Dünya devletleri ABD'ye rağmen iklim hedeflerine sadık

Dünya devletleri ABD'ye rağmen iklim hedeflerine sadık

ABD Başkanı Donald Trump'ın ülkesini Paris İklim Anlaşması'ndan çekme kararının gölgesinde düzenlenen BM İklim Değişikliği Konferansı, 17 Kasım Cuma günü sona erdi. Konferanstan dünya devletlerinin ABD'nin tutumuna rağmen 2015'te imzalanan Paris İklim Anlaşması'na sadık kalmakta kararlı olduğu sonucu çıktı.

İki hafta süren konferansa başkanlık eden Fiji'nin başbakanı Frank Bainimarama, konferansta elde edilen sonucun "Paris Anlaşması'yla yakalanan ivmenin sürdürülmesi ve anlaşmanın ruh ve vizyonunun korunmasının önemini vurguladığını" söyledi.

Trump Amerikası yalnız kaldı

Paris İklim Anlaşması'nın hedefleri yerine kömür ve petrol endüstrisine yatırım yapılması gerektiği görüşünde olan ABD Başkanı Donald Trump, insan kaynaklı emisyonların sıcaklık artışının temel nedeni olduğundan şüphe duyduğunu belirtmişti.

Trump'ın anlaşmadan çekilme kararına rağmen ABD'nin görüşmelerde yer almayı hala sürdürmesinin sebebiyse, Paris Anlaşması'nın ülkelerin Kasım 2020'ye kadar anlaşmadan resmi olarak çekilemeyeceği kuralını getirmesi.

Trump'ın hamlesine şu ana dek ekonomisi fosil yakıtlara bağımlı olan ülkeler de dahil olmak üzere dünyanın hiçbir ülkesi destek vermedi. Deyim yerindeyse Trump yönetiminin bu tutumuna "meydan okuyan" 20 ülke ve ABD'nin 2 eyaleti, 2030 yılından önce kömürden enerji üretimine son verilmesini öngören uluslararası bir ittifaka katıldı.

Yüzyılın sonunda fosil yakıta son

Fosil yakıt endüstrisi, görüşmelerde ele alınan temel konulardandı. Çok sayıda ülke Bonn'daki konferansta yenilenebilir enerji kullanımına odaklanırken, mevcut ABD yönetiminin konferansta düzenlediği tek etkinlik, kömür enerjisini teşvik etmek amacını taşıyordu.

Ülkeler konferansta, 2015 Paris İklim Anlaşması'nın uygulaması için detaylı bir kural kitabı hazırlama noktasında ilerleme kaydetti. Buna göre 21'inci yüzyılın sonunda fosil yakıt kullanımının sonlandırılması hedefleniyor.

Ülkelerin iklim hedefleri konusundaki hırsını artırma amacıyla delegeler, 2018'de, sera gazı emisyonlarını sınırlandırma halihazırdaki planlarını gözden geçirmeye ilişkin bir süreç başlatma konusunda mutabakata vardı. Fiji dilinde "hikaye anlatma ve deneyim paylaşma" anlamına gelen sözcükten ötürü sürecin "Talanoa Diyaloğu" olarak adlandırılması kararlaştırıldı.

Her bir ülkenin sera gazı emisyonlarını raporlama ve izleme gibi amaçlar taşıyan kural kitabının gelecek yılın Aralık ayında son halini alması planlanıyor.

Konferansta yaşanan kayda değer gelişmelerden bir diğeriyse, altı yılı aşkın süredir iç savaşla boğuşan Suriye'nin de Paris İklim Anlaşması'nı imzalayacağını açıklaması oldu. Konferansa katılan Suriye delegasyonunun bu açıklamasıyla, Paris İklim Anlaşması'nı desteklemeyen tek BM üyesi ülke olarak geriye ABD kaldı.

"Doğru istikamet"

Konferansla ilgili tepkiler genel itibariyle olumlu olsa da, çevre ve iklim politikasıyla profesyonel ve sosyal olarak ilgilenen çevreler tarafından daha yapılacak çok iş olduğuna ilişkin uyarılar da geldi.

Çevreci sivil toplum örgütleri, Bonn'da elde edilen sonucun "doğru istikamette atılan bir adım" olduğunu ancak emisyonları kesmek ve iklim hedeflerine uyum sağlamak isteyen gelişmekte olan ülkelere sağlanacak finansal destek de dahil olmak üzere birçok sorunun gelecek yıl içerisinde çözülmesi gerektiğini söyledi.

Birleşik Arap Emirlikleri İklim Bakanı Tani Ahmed El Zeyudi, "Herkes bir araya gelerek 'Dünya'yı korumak zorundayız. Paris Anlaşması'nı korumak zorundayız' dedi. Ülkeler ileri doğru hareket ediyor" açıklamasında bulundu.

En az gelişmiş ülkeler grubunun başkanı olan Etiyopyalı Gebru Jember Endalew, "çalışma gerektiren birçok alanda hala eksiklikler olduğunu" dile getirdi.

Brezilya Çevre Bakanı Jose Sarney Filho ise, "Şu anda belli bir tempoyu yakalamış durumdayız ve tüm ülkelerin bu tempoya uyum sağlaması gerekiyor" şeklinde konuştu.

Paris İklim Anlaşması, sıcaklık artışının sanayi devri öncesine kıyasla 1 buçuk ila 2 derecenin altında tutulmasını ve böylece kuraklık, sel, sıcaklık dalgası ve yükselen deniz seviyelerinin sınırlandırılmasını öngörüyor. Halihazırda geçerli olan iklim politikalarınınsa 2100 yılına kadar üç derecelik sıcaklık yükselişine yol açması bekleniyor.

Gelecek yılki iklim konferansı 3-18 Aralık tarihlerinde Polonya'nın Katowice kentinde düzenlenecek.

Reuters/BÜ,ÖA

© Deutsche Welle Türkçe