Dr. Oetker'in karanlıktaki Nazi geçmişi

Dr. Oetker'in karanlıktaki Nazi geçmişi

August Oetker, firmanın ve babasının Nazilerle olan ilişkisini, bilimsel olarak araştırttı. Araştırma, puding üreticisinin geçmişinde karanlık sayfalar olduğunu ortaya çıkardı.

Dr. Oetker puding ya da kabartma tozu gibi paketlerin üzerinden hafızalarımıza kazınan bir marka. Almanya’nın en eski ve en tanınmış aile şirketlerinden biri. Daha çok gıda sektöründeki ürünleri ile bilinen holding, II. Dünya Savaşı’ndan yaklaşık 70 yıl sonra, karanlık geçmişi ile yüzleşmek için önemli bir girişimde bulundu. Şirketin Başkanı August Oetker, firmanın ve babasının Nazilerle olan ilişkisini, bilimsel olarak araştırttı. Dr. Oetker böylece karanlık geçmişiyle yüzleşmeye karar veren son Alman firmalarından biri oldu.

 

Oetker'in Nazilerler ilişkisi

 

Araştırma, Münih’te bulunan Ludwig Maximilian Üniversitesi tarafından yapıldı ve gerçekten de ünlü puding üreticisinin geçmişinde karanlık sayfalar olduğunu ortaya çıkardı. Dönemin birçok işadamı gibi firmanın o zaman ki Başkanı Richard Kaselowsky de Nasyonal Sosyalistlerle yakınlaşmaya çalıştı.

Adolf Hitler’in iktidara gelmesinden kısa bir süre sonra Kaselowsky, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi NSDAP’ye üye oldu ve dönemin Nazi liderlerinden Heinrich Himmler gibi önemli devlet adamlarına yüklü bağışlarda bulundu. Kaselowsky’in üvey oğlu ve halefi Rudolf-August Oetker de babasının bu politikasını sürdürdü. Oetker Araştırması’nda çalışan tarihçi Jürgen Finger, bunu şöyle açıklıyor: "Bence ortaya koyduğumuz en önemli tespitlerimizden biri; Bay Oetker’in şirketin başına geçmeye kendini nasıl hazırladığının yanı sıra, örneğin Nazi silahlı kuvvetlerine nasıl katıldığıdır."

 

'Köle işçilere muhtaç kalınıyordu'

 

Araştırmaya göre, Rudolf-August Oetker, şirket merkezinde olmasa da diğer fabrikalarında Nazi döneminde köle işçiler de çalıştırdı. Tarihçi Joachim Scholtyseck, buna şaşırmadığını belirtiyor. Scholtyseck "Tabii ki belli bir hareket alanı vardı, ancak yapılan tüm araştırmalara bakarsanız temelde şöyle bir sonuca varılıyor: Köle işçi çalıştırmaya karşı hemen hemen hiçbir özel şirket karşı koyamıyordu. Zira kendi çalışanlarını ve işçilerini Naziler askere aldığı ve üretime de bir şekilde devam edilmesi gerektiği için, kimsenin köle işçi çalıştırmaktan başka çaresi kalmıyordu" diye konuşuyor.

Hatta tarihçi Scholtyseck, koyu bir rejim karşıtı olarak bilinen fabrikatör Robert Bosch’un bile köle işçiliğe karşı direnemediğini belirtiyor.

 

Geçmişle yüzleşen Alman firmaları

 

Oetker Araştırması’nda yer alan tarihçi Jürgen Finger, araştırmanın neden bu kadar geç yapıldığına ilişkin "Firmanın uzun yıllar başkanlığını yürüten Rudolf-August Oetker, sekiz çocuğunun hiçbiri ile Nazi geçmişini konuşmadı ve şirketin tarihiyle ilgili araştırma yapılmasına karşı çıktı" diyor. Finger, oğlu ve halefi August Oetker’in, babasının 2007 yılında ölmesinin ardından firmanın geçmişini esaslı bir biçimde araştırmaya karar verdiğini belirtiyor.

Tarihçi Scholtyseck, Alman firmalarında adeta Nazi geçmişlerini araştırma dalgası yaşandığına dikkat çekiyor. Nazi geçmişi ile yüzleşen otomotivcilik şirketi BMW’nin sahibi Quandt Ailesi’nin yaptırdığı araştırmaya da katılan tarihçi Scholtyseck, sözlerini şöyle sürdürüyor: "Nazi dönemi, ne kadar geride kalırsa, bu konuya eğilmek de o kadar kolaylaşıyor. 1995 yılında Deutsche Bank’ın yaptırdığı araştırma gibi, bu konuda birçok öncü çalışma sayabiliriz. Deutsche Bank’ı daha sonra diğer büyük bankalar takip etti ve hepsi, karanlık geçmişini kamuoyuna tanıttı. Tarihin karanlık sayfaları ile yüzleşmeyi kabul eden ilk Alman şirketlerine baktığınızda ilginç bir tablo ortaya çıkıyor, zira bunların çoğu anonim şirketlerdi."

Daimler ve Volkswagen gibi birçok anonim şirketin Nazi geçmişini belgelediğini belirten Scholtyseck, anonim şirketlerin yaklaşık 15 yıl önce bu konuya eğilmelerinin aile şirketlerine göre daha kolay olduğuna dikkat çekiyor. Scholtyseck, "Çünkü şirketin başkanlık koltuğunda babaları oturmadığı için yönetim kadrosu ile kişisel bağları yoktu" diyor. Tarihçi o nedenle aile şirketlerinin Nazi geçmişlerini araştırmada daha geç kaldıklarını kaydediyor.

 

Araştırmalara neden hız verildi?

 

Tarihçi Jürgen Finger de firmaların bu tarz girişimlere neden 2000’li yıllara doğru hız verdiğine ilişkin şu tespitte bulunuyor: "Doğu Blok’unun yıkılmasının ardından kamuoyunda büyük bir baskı doğdu. Çünkü hem Doğu Blok’unun hem de Berlin Duvarı’nın yıkılmasının ardından Doğu Avrupa’daki köle işçiler, söz konusu firmalardan tazminat talebinde bulunmaya başlamışlardı."

Scholtyseck, Alman şirketlerinin Nazi geçmişlerini araştırmalarında; kamu kurumlarının günümüzde şeffaflaşmasının ve özel firmaların da bunun dışında kalmasını istememelerinin de rol oynadığını düşünüyor. Tarihçiye göre bir başka sebep de, çoğu şirkette karanlık geçmişi ile beklenmedik bir platformda karşılaşma korkusu. Zira Scholtyseck, BMW’nin sahibi Quandt Ailesi’nin de araştırma talimatını, bir televizyon filminde ailenin Nazi geçmişine dair bölümlerin işlenmesinden sonra verdiğini belirtiyor. Tarihçi o nedenle şirketlerin günümüzde, "Bu karanlık sayfaları başkaları ortaya koyacağına araştırmayı kendimiz yaptıralım daha iyi" dediklerini ifade ediyor.