Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Article 19, İsveç PEN, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü ve Avrupa Gazeteciler Derneği 27 Şubat Pazartesi saat 15.00’te İstanbul’da basın toplantısı için bir araya geldi. Toplantıda gazetecilerin tutuksuz yargılanması gerektiği, gazeteciliğin ve dayanışmanın suç olmadığı vurgulandı.
Toplantıda Avrupalı gazeteciler Suriyeli sığınmacılar konusu nedeniyle Avrupa Birliği ülkelerinin Türkiye’deki basın ve düşünceyi ifade özgürlüğü konusunda sessiz kaldıklarına dikkat çektiler. Uluslararası basın meslek örgütü temsilcileri Türkiye’de gazetecilerin tutuksuz yargılanmasını talep ettiler. Ülkelerde otoriterleşme eğilimindeki yöneticilerin göreve geldiğine dikkat çeken gazeteciler, “Türkiye’deki meslektaşlarımızın deneyimlerinden çok şey öğreniyoruz. Bugün onların başına gelen yarın bizim başımıza da gelebilir” dediler.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, toplantının açılış konuşmasında şu görüşleri paylaştı;
“Gazetecilik zor zamanlar geçiriyor. 145 gazeteci tutuklu. Meslektaşlarımızı ziyaret etme şansı verilmiyor. Halkın bilgilenme ve gerçekleri öğrenme hakkı engelleniyor. Halkın haber alma hakkını kullanmak istemesi konusunda da şüpheliyim. Halk suskun kalıyor. Yurt dışındaki arkadaşlarımızın da aklı almıyor. Bundan sonra ne olur? Referandum olacak, şu anda görülen otokrasiye doğru yürüyen bir Türkiye var. Konuşmanın, düşünmenin suç olduğu, kitap okumanın bile suç olduğu bir toplumdayız. Türkiye’nin portresi bu. Basında işsizlik, sendikasızlık büyük sorun. Gençlerden oluşan gazeteciler sahada zorlukla görevlerini hakkıyla yerine getiriyorlar. Meslek örgütü olarak umudumuzu hiç kaybetmiyoruz. Bugünleri atlatacağız. Demokrasi yeşersin diye bekliyoruz.”
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) Savunu ve İletişim Direktörü Steven M. Ellis, şöyle konuştu:
“Türkiye’de ifade özgürlüğü açısından, gelecek açısından endişe duyan birçok gazetecilik meslek örgütü var. Bu nedenle buradayız. İstanbul’da bir arada bulunmamızın nedeni tutuklu gazetecilerle dayanışma içinde olduğumuzu göstermek. Ayrıca referandum öncesi halkın haber alma hakkının önemine, gazetecilerin de özgürce çalışabilmesine dikkat çekebilmek için buradayız. Buraya hareket etmeden önce Adalet Bakanlığı’na Kadri Gürsel başta olmak üzere birçok gazeteciyi ziyaret etmek için başvuruda bulunduk. Olumlu yanıt alamadık. Cumhurbaşkanlığı ve Adalet Bakanlığı nezdinde de randevu talep ettik. Olumlu yanıt alamadık. Ama dayanışmamıza engel oluşturmadı. Bize göre ilk yapılması gereken cezaevinde bulunan tüm gazetecilerin koşulsuz tahliye edilmesi. Herkes için özgürlük istiyoruz. İktidar, gazetecileri suçlu olarak damgalıyor. Gazetecilerin yazdıkları ve düşündükleri nedeniyle hedef tahtasına oturtulduklarını ve bu nedenle tutuklandıklarını biz biliyoruz. Gazetecilerin iddianameleri hazırlanmıyor. İddianamesiz özgürlüklerinden mahrum bırakılıyorlar. Tüm demokratik süreçlere saygı duyması gereken bir ülkede bunlar kabul edilemez. Tüm dünyaya mesajımız var. Medya özgür kalmaz ise demokrasinin tüm dengelerini alt üst edecek sonuçları olur. Son olarak insan haklarına ve demokratik değerlere saygı duymayan iktidarlar güvenilir partner olamazlar.”
