Demokratik çözüm süreci çerçevesinde, Abdullah Öcalan’ın çağrısı üzerine 8 Mayıs’ta sınır dışına çekilmek için yola çıkan 15 kişilik ilk PKK ’lı grup, silahlarıyla birlikte Kuzey Irak’taki Metina bölgesine ulaştı. Grup, vardığı yerde Erdoğan'ı açıklamalarını televizyondan canlı takip etti.
Radikal'den Rifat Başaran'ın haberine göre; dün sabah günün ilk ışıklarıyla örgüt denetimindeki bölgeye gelen PKK’lılar törenle karşılandı. Hakkâri yakınlarında Kato Dağı’ndan yola çıkan gruptakiler yaklaşık 7 günlük bir yürüyüşün ardından vardıklarını söyledi. Grubun sorumlusu Cigerxwin Fırat, 8 Mayıs’tan bu yana insansız hava araçlarının geçen yıllara göre daha yoğun keşif uçuşları yaptığını belirterek, bu uygulamanın çekilmeyi geciktirdiğini ifade etti.
PKK’lıların ilk çekilme görüntülerini alabilmek için günler öncesinden gazeteciler Zaho, Duhok ve Erbil’de beklemeye başladı. Gazeteciler, grubun örgüt denetimindeki bölgeye gelmesinden bir gün önce bulundukları yerlerden alınarak, araçlarla Metina bölgesinde bir kampa getirildi. Uludere’nin karşısına denk gelen bölgede örgüt, gazeteciler için özel bir kamp hazırladı. Dağların arasında yer alan kampta çadırlar kuruldu. Gazetecilere, geri çekilmeyi izlemek için bir koordinasyon merkezi oluşturulduğu ve gelen grupla da sürekli telsiz irtibatının kurulduğu bilgisi verildi. Sabah saatlerine kadar yakılan ateş başında haber bekleyen yaklaşık 40 gazeteci sabaha karşı, ilk grubun geleceği alana doğru yola çıkartıldı.
Örgütün tahsis ettiği araçlarla yaklaşık 45 dakikalık bir yolculuğun sonunda, Türkiye sınırının yakınlarında bulunan buluşma alanına ulaşıldı. Alan tören için hazırlanırken, PKK ve HPG bayrağının yanı sıra Öcalan posterinin yer aldığı bayrak asıldı. Çok geçmeden, sınır dışına çekilmeye başlayan ilk PKK’lı grup sabah saat 06.00 civarı görüldü. Silah ve teçhizatlarıyla gelen grup yaklaştıkça sürpriz konuklar olduğu da fark edildi. Grupla birlikte gazeteci-yazar Hasan Cemal ile gazeteci Erdal Er ve Mehdi Doğan da Türkiye sınırını geçerek kampa ulaştı. Hasan Cemal, sınırı geçmesinin ardından gruba katıldığını ve yoğun yağmur nedeniyle zor bir gece geçirdiğini anlattı.
Saat 06.30 civarı buluşma bölgesine gelen 6 kadın, 9 erkekten oluşan 15 kişilik grup, kendilerini bekleyenlerce ‘askeri törenle’ karşılandı. Karşılama töreninin ardından PKK’lılar arasında kucaklaşmalar yaşandı. Daha sonra grup sorumlusu Cigerxwin Fırat kısa bir konuşma yaparak, “Her zaman barıştan yana olduk. Bundan dolayı önderliğimizin çağrısına uyduk. 7 gündür yoldayız” dedi. Çözüm sürecinin ilk başlarında bunun hükümetin bir ‘özel savaş oyunu’ olduğunu düşündüklerini ifade eden Fırat, “Sonradan bunun önderliğimizin açıklaması olduğunu anlayınca gerekli hazırlıkları yaptık. Halen Türk devletine karşı güvensizliğimiz var. Bu saatten sonra silahlar susuyorsa siyasetin yolu da açılmalı” diye konuştu. Fırat, insansız hava araçlarının daha aktif çalıştığını anlatırken, gelen grupta yer alan PKK’lıların ellerindeki şemsiyeler dikkat çekti. Fırat, eriyen kar sularının bazı yerlerde geçit vermediğini de anlattı.
Radikal’e konuşan Fırat, 1999 yılında Öcalan’ın emriyle sınır dışına çekilen grupta yer aldığını belirterek, “1999’da tedbirsiz çekildik. Sınırlara pusu kuruldu ve çok kayıp verdik. Ben dağa çıkalı 2 yıl olmuştu. Tedbirsiz davranmıştık” dedi. Fırat, şöyle devam etti: “Geri çekilme çağrısını, yeraltında mevsim koşullarının düzelmesini beklerken, devlet radyosundan öğrendik. Ama inandırıcı bulmadık. "Propagandadır" diye düşündük. Ardından telsizlerden tartışmalardan bu konuda örgütün perspektiflerini öğrendik ve ciddi olduğunu anladık. Çekilme emrinin verilmesinin ardından hızla hazırlıkları tamamladık ve 7 Mayıs’ta yola çıktık, 8 Mayıs’ta yürüyüşe geçtik. Çekilme konusunda devletten de bir adım bekliyoruz. Karakol inşaatları sürüyor. Koruculuk sistemi dağıtılmadığı gibi korucular mevzilerinde bekliyor. İnsansız hava araçlarının hareketliliği 8 Mayıs’tan sonra iki kat arttı. Tüm bunlar bizim gecikmemize neden oluyor. Yola çıktık. Heron hareketliliği nedeniyle 2 saat saklanmak zorunda kaldık. Ama daha sonra şemsiyemizi açıp yürüdük.”
Emekli Tümgeneral Armağan Kuloğlu, Heron’lara karşı şemsiye kullanılmasını şöyle açıkladı: “Termal kameralar ısı farkına göre çalışır. Termal kameralar ısıya bağlı olarak canlıları tespit eder. Yağmurluk ve şemsiye gibi naylonsu ürünler ıslatılıp kamuflaj olarak kullanıldığında vücut ısısı da kamufle olur. Bu durumda vücudun çevresiyle olan ısı farkı ortadan kalktığından termal kameralar tespit için devre dışı kalır. Kamuflaj olarak kullanılan ürünün naylondan yapılmış ve ıslak olması lazım.’’