Donat: Demirel, bir çiçeğe bakar gibi ilgileniyordu eşiyle

Donat: Demirel, bir çiçeğe bakar gibi ilgileniyordu eşiyle

Süleyman Demirel'in 1993 yılında Cumhurbaşkanı seçilmesiyle 'First Lady' olan Nazmiye Demirel hayatını kaybetti. Demirel, 2005 yılında bu yana alzheimer rahatsızlığıyla mücadele ediyordu. Süleyman Demirel, 2.5 yıldır her sabah ilk iş olarak hastaneyi arayıp doktorlara durumunu sorduğu hayat arkadaşını kaybetmenin derin hüznünü yaşıyor.

Hastaneden açıklama

Nazmiye Demirel'in ölüm haberinin ardından doktoru bir açıklama yaptı. Başkent Üniversitesi'nden yapılan açıklamada, "Saat 22.27 itibariyle solunum yetmezliğine bağlı kalp durması nedeniyle hastamızı kaybettik. Sayın 9. Cumhurbaşkanımız da içeride eşini ziyaret ediyor. Kendisi metanetini muhafaza etmeye çalışıyor. Şu an içeride dinleniyor. Sayın Demirel kendisi de sağlık sorunları yaşadığından eşiyle en son 1,5-2 ay kadar önce yüzyüze görüşmüştü" denildi.

Demirel: Allah rahmet eylesin

Eşinin ölüm haberiyle birlikte hastaneye gelen Süleyman Demirel, "Bütün sağlık personeline minnet ve şükranlarımız var. 4.5 sene onu ayakta tuttular, Allah kendilerin razı olsun, Allah rahmet eylesin." dedi.

'Beni bile tanımıyor'

Ölüm haberinin ardından NTV yayınına katılan gazeteci Yavuz Donat, kısa süre önce Süleyman Demirel'le görüşmesinde eşinin durumunu sorduğunu ve, "Kaderin çizdiği yolda yürüyor. Bazen seneler öncesini bazen de beni bile tanımıyor" yanıtı aldığını söyledi.

'Bir çiçeğe bakarcasına ilgileniyordu Nazmiye hanımla'

Süleyman Demirel'in eşinin durumuna çok üzüldüğünü söyleyen Donat, "Bir çiçeğe bakarcasına ilgileniyordu Nazmiye hanımla. Süleyman beyin en büyük destekçisi ve ona en büyük eleştirileri yapan kişiydi. Lafını esirgemez söylerdi... Hiç First Lady gibi olmadı. Duracağı yeri bilirdi. Kendi çevresi ve dostları vardı; evinin kadınıydı ve eşinin işlerine karışmazdı" şeklinde konuştu.

Modern yaşama uyum sağlamış bir Anadolu kadınıydı

Isparta İslamköy'de doğan (1927) Nazmiye Şener, kardeş torunu ve 'köylüsü' Süleyman Demirel (1924) ile 1948 yılında evlendi. Zeki, esprili, inançlı, gelenekçi ama modern yaşama uyum sağlamış bir Anadolu kadınıydı.

1954'te mühendis eşi Süleyman Demirel'le ABD'ye gitti. Fransa, İsviçre, İtalya'da dolaştı. Otomobil kullanmayı çok seviyor, ehliyeti olmayan eşini gezdiriyordu. Yine çok sevdiği sinema ve tiyatroya eşi başbakan olduktan sonra gidemez oldu. Görev icabı gittiği seyahatlerden ise hiç hoşlanmazdı.

Değişmeyen alışkanlığı: Sabah namazını kıldıktan sonra çayı demlemek...

Değişmeyen davranışları vardı: Sabah namazını kıldıktan sonra çayı demlemek. Kahvaltıya asla gecelikle oturmamak. Kavaklıdere Güniz Sokak'taki evin giriş katına Demirel'in çalışma mekanı olduğu için girmemek. Eliyle yaptığı gül reçellerini mecliste dağıtmak... Evlilik yıldönümlerini eşiyle kutlamak.

'Çankaya'ya taşınmamız şart mı?'

Evcimen bir kişiliği olduğu için eşi Cumhurbaşkanı seçildiğinde Köşk'e gitmek istememiş, 'Çankaya'ya taşınmamız şart mı; işleri buradan idare edemez misin" demişti. Binada hiçbir önemli değişiklik yapmaması, Köşk'ü sahiplenmemesinin kanıtı sayıldı.

Emel Koruturük onu şöyle anlattı:

'Nazmiye Hanım'ı çok zeki ve esprili bulurum. Bulgaristan Devlet Başkanı Jivkov gelmişti. Kızı refakat ediyordu. Uzun boylu, soğuk, mesafeli bir kızdı. Yabancı dil de bilmiyor. Yemek bitti. Bir ara baktım Nazmiye Hanım, Jivkov'un kızı ile bir köşede gülüşüp duruyor. Nasıl olur? Yanlarına gidip 'Hanımefendi nece anlaştınız?' diye sordum. 'Gözceee' dedi..."