Sözcü yazarı Murat Muratoğlu Türkiye'nin borcunun 432 milyar dolar söyleyerek, "Türkiye'nin 432 milyar dolar borcu varken dolardaki artışın size dokunmayacağına mı inanıyorsunuz?" diye sordu. "Garba giden gemide şarka koşmaktan fazlası değil yaptığınız" diyen Muratoğlu, "Lakin dolar artmıyor, Türk Lirası çöküyor' Hemen her para birimi karşısında lira değer kaybediyor. Alım gücü azalıyor. Fakirleşiyoruz. Hem de birileri zenginleşti diye ülke fakirleşiyor" ifadesini kullandı.
Muratoğlu'nun "Kur artışı ciğerimizi söktü!" başlığıyla (22 Kasım 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
Dolar rekoru aldı daha da yukarı götürdü. Sürpriz olmadı. Tamam, vatandaşın cebinde belki dolar yok ama “bana ne dolardan” diyebilme şansı da yok! Devletin otoyol, köprü, havaalanı, şehir hastanesi gibi büyük ve resmi ihaleleri “dolar”bazında yapıldığından hepimizin önüne gelecek bu fatura… Sadece biz değil, torunlarımız bile doyacak borca…
* * *
Türkiye'nin 432 milyar dolar borcu varken dolardaki artışın size dokunmayacağına mı inanıyorsunuz? Garba giden gemide şarka koşmaktan fazlası değil yaptığınız. Lakin dolar artmıyor, Türk Lirası çöküyor! Hemen her para birimi karşısında lira değer kaybediyor. Alım gücü azalıyor. Fakirleşiyoruz. Hem de birileri zenginleşti diye ülke fakirleşiyor!
* * *
Merkez Bankası işe yaramaz müdahalelerde bulunuyor. Elinden de başkası gelmiyor. Merkez, örtülü olarak artırıp faizleri tavana dayadı, yüzde 12.25 yaptı. Lakin faizlerpiyasada yüzde 14.20'den geçerken tabii ki bir anlamı olmadı. Zamanında korkusundan kımıldayamadı, çok geç kaldı. Peki, direkt döviz satıpmüdahale etse sonuç değişir mi? Hayır! Parasıyla rezil olduğuyla kalır, kalan üç kuruşluk güveni de kaybolur. İş para politikasını çoktan aştı. Uygulanacak maliye politikası da kalmadı.
* * *
Daha iki gün öncesine kadar yüksek faize açılan savaş kısa sürdü. Ne olacak? Faizler daha da artacak, büyüme frene basacak, enflasyon coşacak. Neden diye sorarsanız, sebebi pek çok… En başta Zarrab'ın akıbeti… Bakın Zarrab, Sarraf, Rıza, Reza… Her ne haltsa… İtirafçı oldu. Türkiye'deki yasadışı ilişkilerini tane tane ötecek. Verdiği rüşvetleri söyleyecek. Bunlar tapeler ile desteklenecek. Türkiye bunun bedelini ödeyecek.
* * *
İktidar sözcüsü çıkıp “Türkiye'ye ve ekonomiye karşı büyük bir komplo hazırlandığını” söylüyor. Resmi ağızdan yapılan böyle bir açıklama sonrası ne olmasını bekliyorsunuz? Hele ABD Hazine Bakanlığı 6 banka hakkında İran yaptırımlarını delmekle ilgili soruşturma yapıyorsa, iddia ettiği gibi komployu kuran da Amerika'ysa… Mevcut ekonomik durumun ile dayanabilir misin? Sana borç verenlere “Amerika'yı dinleme”diyebilir misin?
* * *
Güzel kardeşim sen yılda 215 milyar dolara ihtiyaç duyarken, bankalar sendikasyon kredilerini bile zor döndürmeye başlamışsa nasıl çıkacaksın bu işin içerisinden? Milyarlarca dolarlık cezalardan bahsedilirken hangi maliyetle kimden, ne kadar kredi bulacaksın? Dolar mı basacaksın? Bu iyi günlerimizi bakalım nasıl hatırlayacaksın?
* * *
Esasen kritik tarih 27 Kasım değil, 4 Aralık… İşte o gün başlayacak. İşte o gün düşüneceğiz. Türkiye'den hangi bankaların ‘şüpheli' olduğunu tam anlamıyla dava başladığında öğrenebileceğiz. Dün birilerinin yediği hurmalar, günü gelir ülkeyi tırmalar. Ne olacak ki? Derler dış mihraklar, yine işin içinden çıkarlar!