Dört kadın, dört cesur estetik öyküsü

Dört kadın, dört cesur estetik öyküsü
Üç boyutlu endoskopik cerrahi ile yüz germe, ‘ultratone’ aleti ile vücut şekillendirme, kimyasal peeling ve botoks... Dört farklı kadın, saydığımız bu dört farklı yöntemle sorunlarından kurtulmaya ve güzelleşmeye çalıştı. Peki buna değdi mi dersiniz? İşte cevaplar… 1. Botox Kim? Zoe Erdemir, 30 Neden? Yapı dolayısıyla zaten ilk gençlik dönemlerimden itibaren göz çevremde kırışıklıklar oluşmaya başlamıştı. Bütün kazandığım parayı göz çevrem ve cildim için kullandığım pahalı kremlere döküyordum. Ancak hiçbiri beklediğim etkiyi yapmıyordu. Hatta gözümün etrafındaki kırışıklıklar artmasın diye gülmemeye ve mimik yapmamaya bile dikkat etmeye başlamıştım. Ancak nafile! Son birkaç yıldır kaşlarımın ve göz çevresindeki kırışıklıklarımın daha da derinleştiğini fark ediyordum. Aynanın karşısına geçme sebebim ise kırışıklıklarımın artıp artmadığını kontrol etmek içindi adeta. Üstelik erkek arkadaşımdan da bu konuda sürekli uyarılar almaya başlamıştım. Bu da moralimi çok bozuyordu. Botoks ile ilgili bir sürü yazı okumuştum. Göz çevresi özellikle tehlikeli bir bölgeydi, bakışlarımı dondurabilir diye çok korkuyordum. Ancak yakın çevremde, bu konuda güvenilir olduğunu duyduğum bir uzmandan randevu almaya karar verdim. Amacım sadece konuşup bu konuda fikir almaktı. Aklımdan ‘botokstan ölen var mıdır?’ gibi saçma sapan sorular dahi geçiyordu. Ancak doktorum, grafikler ve fotoğraflar yardımıyla bana konuyu hiç sıkılmadan ayrıntılarıyla anlatınca bu işlemi yapmaya karar verdim. Nasıl uygulandı? Öncelikle korkudan dizlerimin bağının çözüldüğü işlem bana yeniden ayrıntılarıyla anlatıldı. Daha sonra iki tanesi kaş aralığına, dörder tanesi de göz kenarlarına olmak üzere toplam 10 iğne yedim. Ondan önce doktorum, hangi kırışıklıkların derin olduğunu anlamak için gözlerimi kısmamı ve kaşlarımı çatmamı istedi. Bu işlem sırasında bir kalem ile iğnenin gireceği noktalar belirleniyor. İşlemin nasıl uygulandığını elinize tutturulan ayna ile izleme şansına sahipsiniz. Ancak ben sayısız operasyon geçirmeme rağmen iğnelerin nasıl batırıldığını görmek dahi istemedim. Gözlerimi kapatıp farklı şeyler düşünmeye çalıştım. Tüm bu işlemlerin dişçi koltuğuna benzer bir koltukta yapıldığını da belirtmem gerek. İşlem yapıldıktan sonra kalıcı etkisi için yaklaşık 5 gün beklemek gerekti. Bu arada kaş aramdaki derin çizgi ve göz kenarlarındaki kaz ayağı şeklindeki görüntü sanki ütüyle ütülenmişçesine yok oldu. Hatta güneşte kalsam ve gözlerimi kıssam bile kesinlikle çizgi oluşmuyor. Bir hafta sonra tekrar kontrole gittim ve düşük kaşlarım için bir çift iğne daha yedim. Bu düşük olan kaşlarımın yukarıya kalkmasını sağladı ve şu an çok daha canlı ve diri bakışlara sahibim. Acıdı mı? Çok değil. Öncelikle bir krem ile iğne yapılacak bölge uyuşturuluyor. Bu, yaklaşık 15 dakikanızı alıyor. Sonra koltuğa yatıyorsunuz ve cildinize batırılan iğneleri hissetmiyorsunuz bile. Ancak iğne içindeki madde enjekte edildikten sonra sinek ısırığı şeklinde bir yanma hissediyorsunuz. Hepsi bu! Zaten koltuğa yatmanızla kalkmanız bir oluyor. Daha sonra iğnenin batırıldığı yerlerde sinek ısırığı şeklindeki kızarıklıklar oluşuyor. Bu kızarık noktalara biraz buzla baskı yaptıktan sonra hemen hemen hiçbir iz kalmıyor diyebilirim. Sonrasında baş ağrısı hissetmek normalmiş ama ben de o da olmadı. İlk hafta tarif edemeyeceğim tuhaf bir hisle geziyorsunuz. Hiçbir yeriniz acımıyor ancak