Hürriyet yazarı Erdal Sağlam, piyasalarda "Merkez Bankası faiz artırmadan kur artışı durmaz" kanısının hakim olduğunu savundu. Sağlam "Perşembe günü rutin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı olduğunu hatırlatan bir bankacı, 'Eğer o güne kadar bir karar çıkmaz ya da önemli bir faiz artışı sinyali gelmezse, PPK toplantısına girerken dolar kurunu 3.5 TL, hatta daha üstünde bile görebiliriz' tahmininde bulundu" diye yazdı.
Erdal Sağlam'ın "Piyasa gündemi: Faiz kaç puan artarsa kur ne olur?" başlığıyla yayımlanan (21 Kasım 2016) yazısı şöyle:
Piyasalarda "Merkez Bankası faiz artırmadan kur artışı durmaz" kanısı iyice hakim oldu.
Hafta sonundaki ekonomi zirvesi sonrasında yapılan açıklamadan bir sonuç çıkaramayan piyasaların, bu haftayı da hareketli geçirmesi bekleniyor.
Piyasalarda “Hükümet istese de istemese de faiz artışına mecbur kalacak” kanısı hakim. Bankacılar, zirveden somut bir sonuç çıkmış olsaydı bu haftanın nispeten rahat geçeceğini ama bunun olmadığını söylüyorlar.
Bankacılar, faiz artışına karşı ısrarı bilindiği için Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sorulmadan karar verilmemiş olabileceğini söylüyorlar.
İşte tüm bu tartışmalarla birlikte piyasalardaki ana gündemin “Merkez Bankası kaç puan faiz artırırsa, kur ne olur?” olduğunu söyleyebiliriz. Bir başka deyişle gününü bilemeseler de, piyasalar yakın süre içinde bir faiz artışı bekliyorlar.
Peki, pazartesi günü somut bir karar çıkmazsa, en azından Merkez Bankası faiz artırabiliriz açıklaması yapmazsa piyasa ne olur diye sorduğumuzda, pek de olumlu yanıtlar alamıyoruz. Perşembe günü rutin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı olduğunu hatırlatan bir bankacı, “Eğer o güne kadar bir karar çıkmaz ya da önemli bir faiz artışı sinyali gelmezse, PPK toplantısına girerken dolar kurunu 3.5 TL, hatta daha üstünde bile görebiliriz” tahmininde bulundu.
Küresel iklimin zaten aleyhimize olduğunu, Merkez Bankası’nın müdahale için döviz satamayacağının bilindiğini kaydeden bankacılar, faiz artırmadan kuru frenlemek için Merkez Bankası’nın son haftada 3-4 adım attığını, bunlarla döviz likiditesini artırmaya çalıştığını ama işe yaramadığının görüldüğünü hatırlattılar. Bu nedenle faiz artışının şart olduğu konusunda herkes hemfikir gözüküyor.
Merkez Bankası’nın son faiz indirimlerinde olduğu gibi, 0.25’lik bir artırıma gitmesi halinde ne olacağını sorduğumuzda ise bir bankacı, piyasaların çeyrek puanlık faiz artırımını “Hükümet ve Merkez Bankası durumun vahametini hâlâ anlamadı”biçiminde yorumlayacağını söyledi. Bu nedenle 0.25 puanlık artırım halinde de doların yukarı gitmesinin kaçınılmaz olacağı görüşü var.
Daha doğrusu hükümetin ve Merkez Bankası’nın, “Gerekirse faiz artışını gerektiği kadar yaparım” algısı yaratmak zorunda olduğunu, piyasaların bunu görmesi halinde sakinleşebileceğini söylüyorlar.
Bu nedenle Merkez Bankası’nın en az yarım puanlık bir indirim yapmasının gerektiği belirtiliyor. Bir bankacı, “yarım ile 1 puan arasındaki artışlar, piyasaların işin ciddiye alındığına ilişkin işaret almasını sağlayabilir” dedi. Kuvvetli, mesela 1 puan ve üzeri faiz artışlarında ise piyasaların buna kesin inanacağı ve kurların aşağı gelmeye başlayacağı belirtiliyor.
Peki, bunlar olması gerekenler de, piyasalarda ne bekleniyor?
Konuştuğum bankacılar, Merkez Bankası’nın Hükümet ve Cumhurbaşkanı’nın ısrarı nedeniyle sonuna kadar bekleyebileceğini, bu hafta başında yine faiz artışı yapmayabileceğini söylüyorlar. Perşembe günü PPK toplantısında ise aşırı kurları görerek bir miktar faiz artışı yapılabileceği beklentisi var. PPK’da da artış gelmezse, daha sonrasının çok karışık olabileceği ifade ediliyor
Siyasi sıkıntıları da hatırlattığımda, olayın parasal bir olay olduğunu kaydeden bir bankacı, “Dolayısıyla parasal çözüm yani faiz artışı gerekiyor. Hükümet ve Merkez Bankası ciddi olduğunu gösterirse, kurlar aşağı gelir” dedi.
Şahsen; ciddi faiz artışı yapılsa bile, kurların aşağı geleceğini ama sonrasında yine yükseleceğini tahmin ediyorum. Sanki sorunun boyutları daha büyük ve çetrefilli gibi...