Taksim'de başlayan ve tüm Türkiye'ye yayılan Gezi Parkı direnişi dünya basının da dikkatini çekti. Dünyadan birçok gazete Gezi Parkı olaylarına geniş yer verdi.
Gezi Parkı direnişi dünya basının da gündeminde.
İşte Gezi Parkı direnişine yer veren gazetelerden bazıları şöyle:
İngiltere'de yayımlanan Daily Telegraph gazetesi, Türkiye'deki protestoların Mısır'da Hüsnü Mübarek'i deviren ayaklanmadan farklı olduğunu yazdı.
Yazıda Erdoğan'ın protestoculara kulak vermesi gerektiği belirtilerek özetle şöyle dendi:
“Erdoğan'ın partisi ikisi açık farkla üç seçim kazandı ve ekonomik büyüme sağladı. Ama bu protestolar durup dururken ortaya çıkmadı. Erdoğan'ın partisinin İslami eğilimi giderek artan bir şekilde Atatürk'ün 90 yıl önce kurduğu laik cumhuriyetle ayrışıyor. Başbakan halka üçten fazla çocuk yapmalarını, içenlerin alkolik olduğunu söyleyince ve alkol satışını sınırlandırınca insanlar doğal olarak niyetlerini sorgulamaya başladı.”
“Dahası Erdoğan otoriter tavrıyla eleştirilere tahammül edemiyor. Türkiye hapiste en çok gazetecinin olduğu ülke. Medyanın bir kısmının protestoları görmezden gelmesi, Erdoğan'ı öfkelendirmekten çekindiklerinin işareti. Erdoğan vakur ve duygusal bir insan. Büyük halk desteği var. Polisin aşırı güç kullandığını kabul etti. Bu Mısır'da Hüsnü Mübarek'i deviren Tahrir Meydanı protestolarının Türk versiyonu değil. Ama Erdoğan halkı dinlemeli ve buna uygun yanıt vermeli. Avrupa Birliği'ne girmeye çalışan ve Suriye'yle komşu olan Türkiye'de çalkantının sürmesi hepimizi etkiler.”
Independent gazetesi de başyazısında Türkiye'deki protestoların Arap Baharı'nın başlangıcında Tunus ve Kahire'deki ayaklanmalara benzetilemeyeceğini belirtti:
“Türkiye'de demokratik yollarla seçilmiş, askeri darbe döngüsünü kırmış ve ekonomik refahı sağlamış bir hükümet var. Aslında birçok açıdan gösteriler halkın polis ya da askerin tepkisinden artık korkmadığını göstermesi açısından sağlıklı bir işaret. Ama Kürt toplumuyla uzlaşma sürecini başlatan Erdoğan, daha baskıcı olmaya başladı. Suriye politikası destek görmüyor. Alkol satışına getirilen yeni sınırlamayla toplumun İslamlaştırılması kaygısı da artıyor.”
Türkiye'nin refahı yabancı sermaye akışına bağımlı. Suriye krizinin etkisi, İran ve Irak'la kavga şimdiden istikrarsızlık riski yaratıyor ve yatırımcıları korkutuyor. Eğer iç sorunlar, belirsizliği daha da artırır ve siyasi ve ekonomik açıdan bir başarı öyküsü olan Türkiye'nin konumuma zarar verirse, Taksim Meydanı'ndaki ağaçlar ülkenin en son kaygısı olur."
Telegraph gazetesi, protestolar sonrasında Türk lirasının değerinin dolar karşısında son 17 ayın en düşük seviyesine gerilediğini, bugün piyasaların açılmasıyla düşüşün devam etmesinin beklendiğini aktardı.
Times gazetesinde yer alan bir haberde, İngiliz tur operatörlerinin Türkiye'ye gidecek İngiliz vatandaşlarına protestoların yapıldığı bölgelerden uzak durması çağrısında bulunduğu belirtiliyor. Turizmciler protestoların Antalya, Bodrum ve Dalaman'dan uzak olması nedeniyle Türkiye'ye gitmenin hala tehlikeli olmadığını söylüyor.