yine de bu tarifi zor hissi duymak sizi biraz huzursuz edebilir. Fakat bir hafta sonra her şey normale dönüyor ve kendinizi çok iyi hissetmeye başlıyorsunuz. Değdi mi? Kesinlikle. Hala mimik yapabiliyorum ancak derin çizgiler oluşmuyor. Aslında yüzümde ya da göz çevremde belirgin bir farktan bahsedemem. Bu farkı sadece güldüğümde görüyorum. Güldüğünüzde ya da kaşlarınızı çattığınızda kırışıksız bir yüze sahip olma hissi gerçekten çok güzel. Bütün arkadaşlarıma bundan bahsetmedim. Zaten bunu fark etmediler bile. Anlattığım arkadaşlarım ise bunun bende hiç fark yaratmadığını söylediler ki, bu farkı ben bile çok zor anlıyorum. Botoks hakkında anlatılan şehir efsanesi halindeki hikayelere inanmamanızı öneririm. ‘Korkmuş yüz ifadesi’ ya da ‘Donuk bakışlar’ ile korkutmuşlar bizi yıllarca. Bu belki de uygulayan kişinin becerisiyle de ilgili olabilir. İşlemin fiyatı neydi? 600 YTL. 2. Ultratone ile popo şekillendirme ve zayıflama Kim? Özge Taşkent, 40 Neden? Üç çocuk annesiyim. Hiçbir zaman çok şişman olmadım. Düzenli bir şekilde spor yaptığım da söylenemez. Üstelik doktorum bana kas iskelet sistemimdeki bir sorun yüzünden fizik tedavi uygulamamı tavsiye etti. Yüzme dışında her hangi bir spor yapabilmem mümkün değildi. Kışın kalın kıyafetlerle aldığınız kiloları ya da sarkan bölgelerinizi gizlemeniz çok kolay. Ancak sıcakların bastırmasıyla birlikte ‘Ne yapsam da şu selülitlerden ve sarkmış görüntüden kurtulsam?’ diye düşünmeye başladım. Yapı itibariyle bacaklarımın iç kısımları tombul ve yumuşaktı zaten ama zamanla daha da gevşemişti. Kollarım ve popomdaki sarkmalar da ilerlemişti. Benim spor salonuna gidip düzgün bir popoya sahip olmam zaten çok zaman alacaktı. Çünkü yuvarlak ve düzgün bir popoya sahip olmak spor salonunda yapılacak en zor şeylerden. Ben de daha önce duyduğum güzellik enstitülerindeki cihazlı uygulamaları araştırdım. Ultratone tekniği çıktı karşıma. ‹şlemin yapıldığı güzellik enstitüsünü arayıp, bir randevu aldım. Nasıl uygulandı? Zayıflamak, sıkılaşmak ve selülitlerden kurtulmak isteyenlerin tercih ettiği bir sistem bu. Ultrason ile kombine edilerek kullanılıyor. Önce muayene oluyorsunuz ve sorunlu bölgelerinizin nereler olduğu ve ne yapmak istediğiniz soruluyor. Siz hiçbir şey yapmadan yatıyorsunuz. Vücudunuzun o bölgelerine jel sürülerek ultrason ile yağlar kırılmaya çalışılıyor. Bu işlem 10 dakika sürüyor. Sonra yine bu bölgelere akım verilmesi için yaklaşık 20 adet minik pet yapıştırılıyor. Bu petlerden vücudunuza çeşitli biçimlerde akımlar veriliyor. Bu, sanki pek çok uzman el aynı zamanda size masaj yapıyormuş hissi veriyor. Bu alet ile yaklaşık 45 dalga boyunda akım uygulanıyor. Buna, sorunlu bölgenin tipine göre karar veriliyor. Bu arada elinizdeki kumanda ile şiddetini ayarlayabiliyorsunuz. Şu ana kadar 20 seans uygulandı ve muhteşem bir popoya kavuştuğum söylenebilir. Acıdı mı? Benim ağrı eşiğim çok düşüktür ancak ona rağmen hiç acı hissetmedim. Hatta masaj şeklinde bir his verdiği için rahatlatıyor sizi. Etkisini görmeniz için acı hissetmeniz gerekiyor diye bir kural da yok zaten. Değdi? Birkaç hafta içinde vücudum yeniden şekillendi. Özellikle iç bacak çalıştırmak çok zordur. Bu bölgedeki sorunlarım tamamen bitti. Popom şekillendi. Bu yüzden bu işlemi devam ettirmeye karar verdim. İşlemin fiyatı neydi? Seansı 60 YTL. Ancak eğer işlem sık sık tekrarlanacaksa bir paket program uygulanıyor ve seans ücreti daha ucuza geliyor. 3. Yüz Germe Kim? Colette Ronson, 37 (Londra’da yaşıyor) Neden? 