IPI İngiltere Ulusal Komitesi, BBC İskoçya Sorumlu Müdürü Sandy Bremner şöyle konuştu:
“Öncelikle Türkiye’de bu kadar seçkin gazeteciye yönelik baskı konusunda derin endişelerimi dile getirmek istiyorum. Harekete çağırmak istiyorum. Demokratik değerleri savunmada Türkiye yalnız bırakılmamalı. Cezaevine girmeden önce Kadri Gürsel ile tanışmıştım. Kadri Gürsel’in gazeteciliğin temel ilkelerine bağlılığından etkilendim. Tehdit ne olursa olsun onun yanında olmaya iten neden de onun gazetecilik değerlerine bağlılığıdır. Hiçbir gazeteci yaptığı görevden dolayı, hukuka aykırı, gayri meşru muameleye tabi tutulamaz. Onca gazeteci bu muameleyi görmüşken, uluslararası toplumu bekleyen görev de böylesi bir muameleye tepki göstermesidir. Hem hukuksuz muameleye karşı durmak, hem de demokrasiyi hedef alan bu muameleye karşı koymak gerekir. Gazetecilerin hak ettikleri hukuk güvencelerini talep etmek için buradayız. Cezaevinde bulunanlar bir tek şey istiyorlar; Gazetecilik özgür bir biçimde yapılmalı, bir bekleme konusu olmamalı.”
19 program sorumlusu Georgia Nash, şöyle konuştu:
“Birçok gazeteci tecrit koşullarında cezaevlerinde davaları açılmadan, suçlamaları somut şekilde yöneltilmeden tutuluyorlar. Somut suçlama olmadan onların cezasını çekerek tutukluluğa başlıyor. Gazeteci Ahmet Şık, bir dosyasında FETÖ yapılanmasını kamuoyuna yansıtırken, bir diğer dosyasında FETÖ propagandası yapmaktan tutuklandı. Taban tabana zıt iki iddianame. Güvenilirliği şüpheli, somut delillerden uzak suçlama yargının güvenirliğini zedeliyor. Hükümete göre bu gazeteciler terörist. Politik özlü bu davalar muhaliflere karşı kullanılıyor. Bu davaları Türkiye’de izlemeli AGİT gibi yapılara da açılmalı.”
İsveç PEN Genel Sekreteri Anna Livion Ingvarsson, “Türkiye’de haberciliği savunmanın bedelinin bu kadar ağır olması, yazı yazmanın, kitap yazmanın bu kadar ağır olması nedeniyle duyduğumuz endişe yüzünden karşınızdayız. Referandum sürecinde de haber almanın ne kadar önemli olduğunu gözlemliyoruz. İsveç PEN. Tüm tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını istiyor” dedi.
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Savunu Danışmanı Sophie Busson, ise şu görüşleri paylaştı:
“Özgür Gündem gazetesi ile dayanışma içinde olduğu için bizim Türkiye temsilcimiz Erol Önderoğlu da 14 yıl hapis cezası ile yargılanıyor. Cenevre’de Türkiye’deki gazetecilerin durumuyla ilgili bir toplantı yapacağız. Avrupa kamuoyuna yansıtacağız. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün sıralamasında Türkiye 151. sırada yer alıyordu. Gelecek yıl indekste daha kötü yer alacağını gösteriyor gelişmeler. Dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi olmaktan çıkmalı Türkiye.”
Avrupa Gazeteciler Derneği (AEJ) Başkanı Otmar Lahodynsky konuşmasında şu görüşlere yer verdi; “ Burada Avrupa Gazeteciler Birliği’ni temsil ediyorum. 1964 yılında kurulduk. Avrupa değerlerini ön plana çıkaran, ifade özgürlüğü idealinin geliştirilmesine çalışan bir kuruluştur. Bugün Avrupa Konseyi’nin AGİT üyesi olan, AB üyeliği için müzakere yürüten bir ülke olarak Türkiye’den taahhütlerine sahip çıkmasını bekliyor ve istiyoruz. AB’yi bu süreçte oldukça sessiz görüyorum. Bunun da Suriyeli sığınmacılardan kaynaklandığını biliyoruz.”
CHP Milletvekili Mahmut Tanal ise Cumhuriyet yazarlarının soruşturmasını yürüten savcının FETÖ asıl davası nedeniyle yargılandığını, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını, gazetecilerin ise iddianamesiz tutuklu olduğuna dikkat çekti.