İngiliz pazar gazeteleri Türkiye'de Taksim Gezi Parkı'nda ağaçların kesilip yerine alışveriş merkezi yapılmasını protesto gösterilerine geniş yer veriyor.
Observer gazetesi, İstanbul'daki gösterilerin, güvenlik güçleri çekildikten sonra Taksim meydanına kök salmaya başladığını yazıyor.
Göstericilerin şiddetli çatışmaların ardından zafer ilan ettiğini belirten gazete, protestoların Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 yıllık iktidarında karşılaştığı en büyük meydan okuma olduğunu yazıyor.
Gazetenin değerlendirmesinde, Taksim meydanında başlayan protestoların, Türkiye'nin birçok ondan fazla kentine yayıldığını; Boston, Londra, Barselona ve Amsterdam'da da dayanışma gösterileri düzenlendiği de duyuruluyor.
Guardian muhabiri Constanze Letsch, gösterilerin ve kutlamaların Türkiye toplumunun birçok kesimini birleştirdiğini, solcu grupların, sendikaların, milliyetçilerin, Kemalistlerin ve eşcinsel ve transseksüel toplulukların protestolarda bir araya geldiğini yazıyor.
Cuma günkü protesto gösterilerinin dünya çapında dikkatleri Türkiye'ye çevirdiği ancak Türkiye'nin başlıca televizyon kanallarının ise haberlere pek yer vermediği de haberde altı çizilen noktalardan.
Letsch, Barış ve Demokrasi Partisi BDP'den milletvekili Sırrı Süreyya Önder de Cumartesi günü göz yaşartıcı bomba ile yaralananlar arasında olduğunu, Önder'in protestolara sert tutumu nedeniyle hükümeti eleştirdiğini de aktarıyor.
Haberde, bir göstericinin, "Hükümet aktif bir şekilde Suriye muhalefetini destekleyip Suriye'de daha fazla demokratik haklar çağrısında bulunuyor. Ama bakın kendi düşüncelerine karşı çıkanlara nasıl davranıyorlar" dediğini de aktarıyor.
Independent on Sunday gazetesi ise Türkiye'deki gösterileri "rejim karşıtı protestolar" olarak değerlendiriyor.
Başbakan Erdoğan'ın gittikçe daha fazla otoriterleşmekle suçlandığını ancak, protestoların sarsıntısıyla televizyondan itidal çağrısı yaptığını da yazıyor.
Ancak gazete, başbakanın Taksim Meydanı'ndaki yapılandırmaya devam edeceğini söyleyip, olayın gerilim yaratmak için bir bahane olarak kullanıldığını belirttiğini de aktarıyor.
Gazete Erdoğan'ın 10 yıllık iktidarı içerisinde, ülkesini Avrupa'nın en hızlı büyüyen ekonomisi haline getirdiğini ve ülkenin en popüler siyasetçisi olduğunu da yazıyor.
Independent on Sunday'e göre, muhalifleri Erdoğan’ın otoriterleşmesi ile birlikte, hükümetin Suriye siyaseti de kaygılandırıyor.
Financial Times gazetesi ise Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın polisin göstericilere karşı aşırı güç uyguladığını söyleyip, gösteriler karşısında geri adım atarak güvenlik güçlerini Taksim'den çektiğini yazıyor.
Gazete, başbakanın, İstanbul ve Türkiye'nin başka kentlerine yayılan gösterilere katılan on binlerce kişinin ancak bir azınlığı temsil ettiğinde ısrar ettiğini de aktarıyor.
Financial Times'ın Türkiye muhabiri Daniel Dombey, polislerin geri çekilme kararının, Erdoğan'ın meydan okuyan konuşmasının ardından geldiğini de belirtiyor.
Haberde, Cuma günkü barışçıl gösterilerin süratle Türkiye hükümetine karşı genel bir protestoya dönüştüğü ve göstericilerin Erdoğan'ın otoriter eğilimlerini protesto ettikleri de belirtiliyor.