37 yaşındaydım ama yaşıtlarıma göre çok yaşlı ve çökmüş görünüyordum. Vücudum oldukça iyiydi. Ancak zaten hiçbir zaman güzel olamamıştım ve yüzümden nefret ediyordum. Yüzüm, vücudumun kadınsı kıvrımlarıyla hiç uyumlu değildi. Okulda çalışkan bir öğrenciydim ve eşimle evlenmeden önce birkaç kişiyle çıkmıştım. Eşimle evliliğimizin ilk yıllarında mutluyduk ancak 10 yıl sonra boşandık. Şimdi ise başkasıyla birlikte olmak beni çok ürkütüyordu. En yakın arkadaşım bir gün bana geldi. Bir şişe şarap açtık ve kanepelere uzandık. Laura bana, ‘Kötü görünüyorsun’ dedi. Moralim çok bozulmuştu. ‘Senin gibi arkadaşlarım olduğu müddetçe sırtım yere gelmez’ cevabını verdim. Bir ayna aldım ve yüzüme bakmaya başladım. Yaşlı bir cadı gibi görünüyordum. Gözaltı torbalarım ceviz kadar olmuştu ve yanaklarım sarkmıştı. Yüzümün her tarafında derin kırışıklıklar oluşmuştu. Yüzüm hiçbir zaman güzel olmamıştı ama hiç bu kadar da kötü görünmemiştim. Laura, bu arada ayakta duruyordu ve bana ‘Neden estetik yaptırmıyorsun? Bir arkadaşım gözaltı torbalarını aldırdı çok güzel oldu,’ dedi. Ameliyat fikri ilk anda çok ürkütücü geldi. Ama Laura gittikten sonra banyoya gittim. Ellerimle sarkmış yanaklarımı yukarı ve arkaya doğru çektim. Sonra gözlerime de aynı şeyi yaptım. Daha genç ve güzel görünüyordum. Evet yüzümü yaptırmalıyım ama cerrahların yapabilecekleri şeyler kısıtlı diye düşündüm. Ancak buna rağmen Londra’nın kuzeyindeki bir klinikten randevu aldım. Nasıl uygulandı? Doktor, bana komple bir yüz germe ameliyatı önerdi. Doktorum bir Türktü ve ameliyatın Türkiye’de yapılmasını önerdi. ‘Endoskopik cerrahiyle alın ve orta yüz bölgeniz gençleştirilecek. Ayrıca boyun germe ve göz kapaklarının da yeniden şekillendirilmesi gerekecek’ dendiğinde önce yutkundum. ‘Yüzüm bu kadar kötü mü?’ diye düşündüm. Büyük bir ameliyattan bahsediyorduk. Maliyeti çok değildi ve hiç bir şey fikrimi değiştirmeyecekti. Yeni bir yüz istiyordum. Hemen ertesi hafta İstanbul’a uçtum. Korkuyordum, sinirli ve heyecanlıydım. Ameliyathaneye girmeden önce makyajımı çıkarırken son kez aynada yorgun, sarkık ve kırışık yüzüme baktım. Ameliyattan sonra nasıl görüneceğimi merak ettim. 8 saat süren bir operasyonla, kulak arkasından ve saç içlerinden yapılan kesilerle fazla deriler çıkarıldı, kaslar gerginleştirildi, sarkan dokular yukarıya asıldı. Göz torbalarım yok edildi ve göz kapaklarımdaki fazla deriler alındı. Son olarak da daha zarif ve küçük bir burun için kemerimi küçültüp burun kıkırdaklarım yeniden şekillendirildi. Acıdı mı? Bu işlemler olurken tabi ki derin bir uykudaydım. Uyandığımda panik halindeydim. Tüm yüzüm sarılmıştı ve 12 saat daha bu şekilde kalmam gerekiyordu. Ağrılarım için ilaç alıyordum. Sargıların açıldığı ertesi gün cerrahım ‘Yüzün hala çok şiş sakın korkma!’ diye uyardı. Elime bir ayna aldım. Aman tanrım sanki bir otomobil kazasından çıkmıştım. Gözlerim mosmordu, şok olmuştum. Ancak zaman geçtikçe şişlikler ve morluklar azalmaya başladı. Değdi mi? 5 gün sonra da İngiltere’ye geri döndüm. Pasaportumdaki resmime baktım ve ‘Kim bu yaşlı teyze’ diye düşündüm. Şimdi bu resimdeki kadının kızı olabilecek kadar genç görünüyordum. Bir hafta sonra şişliklerin hemen hepsi yok oldu. Artık aynada, gergin cildime ve taze bir bakışa sahip gözlerime bakıyor ve mutluluktan uçuyordum. Yakın arkadaşlarım da şok içindeydi. Gerçekten 20 yaş daha genç göründüğümü söyleyip durdular. Ben de bunun yeni bir erkek arkadaş edinmem için fazlasıyla yeterli olduğunu düşünüyordum. İlk defa kendimi genç hissediyorum ve bunun bedeli parayla ölçülemez! İşlemin fiyatı neydi? 