'DSP'de hesap sorulacak!'

'DSP'de hesap sorulacak!'
“İhraç istemiyle” Merkez Disiplin Kurulu'na sevk edilen DSP Milletvekilleri Recai Birgün, Tayfun İçli ve Ahmet Tan, karara tepki göstererek, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer'i eleştirdi. DSP İzmir Milletvekili Recai Birgün, TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlarken, Disiplin Kurulu'na sevk edilmesini “yadırgadığını” ifade etti. Gerekçeyi bile çok yadırgadığını dile getiren Birgün, kendilerine resmi tebligatın yapılmadığını bildirdi. Medyadan öğrendiğine göre, CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekledikleri açıklama nedeniyle parti suçu işlediklerinin iddia edildiğini belirten Birgün, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yadırgadım çünkü bizi disipline sevk eden yönetim, Murat Karayalçın'a destek amacıyla Ankara'da aday çıkarmadı. Biz de yönetimden farklı bir tarz, yöntem uygulamadık. Bunun aynısını İstanbul'da yaptık. Yönetime göre biz parti suçu işledik, kendileri işlememiş oldular. Bu bir kafa karışıklığı, bu bahane. Baştan beri yönetimden rahatsızlığımız çok net ortada, her ortamda dile getiriyoruz. Onlar da bizim önümüzdeki süreçte kurultay hazırlığı yapacağımızı, olağanüstü kurultaya götürmek için çalışmalar içinde olduğumuzu biliyorlardı. Bizi etkisizleştirmek için alınan bir karar, demokratik olmayan bir karar. DSP'ye kesinlikle yakışmayan bir karar.” 'DSP'yi hak ettiği yere getiricek adaya destek'“Yol ayrımına girildi mi?” sorusuna Birgün, “Yol ayırımı yok. Bir mücadele var. Bu yol ayırımı, DSP'nin ilkelerine aykırı hareket edenlerin yol ayrımı olsa gerek. Yapılacak olağanüstü kurultayda, delegeler hesabını soracaktır” diye yanıtladı. Birgün, yönetimden, alınan seçim sonuçlarından sonra “biraz daha etik, kişilikli davranıp aday olmamasını” beklediklerini vurguladı. Kurultayda aday olacağını açıklayan DSP Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli'yi destekleyip desteklemeyeceğinin sorulması üzerine Birgün, İçli ile henüz görüşmediğini, DSP'yi hak ettiği yere getirecek, bu güveni verecek adayı destekleyeceklerini belirtti. Birgün, isimlerin değil, kişiliğin önemli olduğunu dile getirdi. “Anlaşılan bu Zeki Sezer olmayacak” diyen gazeteciye Birgün, “Olmayacağı çok net ortada” karşılığını verdi. 'İftiranın altında ezilecekler'DSP Eskişehir Milletvekili Tayfun İçli, “Bizden, özellikle benden çekiniyorlar ki, dünkü yazılı açıklamayı okuduktan sonra, genel başkanlığa aday olduğumu söyledikten sonra tedbirli olarak Disiplin Kurulu'na sevk edildim, üye hak ve yükümlülüklerimden mahrum bırakıldım. TBMM'de DSP adına milletvekili faaliyetimi yürütemeyeceğim, bu açıdan da üzüntülüyüm” diye konuştu. DSP'ye gönül verenlerin sessiz kalmayacağını ifade eden İçli, “O kişiler, bu yaptıkları iftiranın altında ezilecekler” dedi. Genel Başkan adayı olmasındaki amacını İçli, “İnsanlar kendilerini uygun ortamda ifade edebilmeli. Kendilerine emanet edilen maddi ve manevi varlığı ne noktaya getirdiklerini, sanıyorum kurultay delegeleri ve partililer orada soracaklar” diye açıkladı. İçli, “Yüzde 99,9 şansım yok gibi görünüyor ama olsun, kendimi partililere ifade edebilme fırsatım tanınsın, yeter. Kendime güveniyorum, hodri meydan” görüşünü dile getirdi. Artık ahlaki kurallarla siyaset yapılmadığını savunan İçli, şöyle devam etti: “Rakiplerimin dahi ağızlarına almaktan imtina ettikleri iftiralar, çalışma arkadaşlarım tarafından alınması kabul edilebilir bir davranış değildir, DSP'lilikle de alakası yok. Genel Sekreterlikten istifa ederken, 2006'da 89-90 trilyon lira teslim ettiğimi hatırlıyorum, yıllık faizle birlikte herhalde para 3 yılda 130-140 trilyon olması gerekir. Kurultayda ne kadar para olduğunu öğreneceğim.” 'Yavuz hırsız örneği'DSP İstanbul Milletvekili Ahmet Tan ise yaptığı yazılı açıklamada, Genel Başkan Sezer'in, DSP'den yüksek oy aldığı halde onuruyla istifa eden DP Genel Başkanı'ndan ders almak yerine “6 Bakanı kapıya koyarım” diyen Başbakan'ı taklide kalktığını öne sürdü. “Ecevit'in heder edilen siyasal, parasal mirasının ve harcanan trilyonların hesabını bu paranın asıl sahibi olan millete vermek yerine 5 milletvekilini partiden atacağını ilan ediyor” diyen Tan, bunun, “tam bir yavuz hırsızlık örneği” olduğunu savundu. Siyasetin, kör bir partizanlık değil, ittifak ve uzlaşı olduğuna dikkati çeken Tan, açıklamasında şu görüşlere yer verdi: “Sezer, bu sayede TBMM'de temsil edilen bir partinin genel başkanı olma onuru kazanmıştır. Şimdi, Kemal Kılıçdaroğlu'nu desteklememi ve CHP otobüsüne çıkmamı lanetleyen Sezer, 2007'de benim başlattığım bu iş birliğiyle ve arkadaşlarını CHP otobüsüne çıkartarak, parmağını da oynatmadan TBMM'de temsil edilen bir partinin genel başkanı onuru kazanmıştır. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nu destekledim. Bunu, tanıkları ve kayıtları ortada olan 41 yıllık bir Ecevitçi olarak ve DSP'nin itibarını korumak için yaptım. Arkadaşlarım boş yere suçlanmasın; Kılıçdaroğlu ile ben dolaştım ve otobüsün üstünde konuşma da yaptım. Ecevit mirasyediliği lekesi, ihraçla, şipşak kurultayla ve oldubitti bir tüzük değişikliğiyle silinemez. Kifayetsiz ellerinizde harcanan Ecevit'in siyasi mirasına kamu vicdanının size rağmen sahip çıkacağına inanıyorum. Particilik oynama keyfinizi, sadece kurultayda değil, Yargıtay süreci ve Anayasa Mahkemesi denetimine kadar kaçırmaya devam edeceğimi şimdiden ilan ediyorum.”