Ana muhalefet partisi CHP'nin kitleleri Taksim Meydanı'na yönlendirdiğinin de belirtildiği haberde, Cengiz Çandar'ın “Türkiye'nin geleceği için büyük bir gün. İstanbul halkı kalıcı bir zafer kazandı” şeklinde tweet attığı da belirtiliyor.
Gazete, Erdoğan'ın göstericilere karşı "Eğer siz 200 bin kişi toplarsanız, ben bir milyon toplarım" dediğini de aktarıyor.
Financial Times, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in Twitter'da, "Vallahi sizi bir kaşık suda boğarız ama dua edin ki biz demokrasiye inanıyoruz." dediğini de aktarmış.
Sunday Times gazetesinde yazan Gareth Jenkins ise, amatör bir video kaydında Gümüşsuyu Askeri Hastanesi'nde görevli askerlerin polise yardım etmeyi reddettiklerinin ve göstericilere gaz maskesi dağıttığını da aktarıyor.
Jenkins, çevreci göstericilerin Başbakan Erdoğan'ın Gezi Parkı'nda bir Osmanlı dönemi kışlasının benzerini inşa etme planlarına karşı çıktıklarını da belirtiyor.
Sunday Times'ın değerlendirmesinde, Amerika Birleşik Devletleri Dışişleri Bakanlığı'nın da gösterilere yapılan müdahaleden kaygı duyduklarını ifade ettiği, İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın ise vatandaşlarına, gösterilerin yapıldığı yerlere gitmemelerini tavsiye ettiği dediği de aktarılıyor.
Sunday Times yazısında, Erdoğan'a muhalif olanların, başbakanın demokrasiden vazgeçebileceğinden endişe ettikleri de ifade ediliyor.
Taksim Gezi Parkı eylemleri ve Başbakan Tayyip Erdoğan'ın eylemlere tepkisi Yunan basınında da geniş şekilde irdelendi.
Gazeteler, Başbakan'ın 'geri adım atmak zorunda' kaldığına vurgu yaptı.
TO VİMA: Başbakan Erdoğan, toplumsal patlama tehlikesi karşısında geri adım atmak zorunda kaldı. Eylemlerde yüzlerce kişi yaralandı, yüzlercesi de gözaltına alındı.
ZOUGLA haber sitesi: Erdoğan meğer yenilmez değilmiş. Halkın öfkesi karşısında gerilemek zorunda kaldı.
ETHNOS: İstanbul halkı, Taksim Meydanı’nın kurtuluşunu kutladı. Halk sultanlık istemiyor.
KATHIMERINI: Gösteriler, Taksim Meydanı’ndan İstanbul Ankara’daki Başbakanlık ofislerine sıçradı. Erdoğan hükümeti ilk kez endişeye kapıldı.
PROTO THEMA: İstanbul bombalanmış bir kente dönüştü. Eylemler 24 saat içinde bütün illere yayıldı. Erdoğan halkın, Gül’ün ve uluslararası baskıların karşısında geri adım atmak zorunda kaldı.
AVGI: Türkiye’de ayaklanma… Cuma gününden bu yana süren eylemler Erdoğan ve polis kuvvetlerinin gerilemesine yol açtı.
ELEFTHEROTYPIA: Taksim yaralarını sarmaya başladı. Halk polisin fendini yendi.
ELEFTHEROS TYPOS: İstanbul’da ayaklanan halk, Erdoğan’ın istifasını talep etti.
Alman basını bugün de Türkiye’deki kitlesel protesto gösterilerine geniş yer ayırdı.
Der Tagesspiegel gazetesi, “İstanbul’da huzursuzluk: Türk baharı” başlığını attığı yorumda, “Gösterilere katılanlar artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söylüyor. Günler süren sokak çatışmaları ve polisin müdahalelerinin ardından hükümet, yelkenleri suya indirdi. Başbakan Erdoğan için bu, şimdiye kadar aldığı en büyük yenilgi. Birçok kişi ülkede yeni bir dönemin başladığı görüşünde” satırlarına yer veriyor.
