HDP Ağrı Milletvekili Dirayet Taşdemir, Kütahya’da eşinden ayrı yaşan ve gündelik temizlik işine gitmek için evde yalnız bırakmak zorunda kaldığı iki çocuğunu çıkan yangında kaybeden Döndü Yenilmez’in yaşadıkları Meclis gündemine taşıdı. Taşdemir, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın cevaplaması istemiyle soru önergesi verdi ve ev işçileri ile ailelerini yoksulluğa mahkûm eden engellerin kaldırılması için Meclis Araştırması açılmasını talep etti.
"Kadınlara reva görülenlerin özeti gibi Döndü'nün adı tam 3 kez geçti 3. sayfa haberlerinde!.."
Taşdemir, Türkiye’de sayılarının bir milyonun üzerinde olduğu tahmin edilen ev işçilerinin içinde bulunduğu güvencesizliğe dikkat çekti.
Taşdemir, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın eşi vefat eden kadınlara sosyal destek sağlandığı halde, eşinden ayrı yaşayan kadınlara destek verilmediğini dikkat çekti ve “Tek başına yaşayan kadınlara yönelik olarak yapılan bu ayrımcılığın gerekçesi nedir?” diye sordu.
Ev işçisi Döndü Yenilmez,Devletin ev işçilerini yoksulluğa mahkum eden politikaları nedeniyle iki evladını kaybetti.Konuyla ilgili önergemiz pic.twitter.com/nX3QDP6oEQ
— Dilan DirayetTaşdemr (@dilanararat) 5 Ocak 2017Taşdemir’in Bakan Kaya’nın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede yer alan sorular şöyle:
1- Kütahya’da Bakanlığınıza bağlı kaç tane kreş ve gündüz bakım evi bulunmaktadır?
2- Ücret Tespit Komisyonu’nun Kütahya için belirlediği ücret ne kadardır?
3- Bakanlığınızca eşi vefat etmiş kadınlar için sosyal destek sağlandığı halde, eşinden ayrı yaşayan kadınlara destek verilmemektedir. Tek başına yaşayan kadınlar için verilen destek eşi vefat ettiğinde meşru görülmekte, eşinden boşanan kadınlar ise yoksullukla cezalandırılmaktadır. Tek başına yaşayan kadınlara yönelik olarak yapılan bu ayrımcılığın gerekçesi nedir?
4- Kurumunuzun aileyi öne çıkaran söylemlerine karşın eşinden boşanmış ve çocuklu kadınlara destek sunulmamasının sebebi, erkeksiz bir ailenin aile olarak görülmemesinden mi kaynaklanmaktadır?
5- 26 Ekim 2015 Kütahya'da "dezavantajlı" olarak tanımlanan işsizlerin istihdamına yönelik, "Dezavantajlı Grupların Mesleki Eğitimle Topluma Kazandırılması Projesi" kapsamında protokol imzalanan protokol kapsamında, ev işçisi kadınların güçlendirilmesi amacıyla Kurumunuzca herhangi bir çalışma yapılmış mıdır?
6- Özel Politika Gerektiren Grupların İstihdamının Artırılması ile ilgili 2014, 2015, 2016 Eylem Planlarında 3 yıl art arda ev hizmetlerinde çalışan kadınların çalışma şartlarının iyileştirilmesi ile ilgili vaatler yer almış, ancak hiçbiri yerine getirilmemiştir. Bakanlığınızın ev işçilerinin yaşama koşullarının iyileştirilmesi ile ilgili bir çalışması mevcut mudur?
7- Bakanlığınızca Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Ulusal Eylem Planı (2016-2020) geçtiğimiz günlerde yayınlanmıştır. Planda ev işçilerinin yaşadığı ekonomik şiddetle ilgili herhangi bir öneri bulunmamasının gerekçesi nedir?
Taşdemir’in Meclis Araştırma talebi şöyle:
Kütahya'da eşinden ayrı yaşayan Döndü Yenilmez'in gündelik temizlik işine gitmek için evde yalnız bırakmak zorunda kaldığı 3 ve 6 yaşlarındaki iki çocuğu çıkan yangında hayatını kaybetmesinin ardından ev işçilerinin yaşadığı sorunlar tekrar gündeme gelmiştir.
