemiştir?” diye sordu.
Mıdık Mahallesi’nden alınan hastanın, yol üzerinde başka hastaneler varken Adana Şehir Hastanesine kaldırılmasını anlamadıklarını ifade eden Sarılar’ın kardeşi Cemal Sarılar, “Neden Adana’da başka bir hastaneye kaldırılmadı? Adana’da 6 saat boyunca nasıl bir kalp damar cerrahisi bulunamaz?” diye sordu.
Acil serviste ağabeyinin aort damarının iğne deliği kadar yırtık olduğunun tespit edildiğini ifade eden Sarılar, “Buna rağmen Maraş’a sevk ettiler. Burada gece 4 gibi müdahale edildi” dedi. Maraş’ta ameliyattan sonra ağabeyinin enfeksiyon kaptığını, sonradan da ölüm haberinin verildiğini anlatan Sarılar, kalp krizinde ölümün olağan olduğunu ama ağabeyinin hastaneler şehri denilen Adana’dan Maraş’a sevk edilmesinin anlaşılmaz olduğunu dikkat çekti. Ağabeyinin neden Maraş’a sevk edildiğini anlayamadıklarını belirten Sarılar “Acı verici olan ve bizim sorduğumuz soru zaten bu. Adana’da başka bir hastane yok mu? 112 Acil Servis Koordinasyonundan en yakının Maraş olduğu söylendi. Kanamalı ve acil bir hastayı neden Maraş’a gönderdiklerini anlamadık” diye konuştu.
Basın danışmanı aracılığı ile konuya dair bilgi aldığımız Şehir Hastanesi yetkilileri, KVC operasyonlarının ölüm riski yüksek ekiple gerçekleştirilen önemli operasyonlar olduğunu belirterek o saatte tek ekibin görevli olduğunu, ekibin de ölüm riski olan ağır bir vakada olduğu, o ameliyatın da 10-12 saat sürdüğü bilgisini iletti.
Yetkililer yer olmama gibi bir durum olmadığını öne sürerek “Sadece yoğun bakımın boş olması yetmez. Ameliyatı yapacak ekip de olması lazım. Ameliyata uygun yakın yer olması lazım. 112 ile koordineli çalışıyorlar. En yakın Sütçü İmam Üniversite Hastanesi var. Normal izlenen prosedür böyle. Bazen Kayseri’ye de hasta gönderiyoruz. Onlar da bize gönderiyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Haziran ayında katıldığı bir televizyon programında şehir hastanelerini örnek göstererek şunları söylemişti: “Proje bizim işimiz. Avrupalı buraya gelsin. Bu hastanelerin müşteri sayısı artsın istiyoruz. Tek derdimiz kalite sahibi doktorlarımızı artırmak. Onları artırdığımızda bu hastanelerin müşterisi çok daha artacak.”
Aynı zamanda sağlıkta çok önemli adımlar attıklarını iddia eden Erdoğan sözlerini şöyle sürdürmüştü:
“Biz gelmeden önce MR mı vardı, tomografi mi vardı? Geldiğimizde birkaç tane kırık dökük ambulans vardı. Eskiden köpeklerin çektiği ambulans ile götürülürdü. Şimdi paletli ambulanslar var. 5 bin ambulansı sağlık örgütümüze dahil ettik. Yapıyoruz ve yapacağız. Mutluluk bu, huzur bu.”