Die Welt gazetesi aynı konuyla ilgili yorumunda, “Başarılara alışmış olan Başbakan Erdoğan ilk kez spontane biçimde ortaya çıkan halk hareketine boğun eğmek zorunda” ifadesine yer veriyor. Yorumun devamında şu görüşler dikkat çekiyor:
“Yeni, dindar bir gençlik yaratmak istediğinden övgüyle bahseden Erdoğan, gençleri anlamıyor. Kendi yarattığı, geleceğin Müslüman gençleri belki onu harika bulacak. Ancak günümüzün genç insanları sürekli olarak Erdoğan’ın kendilerine dersler vermesinden ve onları sınırlandırmasından sıkıldı. Erdoğan, hassas bir aşağılanma yaşadı. Ancak eğer başarabilecek durumda ise biraz tevazu göstermeyi öğrenmek zorunda.”
Almanya’nın önde gelen ulusal gazetelerinden Frankfurter Allgemeine Zeitung yorumunda İçişleri Bakanlığı’nın müdahalelerle ilgili soruşturma başlatılacağı sözü vermesini ve vatandaşlara sert müdahalede bulunan polislerin gerekirse cezalandıracağını duyurmasını olumlu buluyor. Gazetenin yorumu şöyle:
“Bakalım iş bu aşamaya gelecek mi? Ancak bundan daha da önemlisi, Türkiye’nin azınlıklara daha farklı muamele etmeye alışmasıdır. Dünya tesadüfen gözünü Türkiye’ye çevirdiğinde, azınlıklara anlayış gösterilmesi yeterli değildir.”
Münih merkezli Süddeutsche Zeitung, “Kazanana kadar kendimizi savunacağız” başlıklı haberinde, gösterilerin Ankara’ya da sıçradığını, dün gece polisle göstericiler arasında sert çatışmaların yaşandığını belirtiyor. Gazete haberinde, AB ve ABD’nin polisin göstericilere sert müdahalesini kınadığına dikkat çekiyor.
Düsseldorf merkezli ekonomi gazetesi Handelsblatt ise Erdoğan’ın bir taraftan bölgede demokrasi mücadelesi veren halklara kendi demokrasisini örnek olarak gösterirken, diğer yandansa gelecekte Cumhurbaşkanı’nı eşi benzeri olmayan yetkilerle donatacak bir başkanlık sistemini öngören anayasa hazırlıklarına devam ettiğini belirtiyor.
Gazete, “Erdoğan’ın önümüzdeki yıl Cumhurbaşkanı seçilecek olması sır değil. Ancak bu planlarını mezara gömmek zorunda kalacak. Çünkü yapılan bu gösteriler, protestolar Türk halkının ‘güçlü bir adam’ istemediğini gösteriyor” ifadesine yer veriyor.
Berlin’de yayımlanan Die Tageszeitung’un konuyla ilgili yorumunun başlığı, “Erdoğan ve karanlık güçleri.”
Yorumda, “Başbakan Erdoğan 10 yıllık iktidarının ardından vatandaşları ile temasını kaybetti. Ancak Türkiye’de seçim yapılsa yine de Erdoğan kazanır” deniliyor.
Protestolara başından beri geniş yer ayıran Der Spiegel dergisi internet sayfasında yer verdiği analizde, “Ankara’da biber gazı, İstanbul’da ise barışçıl kitlesel gösteriler… Türkiye durulmuyor. Başbakan Erdoğan ‘çapulculara’ karşı yeni bir cephe açarken, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, ‘dersimizi aldık’ açıklamasını yapıyor” satırlarına yer veriyor.
Badische Neuste Nachrichten ise Türkiye’deki gelişmelerle ilgili yorumunda, gösterileri “Türklerin olgunluk sınavı diploması” şeklinde nitelendiriyor. Yorum şöyle devam ediyor:
“Göstericiler hükümetlerine sınırlarını gösterdi. Bu, önceden olduğu gibi hala otoriter prensiplere göre yönetilen ve çok uzun bir süredir hükümetle sorun yaşadığında artık orduya darbe çağrısında bulunmayan Türk halkı için, dev bir adım.”
(BBCTürkçe)