Dünya Kupası 2018: Rusya'daki turnuva hakkında bilinmesi gerekenler

Almanya penaltı atışlarında gerçekten iyi mi? Ev sahibi olma avantajı ne kadar önemli? Ve hangi Meksikalı savunma oyuncusu Dünya Kupası maçlarında Cristiano Ronaldo kadar çok gol attı?

Futbolseverler, Dünya Kupası heyecanını iyice hissetmeye başlarken, bu soruların ve daha fazlasının yanıtını veriyoruz...

Listenin ilk sırasında, 5 Dünya Kupası ile Brezilya var. Kupayı son olarak 2002'de aldılar. 2014'te turnuvaya ev sahipliği yaptılar ama bu turnuvadaki maceraları, Almanya karşısında aldıkları 7-1'lik ezici yenilgiyle sona erdi.

Dünya Kupası'nı Avrupa ve Güney Amerika dışındaki hiçbir ülke kazanamadı ve son 3 finalde Avrupa kıtası Almanya, İspanya ve İtalya'nın kazandığı zaferlerle kupa sayısını 11'e yükseltirken, Güney Amerika 9 şampiyonlukta kaldı.

Almanya'nın gol makinası Miroslav Klose, 4 turnuvada attığı 16 golle listenin ilk sırasında. Klose 2016'ta aktif futbola veda etti ama Alman Milli Takımı'nın teknik ekibiyle Rusya'ya gidiyor.

Brezilyalı Ronaldo 15 golle ikinci ve bu gollerin sekizini 2002'de şampiyon olacakları turnuvada atmıştı.

Tek bir turnuvada en çok gol rekoru Fransız Just Fontaine'in elinde. Fontaine, 1958'deki Dürya Kupası'nda çıktığı altı maçta 13 gol atmıştı.

Dünya Kupası'nda 10 ya da daha fazla gol atan oyunculardan sadece Alman Thomas Müller Rusya'ya oyuncu olarak gidiyor. Müller'in listenin başındaki vatandaşı Klose'yi yakalayabilmesi için, daha önceki bir turnuvada 5 gol rekorunu kırması gerekiyor.

Kolombiyalı forvet James Rodriguez bir önceki turnuvada Altın Ayakkabı ödülünü kazanmıştı, dolayısıyla bunu tekrarlayabilirse adını en iyilerin arasına yazdırabilir.

Listedeki tek savunma oyuncusu Rafael Marquez ise 5. kez Dünya Kupası'na gidecek ve Cristiano Ronaldo'yla aynı gol sayısına sahip.

Son Dünya Kupası en azından 1966'dan bu yana en az gol vuruşunun yapıldığı turnuvaydı.

Buna karşın, 2014'te maç başına 2,7 gol ortalaması yakalandı. Bu, 1982 İspanya'dan beri en yüksek orandı.

Uzun mesafeden kaleye atılan şutlarda bir düşüş görülüyor. Bunu sergileyen en iyi örnek, 2016 ve İngiltere'nin kazandığ 1966'daki turnuva arasında yapılan kıyas.

1966 finalinde, en az iki kat ceza sahası dışından şut atıldı, 2014 finalindeki 20 şuttan çoğu ise ceza sahasından atıldı.

İngiltere 1966'daki şampiyonluğundan bu yana sadece bir kez çeyrek final aşamasını geçebildi. Ancak bu, diğer ülkelerin milli takımlarını İngiliz liglerinde oynayan futbolcularla doldurmalarına engel olmadı.

Leroy Bane, Marcos Alonso ve David Luiz gibi ünlü oyuncular milli takımlarına giremeseler de, Dünya Kupası'ndaki Premier Lig oyuncusu sayısı diğer liglere göre çok daha fazla.

Dünya Kupası'nda İngiltere'nin ilk üç liginde oynayan 130 oyuncu var. İspanyol liglerinden 87, Alman liglerinden ise 67 oyuncu bulunuyor. İngiliz liglerinde forma giyen oyuncusu bulunmayan ekipler ise Uruguay, Panama, Suudi Arabistan ve Rusya.

İngiltere, 23 oyuncusunun tümü aynı ligde oynayan tek ülke. İsveç ve Senegal'in ise kendi liglerinde oynayan hiçbir futbolcusu yok.

Dünya Kupası'na iki kez ev sahipliği yapan Brezilya, 1950'de Uruguay'a şampiyonluğu kaptırdı. 2014'te ise Almanya karşısında ulusal hezimet sayılan 7-1'lik bir yenilgi aldı.

Ancak çoğu diğer ülke ev sahibi olmanın avantjını kullanmayı başardı. Rusya da bu trendin sürmesini ve Uruguay, Mısır ve Suudi Arabistan ile karşılaşacağı gruptan çıkmayı umuyor.

Rusya bunu başarabilirse, Güney Afrika ilk turda elenen ilk ev sahibi olarak kalacak.

Dünya Kupaları penaltı atışlarındaki dramalar olmadan eksik kalıyor.

Sadece bir Alman oyuncu Dünya Kupası'ndaki penaltı atışlarında topu kaleye gönderemedi ve penaltıya kalan 4 maçı da kazandılar. Alman oyuncular 1982'den bu yana penaltı atışlarındaki 15 vuruşu da gole çevirdi.

Penaltı atışlarında 3 kez kaybeden İngiltere ise Dünya Kupası'nda bu alandaki en kötü takım.

İtalya da bu şekilde 3 kez elendi. 1994'te Roberto Baggio'nun üstten dışarı attığı penaltı vuruşu hala hatırlarda. Ancak İtalya'nın acısı, 2006'da penaltılarla gelen Dünya Kupası'yla biraz hafifledi.