Devlet Su İşleri Genel Müdürü Prof. Dr. Lütfi Akca, "Su stresi değişen bir parametre değil. Su kaynaklarının miktarıyla nüfusumuz arasındaki orana bağlı bir değer. Su miktarı değişmiyor hatta azalıyor. Dolayısıyla Türkiye su stresi altında olmaya devam edecek çünkü nüfusumuz giderek artıyor ve iklim değişikliği de su kaynaklarımızı azaltıyor" dedi.
Tarım ve Orman Bakanlığı, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Genel Müdürü Prof. Dr. Lütfi Akca, İstanbul Teknik Üniversitesi tarafından düzenlenen 'İklim Değişikliği Çerçevesinde Su Kaynaklarının Mevcut Durumu ve Geleceği' konulu çalıştaya katıldı.
Akca, iklim değişikliğinin su kaynakları üzerindeki etkisi hakkında açıklamalarda bulundu. Akca, Türkiye’nin su stresi altında olduğuna dikkat çekerek, "Türkiye’mizde şu anda 930 civarında baraj var. 180 milyar metreküp toplam su depolama hacmimiz var. Bu depolarımızın olması yağışın bol olduğu zamanlarda depolayabilmek, kurak zamanları daha rahat geçirmemizi sağlıyor" dedi.
Prof. Dr. Lütfi Akca, "Geçtiğimiz eylül ayından bu aya toplu değerlendirirsek meteorolojik açıdan ortalama seviyelere yakın bir dönem geçirdik. 2019-2021 yılında bir kısmında yaşadığımız kuraklık kadar kuraklık yaşamadık. Şu anda su kaynaklarımız açısından bu yıl sulama döneminde bir sıkıntımız çıkmadı. Su kaynaklarımız bu sene sulama ihtiyaçlarımızı karşıladı. İçme ve kullanma suyu açısından da şehirlerimizde bir sıkıntı henüz yok. Olmayacak diye de tahmin ediyor, bekliyoruz. Yerel ölçekte köyler, mahallelerde susuzluk bulunabilir. Bu bazen su kaynağının yetersiz olduğuna bağlı olabildiği gibi bazen de su alt yapısının yetersizliğine bağlı olabiliyor" diye konuştu.
Prof. Dr. Akca, "Yağışlar geldikçe barajlarımızı dolduracaktır, yer altı suyumuzu besleyecektir. Kar da çok önemli. Çok hızlı yağan, kısa sürede şiddetli yağışların olduğu yağmurların hepsi barajlarda tutulamıyor. Derelerde boşa akıp gidebiliyor. Yağışların daha uzun süreli fakat daha hafif şiddetli yağması barajların beslenmesine faydasını artırıyor. Yağmurlar yağdıkça barajlar inşallah beslenecek, şu anda su sıkıntımız gözükmüyor" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Akca şöyle devam etti:
"Kuraklıkla mücadelenin birinci silahı suyu çok yağdığı zamanlarda, yağışın bol olduğu zamanlarda, sel taşkın zamanlarında kullanmadığımız suyu depolayabilmek. Suyun yağmadığı zamanlarda kurak dönemlerde de bunları harcayabilmek. Bu noktada barajlarımız büyük önem taşıyor çünkü Türkiye’mizde şu anda 930 civarında baraj var. 180 milyar metreküp toplam su depolama hacmimiz var. Bu depolarımızın olması yağışın bol olduğu zamanlarda depolayabilmek, kurak zamanları daha rahat geçirmemizi sağlıyor. Şu anda ülke olarak çok daha güçlü durumdayız. Kuraklık yönetiminde çok daha dirençli durumdayız"
Prof. Dr. Akca, "Su stresi değişen bir parametre değil. Su kaynaklarının miktarıyla nüfusumuz arasındaki orana bağlı bir değer. Su miktarı değişmiyor hatta azalıyor. Dolayısıyla Türkiye su stresi altında olmaya devam edecek çünkü nüfusumuz giderek artıyor ve iklim değişikliği de su kaynaklarımızı azaltıyor" dedi.
Prof. Dr. Akca, "Suyun yüzde 77’sini tarımsal sulamada kullanıyoruz. Vatandaş tek başına bir şey yapacak durumda değil ama devletin sunduğu imkanları, alt yapıları çiftçilerimizin iyi değerlendirerek suyu doğru ve bilinçli kullanmaları gerekiyor. Ülkemizde şu anda tarımsal sulama suyunun verimli olarak kullanılmasını sağlayacak modern sulama teknolojisinin yaygınlık oranı yüzde 40. Suyu az kullanan ev içi teknolojilerin duş başlıkları, musluklar gibi şeylerin kullanımının yaygınlaştırılması, şahsi kullanımlarımızda musluğu açık bırakmak, kapatmak gibi durumlarda tasarruflu kullanmaya dikkat edilmesi gerekiyor" diye konuştu.