ABD’nin İdlib’deki kimyasal saldırıyı gerekçe göstererek Suriye ordusuna ait Şayrat Askeri Üssü’ne füze saldırısı düzenlemesinin ardından dünyadan farklı tepkiler geldi.
İngiltere, Fransa, Polonya, Avustralya, İsrail, Türkiye ve Suudi Arabistan ABD saldırısına destek veren ilk ülkeler olurken; Rusya, İran ve Bolivya ise Washington yönetimine tepki gösterdi. BM'nin Suriye Özel Temsilcisi Steffan de Mistura'nın ofisinden yapılan açıklamada da durumun yakından takip edildiği kaydedildi.
ABD’nin 'USS Porter' ve 'USS Ross' gemilerinden 59 Tomahawk füzesi fırlattığı saldırı sonrasında Humus Valisi Talal Barazi, 5 kişinin öldüğünü, 7 kişinin de yaralandığını açıklarken; Suriye Enformasyon Bakanı Muhammed Ramiz Tercüman, “Bu saldırının sınırlı bir zaman ve alanda olduğuna ve beklendiğine inanıyorum” dedi. Tercüman, Rusya’nın yanıt verip vermeyeceği yönündeki soruya ise Moskova’nın saldırıyı kınadığını hatırlatarak “Askeri gerilimin tırmanmasını beklemiyoruz” yanıtını verdi.
‘Suriye’nin bağımsızlığına yönelik saldırının uluslararası kanunlara aykırı’ olduğunu belirten Rusya, Moskova-Washington ilişkilerinin yaşananlardan olumsuz etkileneceğini belirtirken; Ankara’dan yapılan açıklamada ise ABD’nin eylemleri desteklendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye'nin üzerine düşeni yapmaya hazır olduğu” şeklindeki açıklamalarını hatırlatan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Uluslararası camia, (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esed rejiminin bu barbarlığına karşı tavrını çok net bir şekilde sürdürmelidir. Dolayısıyla bunu olumlu karşılıyoruz ama bunun sonunun gelmesinin ve Esed rejiminin tamamıyla uluslararası alanda cezalandırılmasının şart olduğunu düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
İngiltere'den yapılan açıklamada, ‘uygun bir cevap’ olarak görüldüğü belirtilen ABD operasyonuna tam destek verildiği kaydedilirken; ABD'nin Suriye'deki hava üssünü vurmadan önce, saldırı konusunda kendilerine bilgi verdiğini söyleyen Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Marc Ayrault, saldırıyı ‘suçlu bir rejime yapılan uyarı' olarak nitelendirdi.
ABD Başkanı Donald Trump'ın Suriye'de bir hava üssünü vurma kararına 'tam destek' verdiklerini ifade eden İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, “İsrail, Başkan Trump'ın bu kararına tam destek vermekte ve Esad rejiminin korkunç eylemlerine karşı verilen bu kararlılık mesajının sadece Şam'da değil, aynı zamanda Tahran'da, (Kuzey Kore'nin başkenti) Pyongyang'da ve diğer yerlerde de yankılanmasını ümit etmektedir" diye konuştu.
Australia Başbakanı Malcolm Turnbull da ‘ABD’yi güçlü bir şekilde desteklediklerinin’ altını çizerek ülkesinin br sonraki adım için müttefikleriyle ykın görüşmeler gerçekleştirdiklerimi ifade etti.
Polonya hükümet sözcüsü Rafal Bochenek de "ABD, dünya barışı ve düzeninin garantörüdür. Tepki vermeniz gereken, harekete geçmeniz gereken durumlar vardır" açıklamasında bulundu.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü tarafından yapılan açıklamada ise İran'ın Suriye'deki Şayrat Üssü'ne yönelik Amerikan savaş gemileri tarafından yapılan füze saldırılarını ve ABD'nin tek taraflı askeri hamlesini şiddetle belirtildi.
ABD saldırısını ‘işgal’ olarak tanımlayan Bolivya ise BMGK’yı acil toplantıya çağırdı.
Dünyanın en büyük Müslüman nüfusuna sahip olan Endonezya ise hem rejimin "kimyasal silahlı saldırısını" hem de ABD'nin tek taraflı saldırısını eleştiren bir açıklama yaptı.
Endonezya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Armanatha Nasir Suriye'de kimyasal silah kullanılmasını "sert bir şekilde kınarken" ABD'nin saldırısı için de "Endonezya tek taraflı hamlelerden, Suriye'deki kimyasal silah saldırısı trajedisine yanıt olarak Tomahawk füzelerinin kullanılmasından endişe duyuyor" ifadelerini kullandı:
"Birleşmiş Milletler Güvenlik Kurulu'nun onayı olmadan yapılan askeri hamleler, sorunların barışçıl çözümü bağlamında uluslararası hukuka uygun değildir."