'Dolmabahçe'den sonra CHP dinlenmeye başlandı

'Dolmabahçe'den sonra CHP dinlenmeye başlandı

T24 - Hanefi Avcı’nın gündeme getirdiği yasadışı dinlemeleri yıllardır dile getirdiğini belirten Atilla Kart, Dolmabahçe’de gerçekleştirilen Erdoğan - Büyükanıt zirvesinden sonra Genelkurmay da kullanılarak CHP’nin dinlendiğini belirtti. Kart, Hanefi Avcı’nın kitabıyla ilgili olarak ‘İmzasız mektuplarla toplum mühendisliği yapanlar bu kadar açık bir ihbarı görmezden geliyorlar’ dedi.

CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Eskişehir Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın kitabıyla bir kez daha gündeme gelen telefon dinlemeleri konusunda tartışma yaratacak açıklamalarda bulundu.

Avcı’nın yasadışı dinlemeler konusunda kitabında yer verdiği bilgileri kendilerinin yıllardır dile getirdiklerini anlatan Kart, “Biz neyi anlatıyoruz? Sayılarının 11-18 arasında olduğu bilinen mobil araçlardan söz ediyoruz. Bu araçlar kayıt dışı bir şekilde çalışıyor. Devlet istihbarat yapar ama böyle kayıt dışı, kimin sorumluluğu altında olduğu belirsiz araçlarla yapmaz. Bunlar ancak polis, parti devletinde olur” dedi.

Cemaatin bu yapısının İçişleri, Adalet ve Başbakanlık’taki “İllegal karargâh tarafından kullanıldığını” savunan Kart, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt arasında 4 Mayıs 2007’de gerçekleştirilen Dolmabahçe görüşmesiyle ilgili de dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Kart, şöyle konuştu: “4 Mayıs 2007 Dolmabahçe görüşmesi yakın tarihin en önemli hadisesidir. Başbakan’ın ifadesiyle sivil-asker ilişkileri ve devlet görüşmesidir bu. Onun üzerine siyaset şekillenmiştir. Haziran 2007’den itibaren de bu belki yeni bir bilgidir ama bunun teyidini açıkçası yapabilmiş değiliz, CHP’nin kurumsal olarak dinlendiğini, bu noktada Genelkurmay’ın da hükümet tarafından kullanıldığını ifade ediyorum.”

Kart, “Sözleriniz bir endişeden mi ibaret?” sorusu üzerine, “Salt endişeden ibaret olmadığını özel olarak söylüyorum” dedi. Kart, “Bu konuda somut tespitleriniz var mı?” sorusuna da “evet evet” demekle yetindi. Kart, önümüzdeki dönemde bu konuda yeni bazı bilgilerin kamuoyuna yansıyabileceğini ifade etti.

Avcı’nın kitabını görev ve sorumluluk duygusuyla kaleme aldığını vurgulayan Kart, şöyle devam etti: “Bir taraftan devlette 30 yıl görev yapmış bir emniyet yetkilisi çıkıyor, adres gösteriyor, bizim söylediklerimizi doğruluyor. İstihbarat Dairesi Başkanlığı ve İstanbul İstihbarat Müdürlüğü’nde kayıt dışı bir teknoloji var. Kayıt dışı olduğu içindir ki, o dinlemeleri, izlemeleri yapanları denetlemek mümkün olmuyor. Ama hükümetin bilgisi dahilinde bu. Nerede cumhuriyetin savcıları, niye oraya gidip baskın yapmıyorlar? O suç delillerini, suç ilişkilerini gidip neden mahallinde tespit etmiyorlar? Edemezler, çünkü savcılar Adalet Bakanlığı’nın baskısı altında. İmzasız ihbar mektuplarını devreye sokanlar, onlar üzerinden toplum mühendisliği yapanlar, bu kadar açık bir suç ihbarını görmezden geliyorlar.”

Ergenekon savcılarının da Avcı’nın bilgisine başvurmaları gerektiğini anlatan Kart, “Ancak ben savcıların bu olayı tahkik etmesini istemem, çünkü orada hâkim olan ve hükümet tarafından himaye edilen belli birkaç savcı, zaten bu çekirdek yapının temel unsurlarından birileri. Bunların gerçeği ortaya çıkarması mümkün değildir, aksine delilleri karartacaklardır” diye konuştu.