12 bin YTL. 4. Kimyasal Peeling Kim? Münevver Barut, 29 Neden? İlk doğumumu 20 yaşında yaptım. İkinci doğumumu ise 27 yaşında!... İlk doğumdan sonra yüzümde hiç leke oluşmamıştı. Ancak ikinci hamilelik esnasında yüzümde çok fazla kahverengi leke belirdi ve doğumdan sonra da geçmedi. Güneşe çıkmayı ve güneşlenmeyi çok sevdiğim için bu lekelere bir de güneş lekeleri eklenince yüzüm bayağı kötü bir görüntüye sahip oldu. Aynaya baktığımda moralim çok bozuluyordu. Yüzümde bu lekeler dışında hiçbir kusur yoktu ancak bu lekeler güzelliğime resmen gölge düşürüyordu. Ne yapabilirim diye düşünmeye başladım. Arkadaşlarıma ve çevremdeki insanlara danıştım uzun uzun. Ancak bir çıkış yolu bulamadım. Çeşitli kremler kullanıyor, yurt dışına çıkan arkadaşlara Türkiye’de bulunmayan özel kremlerden ısmarlıyordum. Ancak pek bir değişiklik olmuyordu. Sürekli bu lekeleri kapatmak için ağır bir makyaj yapıyordum. Bu cildimin kalitesini de bozuyordu. Çevremdekiler de yüzümdeki lekelerin gittikçe artmaya başladığına dair moral bozucu şeyler söylemeye başlayınca en doğrusunun bir cilt doktoruna gitmek olacağına karar verdim. Yine bunun için de bir araştırma yaptım ve güvenilir bulduğum bir doktordan randevu aldım. Nasıl uygulandı? Cilt doktoru önce cildimin durumunu kontrol etti ve bana kimyasal peeling önerdi. Bu işlemi daha önce de duymuştum ve hiç de sempati ile bakmıyordum. Bu konuyla ilgili kötü hikayeler de duymuştum çünkü. Doktorun önerisine ilk tepkim ‘hayır’ oldu. Ancak doktorum bu lekelerin krem ile gitmesinin zor olduğunu, kimyasal peeling’in neden önemli olduğunun altını çiziyordu sürekli. Eve döndüm ve birkaç gün düşündüm. Bu süre boyunca çıkış yolları aradım ama bulamadım. Bir an önce de bu lekelerden kurtulmak istiyordum. Tekrar doktorumu aradım ve önerdiği işlemi yapacağımı belirttim. Ertesi güne hemen bir randevu ayarladım. Acıdı mı? Ben esmer bir cilde sahibim. Ama esmer bir cildin sahip olmaması gerektiği kadar da hassas bir yapısı var. Bu yüzden doktor önce bana en düşük dozdan başlayalım dedi. Önce yüzüm temizlendi ve üzerine kimyasal bir bileşim sürüldü. Bu 3 dakika kadar bekledi yüzümde. İlk dakikalarda bir şey hissetmedim. Ancak 3. dakikanın sonuna doğru cildimde bir yanma hissi oluştu. Zaten ondan sonra hemen çıkarıldı yüzümdeki madde. Cildim hafif kızarmıştı ve hava ile temas ettiğinde hoş ve serin bir his oluşuyordu. Bu işlem aralıklarla birkaç seans daha devam etti. Ancak her seansta aradaki zaman biraz daha uzuyordu. Her seans sonrası cilt kızarıyor ve kendi kendine soyuluyordu. İşlem sonrasında kullandığım özel kremlerle bu soyulma işlemi kolaylaştırılıyordu. Bu aynı zamanda güneşe karşı da alınan bir önlemdi. Toplamda bu işlem benim cildim için 6 kez tekrarlandı. Her seansta cildinizde hafif bir yanma hissediyorsunuz ama dayanılmaz değil. Ancak her hafta sonunda cildimdeki değişikliğin farkına varıyordum. Değdi mi? Kesinlikle değdi. Güzelliğime gölge düşüren lekelerim yok artık! Üstelik hafif kırışıklıklarım da bu işlemle birlikte yok oldu. Adeta bir bebeğin cildi kadar yumuşak ve parlak bir cilde kavuştum. Arkadaşlarım da bu değişikliğin farkına vardı ve cildime övgüler dizmeye başladılar. Eskisi gibi cildimi kalın makyaj tabakaları ile kapatmak zorunda kalmıyorum. Artık cildime hiç bir şey sürmeden dışarıya çıkıyorum. İşlemin fiyatı neydi? 6 seans 500 YTL.