Dünya Bankası Türkiye Direktörü: Türkiye 80'lere döndü

Dünya Bankası Türkiye Direktörü: Türkiye 80'lere döndü

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Raiser, Türkiye'nin diğer yükselen piyasalarla karşılaştırıldığında rekabet noktasında da geride kaldığını belirterek, nispi piyasa payı anlamında doğrudan yabancı yatırımları çekme noktasında Türkiye’nin 80'lerdeki yerine geri dönmüş durumda olduğunu söyledi.

Raiser, TEPAV binasında ‘Türkiye’nin deneyimleri; Entegrasyon, Kapsama, Kurumlar’ başlıklı raporu tanıttı. Martin Raiser, diğer yükselen piyasalarla karşılaştırıldığında Türkiye'nin rekabet noktasında da geride kaldığını belirtti.

 

'Türkiye yabancı yatırımcıları çekme noktasında 80'lere döndü'

 

Türkiye'nin doğrudan yabancı yatırımlar içerisindeki payını gösteren grafiğe bakıldığında oldukça etkileyici olduğunu ifade eden Raiser, ‘’Eğer siz bunu tüm yükselen piyasalara giren doğrudan yabancı yatırımı dikkate alarak incelerseniz ya da sadece BRİCS, Meksika ve Nijerya'yı dikkate alarak bu karşılaştırmayı yaparsanız, evet 2007'de Türkiye'de oran yüzde 16'ya yükselmiş. Özelleştirme programıyla alakalı. Ama hemen sonrasında 88'deki orana gerilemiş durumda. Türkiye'de çok az kişi bunu kabul ediyor. Ama nispi piyasa payı anlamında, doğrudan yabancı yatırımları çekme noktasında Türkiye 80'lerdeki yerine geri dönmüş durumda. Ki bu da çok etkileyici değil. Bunun sebeplerinden biri belki de reformların sureti ile alakalı sorunlar. Ve düzenlemeyle alakalı sorunlar” diye konuştu.

Türkiye'nin yüksek gelir grubuna geçmesinin önünde üç zorluk bulunduğunu aktaran Raiser, bunların ilk ikisini verimlilik artışı ve çalışan nüfusun ekonomiye katılımının artırılması konusu olarak söyledi. Üçüncü ve en önemli zorluğun Türkiye'nin kurumsal yapılarının yüksek gelir grubu için hazırlıklı hale getirilmesi konusu olduğunu ifade eden Martin Raiser, şunları kaydetti: “Hukukun üstünlüğü, bağımsız düzenleyici kurumların güçlendirilmesi, kamu mali yönetim reformlarının tamamlanması gibi alanlarda kurumsal reformların yapılması lazım ki Türkiye en iyilerle rekabet edebilsin. Bir çok AB üyesi devletle kıyaslandığında Türkiye'nin inovasyon kapasitesi geride, AB'nin kullandığı grafiklere göre. Ar-Ge alanında yatırımlar iki katına yükseldi ama mesela Polonya'ya baktığımızda Polonya'da özel sektör de devreye girmişken Türkiye'de harcamaların çoğu hala kamu harcaması niteliğinde.” ifadelerini kullandı.