Ergenekon soruşturması kapsamında aranan ve sağlık nedeniyle ABD'de bulunan İSTEK Vakfı Başkanı Bedrettin Dalan, soruşturmayla ilgili dava sonuçlanıncaya kadar Türkiye'ye dönmeyeceğini açıkladı. Haber Türk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı'ya konuşan Dalan, 'Gelirsem beni içeri atacaklar. Bu halimle belirsiz bir sürecin içine gireceğim. Niye geleyim? Gelip hapiste mi çürüyeyim?" dedi.Altaylı, bugün (7 Mayıs 2009) yayımlanan Haber Türk gazetesindeki köşesinde Dalan'la yaptığı görüşmeyi yazdı. Altaylı'nın yazısı şöyle:FEHMİ Koru ya da Taha Kıvanç, köşesinde, "Bir dostum söyledi, Dalan 'ın 7 Tepe Üniversitesi'ne YÖK el koyacak, bu üniversiteyi Marmara Üniversitesi'ne bağlayacaklar. Marmara Üniversitesi bunun için hazırlıklara başladı bile. İSTEK Vakfı okulları da Milli Eğitim Bakanlığı'na geçecek" diye yazınca şüphelendim. Fehmi Koru, özellikle Ergenekon Davası sürecinde bir tür "Müneccim" gibi davranarak öngörülerde bulunmuştu. Öngörülerinin büyük bölümü de gerçekleşmişti. Koru'nun bu yeni öngörüsündeki olabilirlik payını araştırmak için önce YOK'ü aradık. YÖK'ten "Böyle bir çalışmamız veya niyetimiz yok" yanıtı verildi. Ardından Marmara Üniversitesi'ni aradık. Onların da böyle bir gelişmeden haberi yoktu, bunun için yapılan bir çalışma da yoktu. Sonrasında da Bedrettin Dalan'ı aradık. Daha doğrusu Bedrettin Dalan'ı aradığımızı ilettik. Dalan önceki gün cevaben aradı. Kendisine, okullarına el koyulacağı yolundaki Fehmi Koru yazısını okudum. Güldü, "Olamaz. Koyamazlar" dedi. Nedenini sordum. "Üniversite zaten devletin. Yasa böyle diyor. Aldığımız her şey, tapular, demirbaşlar her şey Maliye'ye kaydoluyor. Yani üniversite devletin malı. Kendilerine ait olanı nasıl alırlar" dedi. "7 Tepe Üniversitesi sizin başında bulunduğunuz vakfa ait değil mi?" diye şaşırdım. "Hayır üniversitelerin varlıkları devletin. Vakıflar devlete bağlıdır. İSTEK Vakfı zaten bunun yönetim yetkisine sahiptir. Biz bu üniversiteyi yönetiyoruz. Sahibi değiliz. Bize tanınan hak bu üniversiteyi yönetme hakkıdır. " diye açıkladı. "Peki o zaman belki de kastedilen budur. Yönetim hakkını sizden alabilirler mi?" "Niye alacaklarmış. Ben yurt dışındayım ama vakıf orada. Aslanlar gibi yönetiliyor. Neyimiz eksik olmuş da alacaklar. Alamazlar. Almaları için bir gerekçe yok." "Fehmi Koru yazısında diyor ki, Dalan Amerika'da olduğu için vakfın yönetiminde zafiyet oluştuğu için alacaklar." "Bunlar deli saçması. Kendi karanlık niyetlerini söylüyorlar. Dileklerini söylüyorlar. Benim yurt dışında olmamın ne alakası var. Vakıf yönetiliyor. Okullarda hiç bir sorun yok. Ben yurt dışında olduğum için bir zafiyet oluyorsa o zaman Fethullah Gülen de 8 yıldır yurt dışında. O zaman onun okullarına, onun üniversitesine de el koysunlar." "Belki de sizi dönmeye zorlamak için böyle bir şey söyleniyordur. Olabilir mi? Hakkınızda tutuklama kararı çıktığı zaman döneceğinizi söylemiştiniz ama dönmediniz. Dönecek misiniz Türkiye'ye?" "Biliyorsun sağlık nedenleriyle buradayım. Tansiyonum 22. Her gün 10 cc ilaç almak zorundayım. Temmuz sonuna kadar raporum var." "Temmuz sonunda dönecek misiniz?" "Karar vermedim. Ama söyler misin bana niye döneyim. Deli saçması bir soruşturmanın parçası olmak için mi? Benim alnım ak. Hiç bir kötülük yapmadım. Devletime karşı en küçük bir suç işlemedim. Bundan kuşkum yok . Ama gelirsem beni içeri atacaklar. Bu halimle belirsiz bir sürecin içine gireceğim. Niye geleyim? Gelip hapiste mi çürüyeyim?" "Yani bundan sonra Türkiye'ye dönmeyecek misiniz?" "Olur mu hiç. Orası benim vatanım. Döneceğim elbet. Bak açıkça söylüyorum. Eğer mahkûm olursam o gün gelirim. Suçlu bulunursam burada bir dakika durmam gelirim. Cezam neyse çekerim." "Ondan önce gelmeyecek misiniz? Davanın bitmesini mi bekliyorsunuz?" "Şimdi orada benim suçlu olduğum, suçlu olduğum için kaçak olduğum yolunda bir hava yaratıyorlar. O zaman işin kolayı var. Eğer ben suçluysam, ABD ile aramızda suçluların iadesi anlaşması var. Yazsınlar Amerikan Adalet Bakanlığına bir yazı. ABD beni Türkiye'ye iade etsin. Eğer suçluysam, eğer ellerinde kanıt varsa suçlu olduğuma dair, iade talebinde bulunsunlar." "Yoksa gelmeyecek misiniz?" "Bilmiyorum. Kararımı vermedim." Dalan’la yaptığımız konuşmanın hülasası, özeti bu. Anladığım kadarıyla yargı süreci tamamlanıncaya kadar Türkiye'ye dönme niyeti yok.