Türkiye’de sayılarının 1 milyonun üstünde olduğu tahmin edilen ev işçisi, içinde bulunduğu yoksulluk koşulları sebebiyle temel hizmetlere erişememektedir. Özel istihdam büroları başta olmak üzere ev işçilerini doğrudan ilgilendiren, ev işçilerini taşeron çalışma koşullarına mahkum eden pek çok düzenleme yapılmış olmasına karşın İş Kanunu hala ev işçilerini işçi olarak kabul etmemektedir. Ev işçilerinin çalışma koşullarına ilişkin ILO C189 “Ev İşçileri için İnsana Yakışır İş” sözleşmesi hala imzalanmamıştır. 1 milyon ev işçisi bir çalışan ve kadın olarak görünmezleştirilmektedir. Çıkarılan torba yasalarla daha önce bütün ev işçilerinin hakkı olan sigorta hakkının artık bir işverene bağlı olarak 10 günden az çalışan ev işçisine verilmiyor olması ev hizmetlerinde çalışanları daha fazla güvencesizleştirmiştir.
Ev işçilerini ve ailelerini yoksulluğa mahkum eden koşulların gündemleştirilmesi, ev işçilerinin örgütlenmelerinin önündeki engellerin kaldırılması ve ev işçilerinin çalışma koşullarının iyileştirilmesi hedefiyle Anayasa’nın 98’inci, İçtüzüğün 104 ve 105’inci maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederiz.
Gerekçe
Türkiye’de ev işçiliği; cinsiyet eşitsizliği, kadın yoksulluğu, çocuk bakım hizmetleri ve çalışan güvencesizliğinden kaynaklanan sorunların kesişme noktalarından biridir. Gerek kayıtdışı çalışmanın önlenmesi ile ilgili vaatler gerekse ailenin temel toplumsal birim olduğuna ilişkin propagandalar, ev işçiliği üzerinden boşa çıkmaktadır. 1 milyon ev işçisi iş yasası kapsamında olmadan ve kötü koşullarda çalışmaktadır. Bu nedenle ev işçilerinin sigortalanmasına yönelik kamusal araçların artırılarak kolaylaştırılmasını ve kayıtlı istihdam için teşvik sağlanması büyük önem taşımaktadır.
Özel Politika Gerektiren Grupların İstihdamının Artırılması ile ilgili 2014, 2015, 2016 Eylem Planlarında 3 yıl art arda ev hizmetlerinde ve ev eksenli çalışan kadınların çalışma şartlarının iyileştirilmesine yönelik önlemler alınacak ve kayıtlı istihdama geçmeleri özendirilecektir.” denmiş, ancak bu konuda hiçbir adım atılmamıştır. Benzer şekilde Eylem Planlarında yine 3 yıl boyunca çocuk bakımı hizmetlerinin yaygınlaştırılacağı vaadedilmiş, ancak bu konuda da gelişme kaydedilmemiştir. Buna karşın kadınları güvencesiz işlerde sıkıştıran esnek istihdam biçimlerinin yaygınlaştırılmasına yönelik faaliyetlerin neredeyse tamamı hayata geçirilmiş olması dikkat çekicidir.
Ev işçilerinin yaşadığı sorunlar sadece çalışma hayatı ile ilgili eksikliklerden kaynaklanmamaktadır. Cinsiyet eşitsizliğinin tüm yoksullar içinde kadın yoksulların sayısını artırması, eşinden boşanmış kadınlar için güvenceli istihdama katılma olanaklarının diğer kadın gruplarına göre çok daha zor olması, kamusal otoritelerin çocuk bakımında temel hizmet sağlayıcıyı ailedeki kadınlar olarak görmesi, sorunun cinsiyet eşitliği ile ilgili boyutunu ortaya koymaktadır. Buna karşın ev işçiliği sadece Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın hizmet alanına giren bir sorun olarak sınırlandırılmaktadır. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı 2016-2020 Ulusal Eylem Planı’nı henüz açıklamasına rağmen, ekonomik şiddet kapsamında ev işçileri ile ilgili herhangi bir düzenlemenin yer almıyor olması, ev işçilerinin yaşam koşullarının iyileştirilmesi ile ilgili politik araçların devreye sokulmadığını göstermektedir.
Konunun farklı boyutlarıyla, ilgili tüm kamu kurumlarını ilgilendiren yönleriyle Meclis düzeyinde araştırılması, seçmen olduğunda görülen ancak işçi olarak görünmezleştirilen 1 milyon ev işçisi açısından oldukça önemlidir. Bu çerçevede konuyla ilgili çözüm önerilerinin oluşturulması hedefiyle bir Meclis araştırması yapılmasını talep ediyoruz